Mevcut AKP`nin " Avrupa Birliği " içinde yeri var mı ?


Siyasal ekonomik ve kültürel anlamda bir araya gelen ve sosyal yaşamanın her alanına insan odaklı hayat standartlarının yükseltilmesi gayesi ile gelişmiş modern çağın gerekliliklerine göre kendini yenileyen “ insan hakları ve temel hak ve özgürlüklerin “ her açıdan korunması ve geliştirilmesini amaçlayan ve bu istikamette sınırsız yetki ve imkana sahip olan kamu otoritesinin birey ve toplumlar karşısında sahip olduğu sınırsız gücü dizginleyip kamu lehinde dengeleyen modern bir hukuk sistemine ve pratiğine sahip olan Avrupa Birliğinin ilk ortaklarından olan Fransa`nın eski cumhurbaşkanı Sarkozy`nin “ hakkında yürütülen bir yolsuzluk soruşturmasının içeriği hakkında bilgi almak amacıyla Fransız yargıtayın`da görevli iki baş savcı aracılığıyla gizlilik kararı bulunan bir dosyadan belge sızdırmaya teşebbüs etmesi gerekçesiyle gözaltına alınması hakikatin yola çıkarsak :

Yasa gereği sahip olduğu yetkileri idari yada siyasi nüfuzunu kullanarak kamu aleyhinde hukuk devleti ilklerine aykırı biçimde ihlal etmeye yeltenen kişi “ devleti temsil makamında bulunan cumhurbaşkanı “ bile olsa tüm yurttaşlar gibi kanun karşısında taşıdığı sorumluluk gereği yaptığı hatanın bedelinin tereddütsüzce ödetildiği bir adalet anlayışının mevzuat ve uygulamalar açısından hakim olduğu bir hukuk sistemine dahil olmak için 2002 yılından beri AB'nin kapısını aşındıran ve zaman zaman özellikle Avrupa seyahatlerinde mevkidaşlarla yapılan ikili görüşmelerin sonunda tertip edilen basın toplantılarında “ AB ile mütabakat esaslı karşılıklı yürütülen ilişkilerde işlemlerin olması gerektiği hızda ilerlememesinden yakınan ve bu durumun sorumluluğunun Türkiye`yi aralarında görmek istemeyen tarihi,kültürel yada inanç değerleri açısından entegrasyona ön yargıyla yaklaşan bazı birlik üyesi ülkelerin temsilcilerinden kaynaklandığı şeklinde izahatlarla haklı eleştirilerde bulunarak bu konuda istekli olduklarını ancak bilinçli olarak fasılların ilerlemesi noktasında engellendiklerinden şikayet ederek “ özet olarak AB`nin Türkiye`yi kendi sınırları içinde görmek istemediğinden bahsetmekten de çekinmeyen AKP zihniyeti mevcut hali ile;

Başvekilin şahsı ve bağımlı mensubiyetlerinin kamu imkan ve kaynaklarını rant esası içinde paylaştırılması ve dahası göz göre göre sömürülmesi fırsatçılığına " yasa gereği göz yummayan sadece kanun ve millete karşı yaptığı vazife gereği sorumluluğu bulunan ilgili birimlerin bu çark düzenine dur demesi adına yürüttüğü adli yargılama hamlesi sonrası yürütmenin,anayasanın açık hükümlerine rağmen kendine tayin edilen yetki ve sınırları pervasızca aşma pahasına yasama ve yargı erki üzerinde kontrol ve tahakküm esaslı olarak otorite kurma ve parti merkezli olarak şekillendirdiği idari ve adli mekanizma ile hukuk devleti prensibini ayaklar altına alarak "şahsını ve yandaşlarını koruyup kollama ve yargı denetimlerinin tamamını savsaklama " niyet,gaye,arzu ve açgözlülüğü “ ile anayasanın ilgili hükümleri başta olmak üzere tüm hukuk sistemini hallaç pamuğu gibi dağıtıp kendine bağlı, tek tip, merkezden aldığı talimatlar üzerine harekete geçen dilediğini asma dilediğini kesme dilediği hak ve özgürlükleri kısıtlama şeklinde özetlenebilecek milli şeflik ve ohal dönemlerini andıran despostiz diktatoryal bir idari düzen hayali ve merakı içinde hızlı adımlarla koşarken ve bu istikamet üzerine hemen her gün mecliste parmak hesabına göre sahip oldukları sayısal çoğunluğunun tasdikleriyle “ anayasaya alenen aykırı yasal düzenlemeler “ yaparken AB ye kabul edilmesi bir yana " 21. yy Türkiyesi`ne bitmeyen menfaatleri adına reva gördükleri 1930`lu yılların sadece kendisi gibi olana devletçi olma geleneği ile şangay 5`lisine dahi alınması lütuftür.

AKP familyasının, sözde ustalık döneminde bu necip millete reva gördüğü garabet ve ihanet dolu otoriter derinleşme paradigmasının özellikle son 3 yıl içinde başta ülke sınırları dahil olmak üzere ateş çemberi haline getirdiği Ortadoğu coğrafyasında bizzat müsebbibi oldukları kanlı bataklığından gayrı girebileceği hiç bir dehliz ve menfez yoktur..

Malum-u İlam

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)