Kamu Düzeni Dinamitlenmek İstenmektedir!



AKP hükümetinin hazırlayıp Meclis’e sunduğu, “İç Güvenlik Reformu Paketi” diye bilinen 43 maddelik “Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” görüşülmektedir.

Hükümetin bu tasarısı özellikle hükümet karşıtı, muhalif demokratik gösterilere ilişkin yeni düzenleme ve yasaklar içeriyor. Temel insan hakları keyfi sınırlandırmalara tabii tutularak önleme gözaltısı adı altında 24-48 saat gözaltı yetkisi veriliyor. Polis tarafından “potansiyel suçlu” olarak görülenler, “makul şüphe” adı altında evleri basılabilecek, hiçbir gerekçe göstermeksizin gözaltına alınabilecekler. Hatta mal varlıklarına el konulabilecek. Yeni düzenlemeyle havai fişek dahi taşınması yasak kapsamına alınırken, nefes alma zorluğuna karşı yüze takılan bez/maske vb. örtü maddesi suç sayılıyor. Bu tasarıyla, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Yasası’nda değişikliğe gidilerek polisin yetkileri alabildiğine artırılırken, jandarma da tamamen hükümete bağlanmak isteniyor.

Sosyal/siyasal sorunları güvenlik sorunu olarak algılayan AKP, devlet şiddetini artıracak bu olağanüstü durum yasasıyla bir adım daha atarak, kurmak istediği “yeni rejimin güvenliğini” oluşturmaktadır. AKP bu düzenlemelerle açıkça kendi emniyetini kurmak istemektedir.

Muhalefeti baskılayarak sesini kesmek, demokratik gösteri hakkını ortadan kaldırmak, hükümet karşıtı gösterileri cezalandırmak gibi antidemokratik hükümlerle donatılarak getirilen bu düzenlemeler, Türkiye'yi çok tehlikeli çatışma noktalarına sürüklemektedir.

Bu tasarının yasalaşması halinde Türkiye'de demokrasi ve insan haklarının varlığından söz etmek imkânsız hale gelecektir. Her yurttaşın “makul şüpheli” görüldüğü Türkiye'de, insanların kendilerini güvende hissedebileceği ortam zaten oldukça sınırlıyken, hiç kalmayacaktır.

AKP iktidarı aracılığıyla egemenlerin doğayı talan etmesinin, çalışma yaşamını cehenneme çevirerek emeği sömürmesinin önü alabildiğine açılırken, örgütlenme hakkının, barınma hakkının, düşünceyi ifade etme hakkının, her türlü eğitim hakkının, en temel hakkı kullanma özgürlüğünün, inanç ve daha nice özgürlüklerin bizzat yasa eliyle ihlal edilmesi söz konusudur.

Yani bu tasarı yasalaşırsa, Türkiye’de adı konulmamış bir sıkıyönetim ilan edilecek, her sokak açık cezaevine dönüştürülecek ve polis devletinin kuruluşu ilan edilecektir!

Ekonomik, sosyal ve siyasal alanların emekçilere kapatılıp egemenlere açıldığı, kötü yaşam koşullarına sahip milyonlarca emekçinin yaşam haklarıyla birlikte en temel demokratik haklarının ortadan kaldırıldığı AKP’nin yeni rejiminde, bu yeni yasal düzenlemelerle birlikte her işçinin, her yurttaşın makul şüpheli sayılacağı aşikârdır.

Türkiye’deki milyonlarca işçi, emekçi tehdit altındadır. Yasal hakları olan her sözleşme, her hak grevi, her basın açıklaması, her toplumsal-demokratik direnme hakkı suç sayılıp engellenecektir. Örneğin, sendikalaşma haklarını kullandıkları için işten atılan ve direnen binlerce işçinin direnişleri, bizzat polis gücüyle kırılacaktır. Her direnişçi de artık makul şüphelidir!

AKP iktidarı, toplumu derin çatışmalara sürüklemeye, ateşle oynamaya devam etmektedir. AKP kamu düzeni adı altında, kamu düzenini dinamitlemektedir.

Devletin tüm gücü ve olanaklarıyla halkımıza ve işçi sınıfına saldırılarını sürdürenler şunu unutmasın ki, tarihin çöp tenekesi, kendi halkına savaş açan iktidar ve hükümetlerle doludur.

İktidar hayatı hedef aldığında, hayat iktidara direniş olur!


Kani BEKO
DİSK Genel Başkanı

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)