Kanla Beslenen "Baş Düşman" Emperyalizm



TBMM’de görüşülecek olan Irak ve Suriye Tezkeresi; ABD’nin ve onunla birlikte hareket eden batılı diğer emperyalistlerin özellikle de silah tekellerinin Ortadoğu’daki sefil ve aşağılık çıkarları uğruna tertipledikleri saldırı ve savaşı meşrulaştırma amaçlıdır.

Afganistan’ı Bin Ladin ve Taliban gericiliğini, Irak’ı Saddam, Libya’yı Kaddafi’ diktatörlüğünü bahane ederek işgal eden, başını ABD’nin çektiği emperyalist koalisyon Ortadoğu’ya yeniden müdahale için şimdi ürettiği bahane ise IŞİD olmuştur.

Hiç kuşkusuz tüm bu işgaller, “Barışı ve güvenliği sağlamak” ve “demokrasi ve özgürlük götürmek” gibi yalanlar eşliğinde gerçekleştirilmişti. Emperyalist haydutlar, şimdi aynı tiksindirici yalanlarını yinelemekten geri durmuyorlar.

Emperyalist koalisyonun IŞİD’e karşı savaş ilanı yalan ve aldatıcıdır. ABD’nin IŞİD planı, özünde IŞİD’i Suriye üzerine yönlendirmek, emperyalist ve gerici savaşı Suriye’ye kaydırmak, Irak ve diğer Ortadoğu ülkelerinde uyguladığı senaryo ile hem IŞİD’i hem de Esad’ı vurmak, Erbil’deki Amerikancı Barzani yönetiminin tehdit edilmesini önlemektir.

El Kaide uzantıları olan IŞİD, El Nusra ve türevleri, kontrol altına aldıkları her bölgede, etnik, dinsel veya mezhepsel aidiyetlerinden dolayı insanları katletti/katlediyor bu bir gerçektir. IŞİD’ın bugüne dek büyük bir acımasızlıkla çocuk-kadın demeden sayısız katliam yaptığı, savunmasız kadınlara tecavüz ederek para karşılığı sattığı, milyonlarca insanı yerinden yurdundan göç etmek zorunda bıraktığı ve sadece Türkmen, Kürt ve Ezidi halkının değil, bölgenin tüm kardeş halklarının baş belası olduğu da gerçektir. Yani IŞİD, emperyalist restorasyonun 2014 yılındaki adıdır.

Ancak IŞİD'in yarattığı tehdidin emperyalist yağmacı koalisyon güçlerinin müdahalesi ile engellenebileceğini söylemek, emperyalist yağmacılığın bölgedeki varlığını meşrulaştırma ve kalıcı kılınmasına destek vermektir.
Çünkü Emperyalizm; ülkemizin ve tüm Ortadoğu’nun yaşadığı sorunların çözüm gücü değil, tam tersine kaynağıdır.

Niçin böyledir? Çünkü Taliban, Usame Bin Ladin, El Kaide, El Nusra gibi IŞİD denen cinayet örgütü batılı emperyalistlerin, özellikle ABD’nin imalatıdır. Emperyalist saldırganlık ve savaş batağında üretilmiştir. IŞİD denen cinayet örgütü ABD, batılı emperyalistler ve onların bölgedeki işbirlikçileri olan AKP hükümeti, Katar ve Suudi gericiliğinin eseridir. Onu bugüne dek besleyip büyütenlerden, kanlı ve acımasız icraatlarını finanse edenlerden, eğiten, barındıran ve sınırlardan engelsizce geçişlerini sağlayanlardan çözüm beklentisi Amerikan emperyalizminin rezil çıkarlarına hizmetten başka bir amacı olamaz.

TBMM’de görüşülecek olan Irak ve Suriye Tezkeresi, Suriye halkının direnişi ile çökmüş olan Yeni Osmanlı politikasının, diğer adıyla BOP Projesinin yeniden masaya sürülmesinin önünü açma hesaplarının ürünüdür.
TBMM’de görüşülecek olan Irak ve Suriye Tezkeresi, emperyalist koalisyonun Esat'ı da hırpalamasına, böylece AKP hükümetinin bugüne değin büyük bir pervasızlıkla sürdürdüğü Esad düşmanlığına haklılık kazandırmaktır.

Bir kez daha anımsatalım, siyasal dinci-gericiliğe karşı mücadele, siyasal dinci-gericiliği besleyen, palazlandıran ana damar olan emperyalizmle karşı mücadele ile özdeştir. Bu nedenle kapitalist/emperyalist barbarlığın en iğrenç ve kanlı görünümlerinden biri olan IŞİD barbarlığı ile mücadele, aynı zamanda bu belayı bölgeye musallat eden emperyalizme karşı mücadeledir.

TBMM’de görüşülecek olan Irak ve Suriye Tezkeresi, emperyalizmle dinci geriliği birbirinden kopartma girişimidir. Terör örgütlerinin döktüğü kanla beslenen "baş düşman" emperyalizm yerine yalnızca dinci gerici IŞİD’ı hedefe koymak, bataklığı kurutmak için sivrisineklerle mücadele etmektir.

Tüm bu nedenlerle, TBMM’de görüşülecek olan Irak ve Suriye Tezkeresine karşı durmak, aynı zamanda emperyalizmin bölge halklarına dayattığı bu tümüyle haksız, gerici ve emperyalist savaşa karşı durmaktır.
Ortadoğu’ya yönelik Emperyalist saldırganlığa ve savaşa karşı bölge uluslarının birleşik, antiemperyalist direnişini örmek, örgütlemek ve büyütmek, günün en yakıcı görev ve sorumluluğudur.


Mahmut ÖZYÜREK

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)