Siz Baasçı olamazsınız!


Tayyip Erdoğan ve Kılıçdaroğlu ile kendisini ispat etmek için dedesine bile küfreden Hasan Cemal, aynı Baas düşmanlığında buluşuyorlar. Onları buluşturan, Atlantik yandaşlığı, onların ortak kaderini de belirliyor.

Hasan Cemal, Ortadoğu’daki İttihatçı - Kemalist - Baasçı geleneğin yaptığı işleri doğru özetledi = Padişahları, kralları devirmek, Cumhuriyet kurmak ve açıkça yazmasa da satır aralarında bağımsızlık ve laikliği inşa etmek.

1908 ve 1920 Türk Devrimlerinin yedi iklimdeki ünü
Hasan Cemal Baasçılığın tarihsel köklerinin ya da esin kaynağının İttihatçılık ve Kemalizm olduğunu da doğru belirliyor. Mazlumlar Dünyasındaki bütün bağımsızlık ve demokrasi hareketleri, Kemalist Devrimden etkilenmiştir. 1908 ve 1920 Türk Devrimleri, yalnız Arap dünyasında değil, Çin’den Latin Amerika’ya kadar bütün mazlum ülkelerde millî demokratik devrimleri ateşlemiştir. O nedenle Küba’nın başkenti Havana’da Atatürk’ün heykeli Atlas Okyanusu’na bakar ve Kuzey Kore’nin başkenti Pyongyang’taki kulenin asansöründeki kapıcı Atatürk’ü bilir.
1908 ve 1920 Devrimlerine önderlik eden İttihatçılar ve Kemalistler, yedi iklimde büyük değerlerdir. Adları, Mazlumlar Âlemi’nin istiklâl, hürriyet ve aydınlanma özlemlerine bayrak olmuştur. Dünyada saygınlığı olan Türk markası, onlardır.
Baasçılar da onlardandır; o gelenektendir.

Emperyalizmin etnik ve dinsel kışkırtma misyonerliği
Hasan Cemal’in İttihatçı - Kemalist geleneği Kürt ve Ermeni düşmanı göstermesi, misyonu gereğidir ve ancak bilgisizleri yönlendirir.
Genç Türkler olsun, devamı olan Kemalist Devrimciler olsun, Türkiye’ye insancıllığı (Hümanizm) ve “Unsurların Birliği” programını getirmişlerdir. İttihat Terakki’yi Askeri Tıbbiye’nin bodrumlarında kuran beş devrimcinin ikisi Kürttür ve Abdülhamit İstibdadına karşı Ermenileri ve diğer milliyetleri hoşgörüyle kucaklayan yine İttihatçılardır. Mustafa Kemal Paşa’nın İstiklâl Savaşı’nda Türk ve Kürdü birleştiren devrimci pratiği de biliniyor.
Demokrasiyi, Hasan Cemal gibi tarihsel - devrimci köklerinden koparır ve kısaca emperyalizme özgürlük olarak tanımlarsanız, Mazlum Dünya devrimciliğine karşı etnik ve dinsel kışkırtıcılığı görev edinirsiniz.

Cromwell, Robespierre, Washington ve Bismarck’a tükenmeyen nefret
Bu emperyalist “demokratlık”, yalnız İtthatçılığa, Kemalizme ve Baasçılığa düşman değildir; gelişmiş kapitalist ülkelerdeki demokratik devrimleri de, hep aynı kralcı ve gerici tekerlemelerle lânetlerler. Cromwell’den, Robespierre’den, Washington ve Lincoln’den, Bismarck’tan da nefret ederler.

Hasan Cemal’in fikirdaşı olmak
Hasan Cemal’in konumu biliniyor. Dönekliğini bile rant kaynağı haline getirecek kadar marifetlidir. Peki CHP Genel Başkanı’nın Hasan Cemal ile fikirdaş olmasına ne dersiniz?

Soros Vakfı Kurucusu
Baasçı olamaz
Kılıçdaroğlu haklı. Çünkü Soros Vakfı’nın kurucusu Baasçı olamaz. Bir Baasçının Soros Vakfı kuruculuğunu iftiharla taşıyabileceğine kimse olasılık tanımaz. Baas partileri, üyelerinin Soros Vakfı kurucusu olduğunu saptadıkları an, hemen ihraç ederler. Çünkü onların hayatı, emperyalizme karşı mücadeledir.
Baasçıların Seyit Rıza heykeli önünde poz vermeleri de mümkün değildir. Onlar aşiret reisleriyle değil, Atatürk ve İsmet İnönü ile aynı mevzide olmaya özen gösterirler. Kendi ülkelerinde Ortaçağ ilişkilerini temizlemede tarihî başarılar kazanmışlardır.
Baasçılar, ülkelerinin sorunlarını emperyalist merkezlerin “Âkil adamlarına” havale etmezler. Ülkelerinin meselelerini, milletlerinin ve partilerinin aklıyla çözme çabası içinde olmuşlardır.
Baasçıların cemaat ve tarikatları yasallaştırma gayretine girdikleri de görülmemiştir. Ülkelerine, halklarının özümleyebilecekleri ölçülerin de ötesinde aydınlanma, laiklik ve hoşgörü getirmek için etkili devrimci uygulamalarda bulunmuşlardır.

Mustafa Kemal’i “eşkiya” görenlerin enternasyonali
İttihatçılığı, Kemalizmi ve Baasçılığı emperyalistler gibi tanımlayanlar, yalnız Suriye ve Irak’ın işgaline değil, Türkiye’nin işgaline de destek olmuşlardır. Bu “enternasyonalist” bir tutumdur.
1918’den 1923 Lozan’a kadar Sosyalist Enternasyonal’in kararlarına bakınız, Mustafa Kemal “eşkiya”dır; “Türkiye Kemalistlere bırakılamaz”; “Kemalistler ezilmelidir.”
Aynı propagandanın hedefi, 1950’li yıllardan başlayarak Arap dünyasında emperyalizme karşı mücadele edenler oldu. Bin Bellalar, Nasırlar, Irak ve Suriye’nin Baasçıları.
Tayyip Erdoğan ve Kılıçdaroğlu ile kendisini ispat etmek için dedesine bile küfreden Hasan Cemal, aynı Baas düşmanlığında buluşuyorlar. Onları buluşturan Atlantik yandaşlığı, onların ortak kaderini de belirliyor.

Celâl Talabani’nin halefi = Kılıçdaroğlu Kemal
Mustafa Kemal’e “eşkiya” diyen Sosyalist Enternasyonal, Kılıçdaroğlu Kemal’i Başkan Yardımcısı yapıyor.
Sosyalist Enternasyonal mi değişti, yoksa CHP mi?
Karar vermek için Sosyalist Enternasyonal’in bir önceki Başkan Yardımcısına bakmalı: ABD işgaliyle Irak Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtulan Celâl Talabani!
Baykal zamanında CHP’yi “ulusalcı” diye aforoz eden Sosyalist Enternasyonal, Kılıçdaroğlu’nu çok sevmiş.
Sorosçular, Soros Enternasyonali’ne Başkan Yardımcısı olabilir; ama Baas partisine üye bile olamazlar.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)