Ulusal Eğitim Hırvatistan’da!

Hırvatistan’da yapılan kazılarda Taş Devri dönemine ait bulgular ortaya çıkmıştır. Daha sonra Liburyanlar ve İlliryalılar yerleşmiştir. İlk Yunan kolonileri Vis ve Hvar burada kurulmuştur. Avarlar ve Hırvatlar 7. yüzyıl başlarında bölgeye gelmiş.

Hırvatların etnografik kökenleri bilinmemektedir. Slav ve İranlı olduklarını ileri süren tezler vardır. En çok kabul gören görüş; Kavimler Göçü ile birlikte Beyaz Hırvatların, Beyaz Hırvatistan’dan göçtüklerini ileri süren Slav teorisidir.

Diğer sav ise; Yunanca Tanais Tabletleri’nde geçen’’Khorathos’’ kelimesine dayanarak İranlı olduklarıdır.
Hırvatlar, 9. yüzyılda, 2 düklükten oluşan bir devlet kurmuşlardır. MS 925 yılında Tomislav kral olarak başa geçti. Hırvatistan Krallığı bu bölgede 2 yüzyıl hüküm sürdü. 1102 yılında Macaristan Krallığı topraklarına katıldı.

Osmanlı 1527 yılında bu toprakları fethederek, 1. Ferdinand’ı Hırvatistan tahtına çıkardı. Bir süre Avusturya- Macaristan İmparatorluğu toprağı olan Hırvatistan; 1918 yılında Sloven, Hırvat ve Sırp Devleti içinde yer alarak Yugoslavya Krallığı’nın kurucusu olmuştur. 2. Dünya Savaşı yıllarında Hırvatistan Bağımsız Devleti adıyla, faşist bir hükümet tarafından yönetilen devlet, savaş sonrası Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti kurucuları arasında yer aldı.

Hırvat kökenli Mareşal Tito’nun ölümü sonrası dağılan Yugoslavya’dan, 8 Ekim 1991 tarihinde bağımsızlığını ilan etti. Slovenya’nın ardından Yugoslavya’dan ayrıldı. 4 yıl süren savaş sonrası, 2013 yılında AB üyesi oldu.
Dünyanın en çok tercih edilen 18. turistik ülkesidir. Turizmden elde ettiği gelir Türkiye kadardır. 5 milyonluk nüfusa oranlandığında; gelirin büyüklük oranı daha iyi anlaşılır. Kişi başına düşen milli gelirin yüksek olduğu Hırvatistan’da; ölüm yaşı ortalaması 75.7, okur-yazar oranı %98.1, doğum oranı, ölüm oranının altındadır.
Adriyatik Denizi’nin Dalmaçya sahillerinde kurulmuş olan Dubrovnik, Hırvatistan’ın en önemli turizm merkezidir.

Epidarius tarafından kurulan şehir, ortaçağdan kalma tarihi eserleriyle ünlüdür. 1991 yılında Sırp bombardımanına tutulan şehir, saldırıdan büyük zarar gördü.

Unesco’nun başlattığı restorasyon çalışmalarıyla şehir, 2005 yılında eski görünümüne kavuştu.

Dubrovnik, dünyadaki en iyi on ortaçağ duvarlı şehir arasındadır. Stradun Caddesi, Onofrio Çeşmesi, Sponza Sarayı ve Blaise Katedrali görülmesi gereken eserlerdir.

Ulusal Eğitim dostları, eski şehir dışında otobüslerini beklerken, Hintli grubun çaldığı müzik aletleriyle coştu. Otobüs bekleyen diğer grupları, oyunlarıyla coşturdu.

Diğer günlerin aksine; grup o gün erkenden deniz kenarındaki devlet oteline yerleşti.

Dalmaçya sahillerinde yüzebilme şansını yakaladı. Otelde alınan akşam yemeğinin ardından bir araya gelen bir grup, deniz kenarında, dolunay altında sohbet ederek, içeceklerini yudumladı.

Otel bahçesinde çalan müzikle, gezimizin göz bebeği Sevgi, gönlünce oynadı.

Sabah Bosna-Hersek yolculuğu için toplanıldığında; konuklarda, hoş bir gün geçirmenin mutluluğu görülebiliyordu.









Haber ve fotoğraf : Osman Gazi OKTAY

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)