Yapıp satalım zengin olalım!..


Bir süre önce bu köşede, Fi Yapı mağdurlarının yaşadığı sıkıntıları anlatmıştım.
Yazıdan sonra şirketin sahibi Fikret İnan’ın, hak sahiplerini rahatlatacak bir açıklama yapmasını bekledim.
Ama beklediğim açıklama gelmediği gibi, mağdur feryatları giderek arttı, dayanılmaz boyutlara vardı.
Bana yolladıkları mesajları okusanız, yüreğiniz yanar. Kimi eşinden ayrılmış, kimi borç batağına batmış, kiminin hayatı kararmış. Aralarında intihar edenler bile var. Pazar gününüzü zehir etmemek için fazla ayrıntıya girmiyorum.
Dünyası kararanlar “ne olur bizim için bir kez daha yaz” diye yalvarıyor!
Ben de yazıyorum.
Böylece toplumun gerçekleri öğrenme hakkına bir kez daha hizmet ediyorum.
* * *
Fikret İnan ve iki ortağı 2007’de, yani bundan sadece 5 yıl önce, bu şirketi kurmuşlar. Fikret İnan’ın adından yola çıkarak, firmalarına “Fi Yapı” unvanını almışlar.
İnan ortaokul mezunu bir inşaatçı. Uzun süre nalburluk yapmış, bir ara elektronik eşya satmış. Başarılı olamayınca nalburluğa dönmüş. Sonra da inşaat müteahhidi olmuş.
Bundan sonrası çok ilginç. Fi Yapı kurulur kurulmaz kollar sıvanıyor, hemen toplu konut işine giriliyor.
O tarihlerde, piyasa hareketli, talep canlı. Üç ortak, banka kredisiyle satın aldıkları arsa için hazırladıkları ucuz toplu konut projesiyle halkın karşısına çıkıyorlar. Proje maket üzerinden kapış kapış gidiyor. Hak sahiplerinden bir miktar peşin alıyorlar, gerisini senede bağlıyorlar… Bir proje başlamadan, ikinciyi pazarlıyorlar!
Gazetelere çarşaf çarşaf ilanlar vererek satışları hızlandırıyorlar.
Lüks döşenmiş, ışıltılı ofislerinde şık, alımlı genç kızlar, yakışıklı erkekler çalıştırıyorlar.
Ancak küresel krizin de etkisiyle piyasada daralma başlayınca, ortaklar ihtilafa düşüyorlar.
“Daha yavaş büyüyelim, tedbirli gidelim” diyen iki ortak Fi Yapıdan ayrılıyor. “Hayır asıl böyle zamanlar büyümek için idealdir” diyen Fikret İnan, şirketin sahibi oluyor. “Durmak yok, yola devam” diyor!
Gazete ilanlarına daha da yükleniyor!
Bu ilanları yayınlayan gazetelere para yerine, daire veriyor.
Böylece kriz sürecinde büyüdükçe büyüyor.
Ancak “sat, sonra yap” zincirine eklenen halkalar, hiç beklenmedik bir anda kopuveriyor. Zira İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fi Yapı’nın en büyük projelerinden biri olan Esenyurt’taki toplu konut inşaatını mühürlüyor. Gerekçe olarak da Esenyurt Belediyesi’nin, izin verilenden çok daha fazla yoğunlukta inşaata göz yummasını gösteriyor.
İnşaatlar durunca satışlar da bıçak gibi kesiliyor!
Çünkü bu iş, taşıma suyla değirmen döndürmeye benziyor.
Su gelmeyince değirmen de dönmüyor!
Neye uğradıklarını şaşıran hak sahipleri bir süre bekledikten sonra feryada başlıyor.
Fikret İnan ne konutları bitirip teslim edebiliyor, ne de mağdurların paralarını iade edebiliyor.
Yeni bir proje de satamadığı için hacizler çığ gibi üzerine geliyor.
Mağdurların örgütlenip hukuk mücadelesi başlatması üzerine her fırsatta şirketinin mali darboğaz içinde olmadığını söylüyor. “Yeter ki Esenyurt’taki mühürler kaldırılsın. Her şey normale dönecek!” diyor.
Ama Van depremzedelerine söz verdiği 500 konutun inşaatına neden henüz bir kazma bile vuramadığını izah edemiyor!
Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünisa Gül’ü de yanına alarak, 2009’da temelini attığı Engelliler Koleji’nin ne zaman biteceğini söyleyemiyor!
* * *
Fi Yapı mağdurlarından her gün mesaj yağıyor.
Hak sahiplerinden biri “Sat-Yap işi, Sat YapMA’ya mı dönüştü?” diye soruyor.
Bir başkası ondan söz ederken “Fikret İnanMA” dememek için kendisini zor tuttuğunu söylüyor!
Elinde avucunda ne varsa Fi Yapı’ya verenler, konut yerine hayal satın almadıklarından emin olmak istiyor.

Uğur Dündar

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)