“Cümbür Cemaat” kitabının yazarı İlhami Yangın, “Cemaat adını kullanan canavar” başlıklı yazımıza; antigazete.com sitesindeki köşesinde “Cemaat’in gizli operasyonları” başlığı ile anlamlı ve pek çok okurun merakını gideren yazısıyla yanıt verdi.
“Cümbür Cemaat” kitabında, birçok kişinin bilmediği cemaatin olduğunu iddia ettiği faaliyetlerini gözler önüne sermesinde ki başarısı ve gerekse köşesinde yayınladığı, okurları aydınlatan son yazısında ki samimiyeti ve duyarlılığı için, Sayın İlhami Yangın’a öncelikle teşekkür ederiz…
Kuru gürültülere, militan yaygaraları ve tehditlerine papuç bırakmadan, yollarına devam eden, gerçek milliyetçi, vatansever, alnı açık, dürüst ve yürekli kalemlere selam olsun diyerek, Sayın Yangın’ın antigazete.com sitesinde yayınlanan cevabi yazısının bir bölümünü duyarlı okurlarımızla aynen paylaşmak istiyoruz.
Yazıda sözü edilen, Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan’ın belirtilen linkte yer alan yazısını da, aşağıda özellikle ve dikkatle okumanızı öneririz…
“Sayın Burhan Özbey, öncelikle ilginize teşekkür ederim.
Aslında, epeydir bu konuda yazmak istiyordum ancak kitap çalışmalarım nedeniyle bir türlü elim varmıyordu. Sizin bu makalenizden sonra cevap vermek ihtiyacı hissettim.
Sanırım, nasıl bir dönemde yaşadığımızı, cemaat aleyhinde kitap yazanların hangi yerleşkelerde misafir edildiğini (!) hatırlatmama gerek yok.
Esasen kendi kitabından bahsetmekten hoşlanan birisi değilim ancak sizi kırmayıp, “Cümbür Cemaat”e değineceğim.
Son zamanlarda “Cemaat” ve “Hocaefendi” tarafından yalanlanan, tekzip edilen, mahkemeye verilen haberleri yorumları lütfen göz önüne getirin.
Cemaat aleyhindeki hemen her haber, yorum ve kitap yalanlandı; arkasından da dava edildi, değil mi?
Peki, “Cümbür Cemaat” konusunda tek kelime duydunuz mu?
“Cemaat’in abileri” veya “Hocaefendi” bu kitap hakkında “yalan” şeklinde bir cümle kullandı mı?
Böyle bir ibare kullanabilirler mi?
Veya kitaba dava açabilirler mi?
Yapamazlar…
Çünkü, kitapta anlatılan olaylar cemaatin A ve B takımı tarafından bilinmektedir. Olayın içerisinde bizzat bu kişiler vardır.
Olay bu kadar nettir.
Bu nedenle, “başlarına kuş konmuş gibi”, donakalmışlardır.
Savcı konusuna gelince…
Kitabı kaleme alırken, toplatılma ihtimalini göz önünde bulundurarak, isimleri yazmadım. Önceliğim olayları duyurmaktı.
Bunu başardım.
Kitabımın satışı çok yüksek, on binlerce okuyucuya ulaştı.
Kitabı kaleme alırken isimleri yazmadım ancak gizlemedim de; kim olduklarına dair geniş bilgi verdim, altlarını doldurdum.
Ankara’da gazetecilik yaptığı halde kitapta bahsedilenlerin kim olduğunu anlamayan yoktur sanıyorum.
Size ilginç bir izlenimimi aktarayım; Geçenlerde İzmir Kitap Fuarına davet edildim, burada kitaplarımı imzaladım. Gördüğüm şu; okuyucuların büyük çoğunluğu kitapta bahsi geçen isimlerin kimler olduğunu biliyor. Bilemeyen de, arkadaşına eşine dostuna sormuş öğrenmiş.
Burhan bey, aşağıda vereceğim linkten Emin Çölaşan’ın yazısını dikkatle okuyun.
http://sozcuhaber.blogspot.com/2012/03/su-cemaatin-yaptklarna-bakn-hele.html
Gördünüz; Emin Çölaşan, kitapta bahsi geçen prof’u (şimdi milletvekili), diğer muhabirleri, hatta hangi gazetelerde görev yaptıklarını, hepsini ayrıntılarıyla biliyor.
Tekrar tekrar söylüyorum; ben görevimi yaptım, olayları ve faillerini yazdım; gerisi kanun hukuk yoluyla çözülür.
Bugün olmasa, yarın çözülür.
Şimdiki savcı çözmezse; yarın başka savcı gelir, o çözer
Görüyorsunuz, Kenan Evren bile yüz yaşına yaklaşırken kanun önüne çıkartılıyor.
Bitirmeden şunu da ekleyeyim.
Cemaatle ilgili yazdıklarım henüz okyanusta damla sayılmaz.
Şu anda yazdığım kitaplardan birinin adı: Cemaat’in Gizli Operasyonları; Cemaat’in Atatürk Operasyonu, Kılıçdaroğlu Operasyonu, Uğur Dündar Operasyonu…
Son operasyonu bizzat ben engelledim...
Savcı erişemiyor ama ben eriştim, durdurdum.
Bu adamlar ayda yaşamıyorlar. Devletin en önemli kurumlarında, üniversitelerinde makamları, koltukları var, buralardan maaş alıyorlar.
Sizin bizim vergilerimizden alıyorlar bu maaşları.
Burhan bey, durum bu minval üzeredir.
Memleketimiz, okumuş yazmış cemaat kadrolarının elindedir, içiniz rahat olsun (!).”