Trajik gerçekler...


Bingöl’den dün de 10 şehit haberi geldi... Ve 7’si ağır 63 yaralı... Güneydoğu bir terör değil savaş alanı artık... Ankara’da genel olarak “Ne verirsek terörü hafifletiriz” konusu konuşuluyor. Hâlâ birkaç yıl önceki algı, PKK’nın Kürtlerin hakları ve talepleri için savaştığı algısı yaygın. Oysa örgüt çoktan bir başka dalga boyuna geçti... Artık bağımsızlık için dövüşüyor. Ankara:
- Ne gerekiyorsa yaptık, müzakereyse müzakere, mücadeleyse mücadele ama çeşitli sebeplerden sonuç alınamadı, sonunda nafile savunmalara girişiyor...
Aslında ikisi de yapılmış değil.
PKK silah bırakmadan müzakereden sonuç elde edemezsiniz...
Silah tehdidi altında müzakere olmaz...
Zaman zaman diyalog kuruldu ama örgüt talepleri yerine gelmeyince yine silaha sarıldı...
Silahları susturmak derseniz...
Sınır ötesi operasyona girişmeden silahları susturamazsınız...
Kendi yarı sahanızdan çıkmadan, sürekli savunmada kalarak mücadeleyi kazanamazsınız... Son 10 yılda Türk ordusu bir kez sınır ötesi operasyona teşebbüs etti. Onda da yarı yoldan ABD tarafından döndürüldü... Bölgede Kürt devletini kurmaya kararlı olan ABD elindeki ipleri istediği gibi oynatıyor...
O kadar ki Türkiye Irak’tan terörün yolunu kesmesini, sınıra hakim olmasını bile isteyemiyor... “Askerimizi kalleşçe vurmayın” demek ABD’ye karşı saygısızlık olacak adeta.
Bugün orduyu yöneten subayların morali sıfıra yakındır...
Güneydoğu’da yenilgiye mahkum edilmek yanında yargı eliyle hapislere doldurulmak da günün trajik gerçeğidir ordu için... Dışarıdan ve içerden darbelenerek hiçliğe yuvarlanıyoruz...

Casus Koramiral!..

İZMİR Başsavcılığı’nın yürüttüğü “askeri casusluk” soruşturmasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele tutuklandı.
Böylece soruşturmada tutuklu sayısı 59’u muvazzaf asker olmak üzere 93’ü buldu...
Geleceğin Deniz Kuvvetleri Komutanı olmasına muhakkak gözüyle bakılan bir amiral casusluk yapar mı? İddia edildiği gibi kanıtları gizlemeye kalkışır mı? İnanması zor...
Bu davanın benzeri iki yıl önce İstanbul’da açıldı... Çoğu asker 56 kişi yargılandı. Sanıklar uzun süre tutuklu kaldı... Sonuçta ne casusluk ne şantaj suçu bulunabildi.
Savcı bütün sanıkların tahliyesini istedi, çoğu ordudaki görevlerine döndü...
Şimdi de İzmir’de çok benzer bir dava hazırlık safhasında...
CHP haklı olarak, her iki davada 400’e yakın sanık bulunduğunu, TSK eğer bu kadar casusu barındırıyorsa Genelkurmay Başkanı’nın istifa etmesi gerektiğini ilan ediyor...
CHP milletvekilleri bir süre önce İzmir’de Askeri Cezaevi’nde Albay Tayfun Uzbay’la görüşmüştü. Hekim Albay Uzbay CHP’lilere demişti ki:
“- Bir koğuşta 15 subay kalıyoruz, kafa yoruyoruz ortak noktamız nedir? Ortak noktamız herkesin terfi zamanı, herkes alanında çok başarılı, ileride çok iyi noktalara gelmesi beklenen kişiler..
- 86 - 87 devresi tüm deniz kuvvetlerinin terfi alacak subayları burada. Aksaz, Foça ve İskenderun Deniz Üs Komutanları burada. 3 Deniz Üs’sümüz var, 3’ünün de komutanını almışlar. Zaten Güney Deniz Saha Komutanı ve tüm karargâhı Balyoz’dan içeride. F-16 filo komutanı burada...”
Ülke bir savaş ihtimalinin kıyısında... Güneydoğu kaynıyor.. Ve ordu hapiste... Dünyada benzeri herhalde görülmemiştir...

Kurthan!

Sadece cüssesiyle değil “adam”lığıyla da büyük adamdı önceki gün yitirdiğimiz Prof. Kurthan Fişek. Askerliğini tankçı olarak yapmış, ilk denemesinde tankın o küçük kabinine giremeyince askerliğini tankın içine hiç girmeden bitiren belki de dünyanın tek tankçısı olmuştu.
1980 öncesinde bir dönem Atletizm Federasyonu Başkanlığı yapmıştı. Dönemin Spor Bakanı Yüksel Çakmur ve Beden Terbiyesi Genel Müdürü Fikret Ünlü ile birlikte resmi bir ziyaret için Moskova’ya gitmişti. Bir müze gezilirken Bakan Yüksel Çakmur, bir ara arkasına dönmüş, Kurthan Hoca’yı göremeyince nereye kaybolduğunu Fikret Ünlü’ye sormuş, aldığı yanıt şu olmuştu.
- Az önce arkamdaydı. Nereye kaybolduğunu ben de bilmiyorum Sayın Bakanım. Olsa olsa biriken üyelik aidatını ödemek için Komünist Parti Genel Merkezi’ne gitmiştir.
Güle güle Sevgili Kurthan... Seni hep gülümseyerek ve saygıyla hatırlayacağız.


Soru: İmam hatiplerin kuruluş amacı nedir?
Yanıt: Normalde din adamı yetiştirmek olması lazım ama gelişmelere bakılırsa yakında subay da yetiştirecek...
Haldun Ertem


Alaton

Merak bu ya... Almanya ve İngiltere’nin çıkar hesaplarıyla oluşan Struma faciası için Türk halkını özür dilemeye davet eden Bay İshak Alaton, Mavi Marmara katliamı ile suç işlemiş İsrail hükümetini neden özür dilemeye çağırmıyor acaba?


Lise mezunu Milli Eğitim Bakanı, KKTC’de tartışma yaratmış.Bizde mi? Bizde
“intihalci” yani “aşırmacı” olması bile kimsenin umurunda değil.
Fahrettin Fidan

Normal

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan dün dedi ki:
“Normal bir ülkede okulların açıldığı gün tüm öğrencileri kucaklayıcı, bütünleştirici mesajlar vermesi beklenen Başbakan, ‘İmam hatipleri terörist yetiştirmediği için mi kapattınız’ diyerek yine bizi şaşırtmamış, ‘İmam hatip okulu dışındaki okullar terörist yetiştirir’ mesajı vermiştir.
Aslında orada kendini dinleyen körpe ruhlara, ‘bu okuldan yetişmeyenler, yani size benzemeyenler teröristtir’ demek istemiştir...”
Başbakan kamplaşmayı okul sıralarına indirmek istiyorsa... Buna kim nasıl engel olabilir?

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)