Susma Sustukça Sıra Bize Gelecek!


Haber sadece bir yerden gelmiş olsa; o beldenin vali ya da kaymakamının basiretsizliğine verip geçersiniz.

Ama 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla, Atatürk anıtlarına konulmak istenilen çelenklerin, iktidarın asabını bozduğunu gösteren olaylardan dün öğlen saatlerine kadar internete düşen haberler birden fazlaydı.

Önce yaşadığım kentten İstanbul’un en büyük ilçelerinden Kadıköy’den başlayayım.

Kadıköy, henüz AKP’nin ele geçirmeyi başaramadığı bir yer. Belediye Başkanı CHP’nin en eski yerel önderlerinden Selami Öztürk.

Öztürk’ü Belediye Başkanı yapan sadece partisi değil; ilçedeki sivil toplum örgütleridir de.

Bu STÖ’lerden birisi olan Atatürkçü Düşünce Derneği’nin Atatürk Anıtı’na çelenk koyarak, büyük zaferin başkomutanına karşı şükran ve minnet duygularını paylaşmasından doğal ne olabilir ki!

Ama AKP’nin belediyeyi kazanarak Kadıköy’de bayrak gösterme şansını yakalayabilsin diye orada görevlendirdiği anlaşılan Kaymakam Bey, bayramın neşesini kaçırmak amacıyla böylesine masum bir girişimi önlemelerini güvenlik güçlerinden istiyor.

Sonuç, ne yazık ki devlet adına büyük bir hüsrandır.

Koskoca Kaymakam Bey, protesto sesleri arasında başını öne eğmek durumunda kalıyor!

Benzer bir başka olayın Kocaeli’nde geçtiğini öğreniyoruz:

Anıta yine şükran çelenkleri koymak isteyen CHP ve DSP örgütlerine de olmaz demeye kalkışan valiliğin girişimi, her iki parti yöneticilerinin direnişi karşısında yenilgiye uğruyor!

Ve benzer bir haber de Büyükada’dan geliyor. Tıpkı Kadıköy’de olduğu gibi Adalar’da da CHP’nin yerel yönetimlerdeki üstünlüğünü hazmedemeyen Kaymakam Bey, asıl görevlerini unutup, kafasını o yöredeki Atatürk Anıtı’na kimler çelenk koyar, kimler yasağı delemez sorunuyla uğraşmaya kalkıyor.

Sonuç bellidir: Büyükada halkının direnmesi kaymakamın unutulmayacak bir 30 Ağustos geçirmesine neden oluyor.

Isparta’da halkın tepkisi polis ile halk arasında tatsız bir arbede ile sonuçlanıyor. Alanda hükümet istifa sesleri “Susma sustukça sıra sana gelecek” uyarıları ile sürüyor.

Ankara’nın düşük profilli bir ulusal bayram geçiştirilmesi planları karşısında sanırım, en gerçekçi uyarı da budur:

Tehlikenin her bakımdan kendi kapılarını çalmasını istemeyenler!

Henüz vakit varken birey olduğumuzu göstermeliyiz.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)