Silivri konukları!


30 Ağustos kararları yürürlüğe girdi... Balyoz davasında yargılandıkları için emekli edilen 40 general ve amiral Hasdal Askeri Cezaevi’nden Silivri Cezaevi’ne naklediliyor... Haklarında bir mahkeme kararı bulunmayan ancak tutuklu oldukları için emekli edilen bu generallerin hayatında ne değişecek?
Avukat Hüseyin Ersöz Hürriyet’te anlatıyor:
“Hasdal ve Hadımköy askeri cezaevleri birer tutukevi. Silivri ise cezaevi. Silivri’de tutuklularla mahkûmlar arasında hiçbir ayrım yapılmıyor. Cezaevinde bulunanların hepsi mahkûmiyet hayatı sürüyor. Halbuki olması gereken Hadımköy ve Hasdal’daki yaşam koşulları. Çünkü bu insanlar tutuklu ve haklarında henüz bir mahkûmiyet kararı yok. Silivri’de adeta bir tecrit var. Normal tutuklular saz kursları, paneller vb gibi etkinliklere katılırken, Balyoz ve Ergenekon sanıkları güvenlik gerekçe gösterilerek bu etkinliklerden yoksun bırakılıyor. Güvenlik zafiyetinin gerekçesini sormamıza rağmen bizlere verilen bir cevap da yok. Yani Silivri’de cezaevinin içinde ayrı bir cezaevi daha var. Şartlar böyle olunca, askeri cezaevlerinden Silivri’ye gelecek olanlar şüphesiz birtakım zorluklar çekecekler...”
Büyük Zafer’in 90. yılını bazı TSK mensupları yukarıdaki koşullarda anıyor...



Soru: 30 Ağustos Zafer Bayramı nasıl geçti?
Yanıt: Atatürk anıtlarına çelenk koyabilenler
kendilerini zafer kazanmış gibi hissettiler...
* * *
Suriye krizinde son durum: ABD ve İngiltere,
Rusya ve Çin’le kapışmamak için geri plana
çekildi, Türkiye, Suriyeli muhaliflere, Suriye ise PKK’ya destek vermeye devam ediyor...
Hadi hayırlısı bakalım...
Haldun Ertem



Kokteyl telaşesi...
Yargıtay Başkanlığı, Meclis bahçesindeki Adli Yıl Açılış Kokteyli’ni iptal etti...
Gerekçe “Şehit ve gazilerimiz ile onurlu ailelerine duyulan saygı” imiş...
Esas gerekçeyi dün Mehmet Tezkan yazdı; içkili toplantıların dinen mübah görülmemesi...
Kokteyllerin kimseyi içki içmeye zorlamayan uygar buluşmalar olduğunu bilecek düzeyde değiller henüz.
Bir özel üniversitede açılış kokteyli vardı geçenlerde. Kültür Bakanı da davetliymiş.
Rektör emir vermiş... Eğer bakan gelecekse kokteylde içki olmayacak. Gelmezse içki dağıtılabilir. İçki çok mu önemli diyeceksiniz... Hiç değil. Ama niyet başka...
Ulusal bayramlarda Atatürk anıtına konulan çelenklerin parçalanması... Günübirlik Atatürk döneminin eleştirilmesi... Generallerin hapsedilmesi... CHP’nin kaset komplosuna uğraması... Laikliğin kemirilmesi... Eğitimde imamlaştırma... Bira içenlere saldırılar vs... Hepsi aynı paketin parçalarıdır... Ortadoğu’ya uyum paketinin parçaları...
İktidarın parolası: İstikbal çöllerdedir...



Meclis’e duvar!
Zeytinburnu’na dikilen iki gökdelen henüz iskelet halindeyken dahi İstanbul’un Sultanahmetli, Ayasofyalı o muhteşem siluetini neredeyse şimdiden yok etti. Gökdelenler yerleşime açılıp geceleri ışıklandırıldığında ortaya çıkacak siluetin nasıl bir şey olacağını varın siz düşünün, diyor... Sözü Ankaralı okurumuza bırakıyoruz.
“Tarihe, tarihsel yapılara saygısızlık en çok kendisine muhafazakar diyen bu iktidar döneminde vakayı adiye haline geldi. Bunun bir örneğini de TBMM’nde yaşıyoruz. O güzelim binanın arkasına 12 Eylül darbecilerinin diktiği Halkla İlişkiler binası denen ucubeyi bir tarafa bırakıyorum. Bir yıl kadar önce, Meclis’in hemen karşısında, Tunus Caddesi’ndeki eski Petrol Ofisi binasının yerine bir gökdelen dikilmeye başladı. Tahminen 20 - 25 kat olan bu binanın kaba inşaatı bitti, şu sıralar cam giydirmesi yapılıyor. Bina, şu anda bile TBMM’nin üzerine abanmış bir heyula gibi. O yetmezmiş gibi ikinci bir cinayet de bizzat Meclis’in kampüsünde işlendi. Mevcut Halkla İlişkiler Binası yetersiz denilerek yerine yenisinin inşasına başlandı. Binanın bugünlerde kabası bitti, duvarları örülüyor. Ortaya çıkan manzara şu haliyle bile insanın içini acıtıyor. Meclis’in Dikmen caddesine bakan tarafına adeta 15 - 20 metre yüksekliğinde bir duvar örüldü. Geçen gün gazetelerde Cemil Çiçek’in de ortaya çıkan ve mevcut Meclis ana binasını ezen bu çirkin görüntüden rahatsız olduğunu okudum. Ama tabii ki geçmiş olsun. Eserleriyle ne kadar övünseler azdır.”



Latif Abdül Bey...
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Genel Başkanı olduğu Türkiye Partisi’nin kapanmasıyla boşta kalan Abdüllatif Şener için:
- Partimize gelirse memnun oluruz, dedi...
Abdüllatif Şener Bey son Anayasa referandumunda “Yetmez ama evet”i destekleyerek AKP’nin yanında yer aldı ve o andan itibaren muhalefet misyonunu yitirdi.
Partisini kapatmaktan başka çaresi kalmadı...
CHP’ye faydalı olur mu?
Atatürkçülük, laiklik, cumhuriyetçilik gibi konularda hassasiyet taşımıyor.
Son referandumda olduğu gibi yeri geldiğinde AKP’ye katkı sunabiliyor...
Sanırız bu özellikleri dolayısyla Yeni CHP’ye faydalı olur...

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)