Yanılgı...


Bir hafta on gün içinde şehit sayısı giderek artınca sorumlu bakanlar toplumsal tepkiyi yatıştırmak için yüksek perdeden atmaya başladı.

Kimisi tek bir terörist kalmayıncaya

kadar mücadeleye devam edeceklerini, kimileri bugüne dek PKK ile yapılan mücadelenin hiçbir dönemde bu kadar başarılı olmadığını söyledi.

On yılda on kez terörle mücadele planları hazırlayan ama başarıya bir adım olsun yaklaşamayan Başbakan da son PKK saldırıları karşısında bir adım geri atmayacaklarını ilan etti.

Yukarıdaki AKP’li de partisine yardımcı olma çabasıyla halk tepkisini yatıştırma gayreti içinde eskiyen türküleri yineliyor; terörle mücadeleye azimle devam edeceklerini beyan buyuran mesajlar yayımlıyor.

Siyasal açıdan önerilen çıkış yollarına kapıları kapayan, askerin teröristlere vurduğu veya vuracağı darbelerle sonuç almayı uman RTE; şehit haberleri geldikçe Genelkurmay Başkanı’na gönderdiği başsağlığı mesajları ile halkın avunacağını sanıyor.

Ama yanılıyor!

Bu mesajların iktidarın terör karşısındaki aczini kanıtladığının farkında değil.

***

Akan kanı durdur diyenlere; “Ben elimden geleni yaptım, ama karşılık bulamadım” içeriğindeki mazeretlerle teröre çare bulamadığının üstüne örtmeye çalışıyor.

Sorumluluğu yine muhalefete yükleme çabalarına kamuoyunun inanacağını sanıyorsa, aldanıyor.

Yıllardır bu masalları dinleye dinleye bağışıklık kazanan, Kürt sorununda, PKK ile mücadelede iktidarın başarısızlığına tanık olan halk; neredeyse sokağa fırlayacak, geri adım atmayacağız diye demeçler veren Başbakan’a “Atma Recep, din kardeşiyiz” diyecek noktada!

Halk mesajlı, demeçli bol palavra yerine…

…sonuç istiyor, sonuç!

***

Başbakan, terörle mücadeledeki başarısızlığını örtmek için CHP’yi, PKK ile ilişkili gösteren, terörü cesaretlendirdiğini içeren demeçler veriyor.

Parti Sözcüsü Haluk Koç; genel başkanına örnek olacak bir ilki gerçekleştirdi:

Sözle değil belgelerle, CHP’yi terörü desteklemekle, ilişkili olmakla suçlayan RTE’yi yanıtladı.

Oslo’da PKK ile imzaladığı, ulusal yararları tersine çeviren protokolleri açıklayarak terör örgütü ile asıl AKP hükümetinin içli dışlı olduğunu kanıtladı.

Bu belgesel mantıkla terse düşen, yine meydanlarda ona buna meydan okuyan RTE’den yanıt gelmedi.

Haluk Koç, çözüm arayışlarında PKK ile diyalog kurulmasına CHP’nin karşı olduğu yolundaki yorumların önünü de kesti.

PKK’ye “silah bıraktıracak her şeyin yapılabileceğini” söyledi.

***

Fakat bir başka gelişmenin üzerinde durulmuyor.

Türkiye Cumhuriyeti’ni dış ülkelerde başarıyla temsil eden onlarca büyükelçiyi kan ve intikam kokan ASALA adındaki Ermeni terör örgütü öldürdü.

Acıları hâlâ yüreklerde ama TC hükümetleri öldürülen büyükelçilerden her yıl bir anma gününü ve onları sembolize edecek bir anıtı esirgedi.

Ama Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu; Ottawa’da ASALA’ya kurban giden şehit Albay Attila Altıkat anısına inşa edilen anıtın açılış törenine katılmak üzere Kanada’ya gitti.

Osmanlılıkla övünen ama Cumhuriyetin dış ülkelerde görev başındaki ASALA’nın katlettiği onlarca büyükelçilerini anımsamayan, Kanada’daki törene koşa koşa giden Dışişleri Bakanı’nın…

…başkent Ottawa’da Ermeni tehditlerine kulak asmayarak katledilen albay anısına yapılan, üstelik evrensel bir mesaj içeren anıtı görünce acaba yüzü kızaracak mı, anlamlı bu davranışından acaba ders çıkaracak mı?

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)