ŞipşAK kongre!


İngiltere’deki siyasi partiler her yıl eylül, ekim aylarında yıllık olağan kongrelerini yapıyorlar... Dört - beş gün süren kongrelerde delegeler her konuda görüşlerini belirtip öneriler getiriyor, hata yapan parti sorumlularını sorguya çekiyorlar...
Bu kongreler aynı zamanda siyasette iddia sahibi kişiler için önemli bir platform...
Zamanında delege olarak kürsüye çıkıp da daha sonra bakanlığa, hatta başbakanlığa yükselmiş çok sayıda siyasetçi var İngiltere’de...
Demokrasi tabandan başlayıp tavana doğru yürüyor...
* * *
AKP’nin bugün yapılacak ‘Büyük Kongre’si ise sadece bir gün sürüyor... Genel Başkan ve MKYK üyeleri seçilecek bu bir günde. Ayrıca söz isteyen yabancı konuklar ile çalışma raporu üzerinde konuşmak isteyen delegeler kürsüye çıkacak. Bir tek günde bütün bu söylediklerimiz nasıl yapılabilir? AKP’yi ve kongrelerini yıllardır izleyen dostumuzun sorulara yanıtı:
- Hiç merak etmeyin, bu iş için bir gün yeter de artar bile.
- İyi de nasıl?
- Tayyip Bey dışında belki bir - iki yabancı konuğa söz verilir. Ardından da Genel Merkez’in belirlediği belki bir delegeye... Programda tüzük değişikliği var. Bunda da sadece değişiklikler okunur, hoş karşılanmayacağını bildikleri için hiçbir delege söz almaz. Kabul edenler, etmeyenler diye oylama yapılır, seçimlere geçilir. Tayyip Erdoğan dışında kimse aday olamayacağı için o seçim de uzun sürmez. Ardından MKYK seçimleri yapılır. O da Genel Başkan’ın belirlediği tek liste olacağı için hem oyların kullanımı hem de sayımı bir - iki saati geçmez...
Ne diyelim bu durumda? Yaşasın demokrasi, diyoruz...

İngiliz terbiyesi!

MülkiyeLİ hocamız... Emekli Profesör Yahya Tezel kızını ziyaret için Hollanda’ya gidecekti. Oradan da birkaç haftalığına Londra’ya gidip dönmeyi planladı. Elinde devletin verdiği yeşil pasaport var. Ancak İngilizler yeşil pasaporta da vize istiyor. Hocamız Amsterdam gidiş dönüş uçak biletiyle Londra’da kalacağı otelin rezervasyon formunu da dilekçesine ekleyerek vize başvurusunu yaptı. Vize işlemleriyle özel bir şirket ilgileniyor. Başvuruları alıp konsolosluğa iletiyor... Birkaç gün sonra yanıt geldi konsolosluktan: “Londra’daki masraflarınızı karşılayabileceğinize ilişkin kanaat oluşmadığından.. Talebinizin reddine...”
Yahya Tezel’in elinde yeşil pasaport var. Doktorasını İngiliz Cambridge Üniversitesi’nde yapmış. 7 yıl o ülkede yaşamış. Hocalığı sırasında sayısız kez İngiltere’de toplantı ve konferanslara katılmış... Konsolosluk “Kim kimdir” türü bir kitaba baksa her şeyi görecek. Ama görmüyor. Bu sadece bir profesöre değil... Bir ulusa karşı da terbiyesizlik kuşkusuz...

İmralı dalgası...

Oslo’ya gideriz... İmralı ile görüşürüz... Görüşürüz demek kolay... Geçmişte de söylendi. Görüşmeler yapıldı. Terör daha da azdı. Neden? Karşı tarafta beklenti yaratır ama sonradan yan çizerseniz terör azar. Bunu 2005 yılında Başbakan Diyarbakır’da ölçüsüz sözler verdiğinde de yazdık, üç yıl önce içeriği belirsiz “Açılım” ilan edildiğinde de... Umut vermek, beklenti yaratmak ama sözünü tutmamak.. Ya da görüşme masasına oturup gerçekle yüzleşince sözünden dönmek. İşte karşı tarafı azdıracak faktör... Hem masaya oturup neyi görüşeceksiniz? Demokratik özerklik vermeye hazır mısınız? Önce oturup bunun kararını verin, halka da ne vereceğinizi anlatın. Bakalım ne diyecek?

İktidar partisi ile terör örgütü arasındaki muhabbetten:
- Sevgilim beni terk etmeyeceksin değil mi?
- Oslo...
Akif Kökçe

Basın

Cumhuriyet, Aydınlık, Sözcü, Evrensel, Birgün, Yeniçağ gibi gazetelerinin AKP Kurutayı’nı izlemesine izin verilmedi... Basından korkuyor iktidar partisi... Fikir ve ifade özgürlüğünden, şeffaflıktan, farklı bakış sahiplerinin bakışlarından korkuyor. İktidar yanlısı olmayan gazetecilerden ve onların soracağı sorulardan korkuyor.
Böyle bir iktidarın daha özgürlükçü bir anayasa yapacağına, basın özgürlüğünü daha ileri götüreceğine inanan var mıdır bu ülkede?


Apo’nun kardeşi Mehmet Öcalan da devreye girdi: “Abim çözüm için görev bekliyor.”
Bekleyecek ne var; adamlarına “Silahı bırakın” desin,
olsun bitsin...
* * *
Başbakan Erdoğan zenginlerden ek vergi alınmasına sıcak bakıyormuş.
Belli ki kendisinden korkmayanlara bayağı sinirlenmiş...
Haldun Ertem

Terzi

Öykü Burçin Alpacar’ın “Bir Not Var Sizlere” adlı kitabından... Bir bilgeye sormuşlar:
- Efendim dünyada en çok kimi seversiniz?
- Terzimi severim, demiş..
- Neden?
- Çünkü benim terzim her gittiğimde ölçümü yeniden alır. Ama herkes öyle mi? Bir kez benim hakkımda karar verirler ölünceye kadar da hep aynı gözle görürler...

Bıçak

İzmir’de 14 yaşındaki öğrenci H.K. Kimya öğretmeni Sevilay Durukan’ı bıçaklayıp öldürdü geçen hafta içinde. Sebep, öğretmenin öğrenciye “geç geldiğine ilişkin kâğıt getir” demesiyle başlayan tartışma... Sudan sebeplerle işlenen cinayetlerde de artış var son zamanlarda... Nedir sebebi? Acaba televizyon dizilerinde sorunların çoğunlukla silahla çözülmesinin bunda rolü var mı? Dizilerde sürekli tabanca bıçak kullanılıyor, cinayet işleniyor. Cinayetler de bir biçimde meşru gösteriliyor...
Almanya’da bir hafta geçirdik geçenlerde. Akşamları vurdulu kırdılı tek bir dizi görmedik ekranlarda. Diğer Avrupa ülkelerindeki durum da aşağı yukarı böyle. Bizim RTÜK adı verilen kuruluş farkında mı?

Dünyanın en pahalı benzini Türkiye’deymiş.
Sadece o kadar mı? Aynı zamanda en “ucuz siyasetçileri” de...
Fahrettin Fidan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)