Şehre Adını Veren Köprü!


Ulusal Eğitimciler, Bosna Hersek Federasyonu sınırlarına ulaşmak için oteli erkenden terk ettiler.
Dünyada eşine az rastlanır bir durumla karşılaştık. Hırvatistan sınırlarından çıkıp, tekrar Hırvatistan’a girdik. Bunun sebebi Neum idi.

Neum adeta tampon bölge. Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti döneminde kendisi de Hırvat olan Devlet Başkanı Mareşal Tito, Bosna Hersek’in Adriyatik Denizine çıkışı olsun diye; Neum’u Boşnaklara bırakmıştır.

Yugoslavya’nın dağılması sonrası yapılan Dayton Antlaşması görüşmelerinde, Hırvatistan burayı geri almak için çok uğraşmış. Fakat; Alija İzetbegovic’in yoğun çabası sonucu, Bosna Hersek’te kalmıştır.

Tekrar Hırvat topraklarında seyahatten sonra Bosna’ya giriş yaptık. İlk molamızı Pocitelj’de Ademin Yeri’nde verdik.

Pocitelj’in 1383 yılında Bosna Kralı Stjepan Tvrtko tarafından kurulduğu düşünülür.1878 yılına kadar Osmanlı toprağı oldu.

Bosna Savaşı sırasında şehir zarar gördü. Federasyon şehri daimi koruma programına aldı.

Bayanların sattığı organik meyveler, alınan Türk usulü çay ve kahve ve yapılan alışverişin ardından, Bosna’daki 2. durağımız Mostar’a hareket ettik.

Mostar, Neretva Nehri kenarına kurulmuştur. Hersek’in başkentidir. Nüfusun %50’si Boşnak, %50’si Hırvat’tır.

Mostar Köprüsü, her iki milliyeti birbirinden ayırır bir işlev görmekte gibidir. Köprünün doğusunda Müslümanlar, batısında Hiristiyanlar oturmaktadır.

Otobüsümüzden, Hırvatların oturduğu bölgede, sanki kendini Müslümanlara göstermek istercesine devasa büyüklükte yeni yapılmakta olan kilisenin yanında indik. Yaya olarak köprüye ulaştık.

Mostar Köprüsünü, 1566 yılında Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Kemalettin yapmıştır. 24 metre yüksekliğinde 30 metre uzunluğundadır. Köprü, o yıllarda öyle beğenilmiştir ki adını şehre vermiştir. Bugün de şehrin sembolü durumundadır.

1991 yılında çıkan savaşta köprüye Bosnalı Sırplar zarar verdi. Ardından 1993 yılında Hırvat tanklarının açtığı ateşle köprü tamamen yıkıldı.Köprü Türkiye, Hollanda, İtalya, Hırvatistan, ABD Ve AB’nin yardımıyla, Yapı Merkezi ve ER-BU adlı Türk şirketleri tarafından aslına uygun olarak yapıldı. Köprünün yapımında Mardinli taş ustaları çalıştı.

İngiltere Prensi Charles, köprünün açılışını 23 Temmuz 2004 tarihinde yaptı. Eski şehir, 2005 yılında Unesco tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alındı.

Hırvat bölgesindeki Milas Otel’i dikkatimizi çekti. İsmini araştırmak amacıyla otele girdik. Otel sahibi soyadının Milas olduğunu, Türkiye’deki Milas’ı işittiğini belirtti. İçecek teklifinde bulundu. Zamanımız olmadığı için ayrıldık. Milaslıları otelinde ağırlamaktan memnun olacağını söyledi. Milas Belediye Başkanına iletmemiz için otelini tanıtan CD’yi verdi.

Verilen öğle yemeği molası ardından, otobüse binilerek Saraybosna’ya hareket edildi.

Saraybosna; Bosna Hersek Federasyonu’nun başkentidir. Nüfusunun %80’i Müslüman, %20’si katoliktir. Miljacka Nehri çevresine kurulmuştur. Müslümanlar, Katolikler, Ortodokslar ve Museviler yüzyıllar boyu kardeşçe yaşadıklarından Avrupa’nın Kudüs’ü olarak kabul edilir.

İlk yerleşimin tarih öncesi olduğuna ilişkin bulgular olsa da modern şehrin kurulması, Osmanlı ile olmuştur. Osmanlının 1463’te başlattığı bayındırlık faaliyetleri sonucu; Türklerin Avrupa’da kurduğu en büyük kenttir. 1991-1994 Savaşı süresince en uzun kuşatmanın yaşandığı şehirdir. Savaş sırasında zarar gören binaların bir kısmına, savaşın yarattığı kötü sonuçlar unutulmasın diye dokunulmamıştır.

Nehir kenarında otobüsümüzden inerek Başçarşı’ya yöneldik. Başçarşı’da Bosna Beylerbeyi Gazi Hüsrev Bey’in yaptırdığı han ve imaret ve cami, Bezistan, kilise görülebilir.

Ferhadija Caddesi sonunda, rehberimiz alışveriş için serbest zaman verdi. Konukların çoğu, çarşıda Boşnak böreği satan dükkanlara dağıldı.

Çeşme başında toplanan grup, otobüsün park ettiği yere yürüyerek, akşam dinlenecekleri otelleri için yola koyuldular.









Haber ve fotoğraf : Osman Gazi OKTAY

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)