Sevr! Lozan! Oslo!


Başbakan “Oslo’da görüşmeleri yeniden başlatabiliriz” açıklaması yaptı ve hemen aynı gün gazete köşelerinde “Ben müzakereden yanayım arkadaş” yazıları çıkmaya başladı. Sevr. Lozan. Oslo. 3 yer ismi bir araya geldi. Şimdi müzakerecilere sormalı: “Sen nasıl bir müzakereden yanasın arkadaş?” Sevr tipi bir müzakere mi? Lozan tipi bir müzakere mi
***
Sevr müzakereleri; Osmanlı topraklarının paylaşılması görüşmeleriydi, yitirilmiş bir savaş sonrasında Paris’in Sevr adlı semtinde bir mozaik müzesinde Padişah Vahdettin’in görevlendirdiği son sadrazamı Damat Ferit Paşa başkanlığında bir heyet tarafından yürütüldü. Sevr Antlaşması imzalandı. (10 Ağustos 1920’de…) Sevr, yenilmişlik müzakeresiydi. Ülke, savaştan yenik çıkmıştı. Sevr, parçalanmayı kabul etti.
***
Lozan müzakereleri; Türkiye’nin parçalanmasına karşı çıkanların verdiği ve yenilmeyip galip geldiği “İstiklal Savaşı” sonrasında İsviçre’nin Lozan şehrinin Lozan Üniversitesi Konferans salonunda Mustafa Kemal Atatürk‘ün görevlendirdiği İsmet İnönü başkanlığında bir heyet tarafından yürütüldü. Lozan Antlaşması imzalandı. (23 Ağustos 1923’te…) Lozan, yenmişlik müzakeresiydi. Ülke, savaştan galip çıkmıştı. Lozan, bölünmez bütünlüğü sağladı.
***
Oslo müzakereleri; Türk Ordusu güçlü olduğu dönemde “terörü sıfırlamışken”, Ortadoğu’ya yeni harita getirmek için ABD Ordusu’nun Irak’ı işgalinden sonra yeniden güçlendirilen PKK terörü sonucunda gelinen “Analar Ağlamasın Açılımı” neticesinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın görevlendirdiği MİT Müsteşarı önce Emre Taner sonra Hakan Fidan tarafından yürütüldü. Oslo müzakereleri kesildi. Yeniden başladı.
***
İmralı’da Abdullah Öcalan’la fikir alışverişi yeniden canlandırıldığına ve Başbakan yardımcısı bakanların “gerekirse PKK ile de görüşebiliriz” açıklamaları yapıldığına göre Norveç’te yeniden başlatılan “Oslo Müzakereleri”nin türü nedir? Oslo, yenilmişlik müzakeresi midir? Oslo, yenmişlik müzakeresi midir? Oslo, Lozan benzeri midir? Oslo, Sevr benzeri midir?
***
Müzakereler savaştan sonra yapılır. “Ben müzakereciyim” diyorsun Adice bir kaytarma yapıyorsun. Kendini dışarıda tutma kurnazlığına sapıyorsun. Biri çıkıp da; “Ben müzakereci değilim” derse o; “savaştan yana kan dökülmesine taraftar mı” oluyor? Neyi müzakere ediyorsunuz? Yazılarınızda açıklayın. Başbakanı açıklamaya zorlayın. Yaptığınız aşağılık propaganda. Mütareke yazarları da aynısını yapıyordu. ABD, AB ülkelerinde yayınlanan gazete ve dergilerde “Türkiye’yi parçalayan haritalar yayınlanırken siz müzakereden yanayız” diyorsunuz.

Zengine vergi laf!
Dışardan bol sıcak para akan günler geride kaldı. Bol ucuz ithalat da yok. Ekonomi yönetiminde sıkışma başladı. Bütçe açığını; “zam yaparak mı, iç borçlanmayı yükselterek mi” kapatmak arasında bocalıyor.
Bu arada; “Başbakan Tayyip Erdoğan zengine vergi düşünüyor” diye propaganda başladı. “Zengine Vergi” yutturma bir laf. Böyle bir vergi yok. “Varlık vergisi” denilen ve servetten alınan vergi var. Tansu Çiller, “Net Aktif Vergisi” adı altında varlık vergisi koymuştu. Tayyip Erdoğan,Tansu Çiller kadar cesur değil. Varlık vergisi koyamaz. Tabanı kayar. Cumhurbaşkanı seçilemez.

Necati Doğru

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)