Emperyalizm ve Kemalizm Safı



Emperyalizm; kapitalist aşamayı geçmiş bir devletin siyasi, askeri, iktisadi, kültürel ve teknolojik anlamda, diğer devletleri sistemli olarak sömürmesi, bunun sonucunda zenginleşmesi, büyümesi, genişlemesi ve gücünü onlara kabul ettirmesidir.1 Buna göre emperyalizmle mücadeleyi; gelişmemiş ya da gelişmekte olan bir devletin özellikle siyasi ve ekonomik alanda tam bağımsızlığa sahip olma mücadelesi olarak nitelendirebiliriz.

Peki kemalizm nedir? Bana göre bu soruya kalıplaşmış bir tanımla yanıt vermeye çalışmak yanlıştır çünkü kemalizm her şeyden önce durağan değildir, devrimci bir ideolojidir. Atatürk’ün “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.”sözü ise kemalizmin bağımsızlık unsuruna ne denli önem atfetdiğini gösterir. Kemalizm hakkında bilgi edinilebilecek iki asli kaynak olduğunu düşünüyorum; “Altı Ok Programı” ve Atatürk’ün söz ve uygulamaları. Emperyalizme karşı kemalizmin duruşunu bu kaynaklar üzerinden incelemek faydalı olacaktır.

Emperyalizmle mücadelede kemalizmin önemi nedir? Emperyalizmin siyasi ve ekonomik sömürü üzerinde yükseldiğini söylemiştik. Sömürünü düzenini sağlamanın yolu; hedef toplumu sosyal, ekonomik, siyasi ve dini bakımdan ayrıştırmaktır. Sosyal açıdan ayrışmaktır çünkü bir toplumu tümüyle sömürürseniz ve size bu sömürü çarkını kuran işbirlikçi sınıfa bundan pay vermezseniz, hem toplum içinde sömürü düzenini devam ettirecek işbirlikçi bulamazsınız; hemde toplumun bütünleşerek milli devrimci bir hareket ortaya koyması riskini göze alırsınız ki, emperyalizm bunu hiç mi hiç istemez!. Keza ekonomik ayrıştırma da aynı nedelerle emperyalizm için olmazsa olmazdır! İşte kemalizmin emperyalizmin sosyal ve ekonomik ayrıştırma silahına karşı mücadele aracı “Halkçılık” ve “Devletçilik”tir. Kemalizm’ e göre toplum sınıfsal güdülerle değil toplumsal işbirliğiyle hareket etmelidir.

Siyasi ayrıştırmanın önemi ise, sosyal ve ekonomik ayrıştırma sonucu belirginleşmiş işbirlikçi sınıfın yönetime getirilmesinde ortaya çıkar. Hedef toplum siyasi açıdan bir çıkmaza sürüklenmelidir ki halk bir kurtarıcı(!)ya ihtiyaç duysun. Yani emperyalizmin getirdiği noktadan kurtulmak için halk yine emperyalizmin adaylarını oylar! İşbirlikçi sınıfın iktidara getirilmesi sorununda bazen ise çözüm ordunun içinde aranır ki burada Atatürk’ün İttihat ve Terakki günlerinden beri askerin siyasetten ayrılması konusundaki çalışmalarına değinmeden geçemeyiz.

Sosyal, ekonomik ve siyasi ayrıştırma aşamalarını geçmiş bir hedef toplumu bekleyen sıradaki aşama dini ayrıştırmadır. Dini ayrıştırmanın doğal sonucu da “mezhep çatışmalarıdır”. Çünkü tüm bu aşamaları geçmiş ve yıllardır sömürülmüş toplum elbet bir gün uyanacak ve sömürü zincirlerini kırmak isteyecektir. Bunun sonucunda da tüm unsurlarıyla birlik olup “milli” duygularla emperyalizmin üzerine yürüyecektir. Öyleyse toplum uyanmamalıdır, uyansa da emperyalizmi değil; emperyalizmin işaret ettiklerini suçlu bulmalıdır ve asla “bir” olmamalıdır ki burada devreye dini ayrıştırma girer. Sömürülen toplum yoksulluk, açlığın altında ezilirken sorumluları emperyalizmin yönlendirmesiyle kendi içinde aramaya başlar ve bulunca(!) da “iç savaş” gün yüzüne çıkar. Ortaya çıkan çatışma ortamında emperyalizm yeni bir işbirlikçi kahraman(!) yaratır ve düzen yeniden kurulur. Değişen yalnızca aktörlerdir! Oysa “Laiklik” gibi bir değeri benimsemiş toplum asla siyasi bir çıkmazın nedenini din kaynaklı görmez. Çünkü laik toplum din ve siyaset işlerini aynı kefede görmez!

Görüldüğü gibi emperyalizmin tüm silahları ayrıştırma üzerine kuruludur doğal olarak emperyalizmle mücadele “birlik” olmak üzerine kurulmalıdır. Bunun en büyük aracı milliyetçiliktir.(Burada ırkçılık ve milliyetçiliğin birbirine zıt kavramlar olarak geliştiğini vurgulamanın yararı olacaktır. Çünkü emperyalizm ırkçılığı toplumu ayrıştırma araçlarından biri olarak kullanırken milliyetçilik emperyalizmle mücadele de vazgeçilmez bir yere sahiptir.)

Emperyalizm ve kemalizm dikkatle analiz edildiğinde kemalizmin aslında emperyalizmle mücadeleyi temel alan devrimci bir ideoloji olduğu açıktır. Nitekim tarihte emperyalizmi yenen ilk ideoloji de kemalizmdir! Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin kemalizm fobisi de bundan olsa gerektir ki bugün kemalizmin içi boşaltılmaya çalışılmakta ve kemalizm çağdışı bırakılmaya çalışılmaktadır. İşte burada devreye kemalizmin başta bahsettiğim durağan olmama, yani sürekli ve devrimci olma özelliği girmelidir ki:

Kemalizm kazansın, sömürü son bulsun!

1 Karaman S./Emperyalizm ve Ulaşım


M.Yavuz

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)