CHP’nin Açmazı




Genel seçim sonuçları değişik açılardan tartışılıyor. Ortaya çıkan sonuç toplumu/ülkemizi gerici anlamda teslim alan siyasal İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) kaybettiği, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) uyarılmasıdır. Seçim sonrası AKP’nin kaybetmesi kadar CHP’nin uyarılması önemsenmelidir. Çünkü CHP’li seçmen tercihini kullanırken ülkenin “kurucu unsur”u olduğunu, koruyucu refleksini öne çıkartır. 2011 genel seçiminde MHP’nin barajı aşması gerektiğini uygun görerek oyların bir bölümü bu partiye ödünç verilmişti. 2015 genel seçiminde de siyasal İslamcıların iktidardan uzaklaştırılmasının yolunun dördüncü bir partinin barajı aşmasında gördüğünden ödünç oylarını bu kez Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) verdi.

CHP’li seçmenin iki seçimde geliştirdiği ödünç oy verme davranışının değişik nedenleri vardır. Öncelikli olanı siyasal İslamcı iktidara CHP’nin iktidardan uzaklaştıramayacağı ön görüsü ve ideolojik savrulmalarıdır. Parti 12 Eylül sonrası kapatılıp/açılmasından sonra söylem olarak ulusalcı, laik ekseninden uzaklaşmış, oy alabileceğine düşündüğü muhafazakar/dinci çizgiye çekilmeye çalışıldı. Geliştirilen muhafazakar/dinci söylem hedeflenen seçmen kitlesi tarafından kabul görmedi. Partinin dayandığı geleneksel seçmenin de ideolojik savrulmaları kırılma olarak ele alması ile yeni arayışlara girmiş ve iki genel seçimde ödünç oy uygulamasını geliştirmiştir.

CHP üst yönetimi uzun süren ideolojik savrulmanın yanlışlığını 2015 genel seçiminde ayırtına vararak muhafazakar/dinci söylemlerinden vazgeçmiştir. CHP uzun yıllar sonra parti üst yönetimi olarak çok başarılı seçim çalışması yürütmesine karşın seçmenin ödünç oy verme davranışının önüne geçemedi. Bunun nedeni partinin yerel örgüt yapısında aranmalıdır. Partinin yerel örgütleri uzun yıllar önemsenmediği için hantallaşmışlar, özgüvenini yitirmişler, seçim çalışması yürütecek deneyimli kadrolardan yoksun kalmamışlardır. Parti ile takipçiler arasında iletişim kopukluğu derinleşmiştir. Partililerin ilgisizliği yerel örgütlerde klanların egemen olmasına neden oldu. Yerel örgütleri kontrol eden klanlar partiye büyütmek yerine klan liderinin aday olduğu göreve seçilmesine odaklandılar. Yapılan seçimlerde klan lideri belediye başkan adayı, seçilemediyse milletvekili adayı olarak tekrarlanır duruma gelmiştir. Partide ki klan egemenliği partinin söylemlerinin önce parti üyelerine, sonra seçmene ulaşmasında önemli bir engeldir. Bunun en iyi örneği 2015 genel seçiminde doğru söylem, parti üst yönetiminin etkin çalışmasına karşın alınan sonuçtur.

CHP içine sürüklendiği hareketsizliği, iletişimsizliği ve parti içi sevgisizliği aşmasının yolu parti yerel örgütlerini yeniden yapılandırırken parti içi demokrasiyi işletmesidir. Bunun en basit ilkesi milletvekilliği, belediye başkanlığı dahil tüm görevlerin parti üyelerinin katılımı ile yapılacak olan ön seçimle belirleneceğinin duyurulmasıdır. Bu duyuru partililerin partiye ilgisine arttıracak, üyelerin sayısal çokluğu partiyi teslim alan klan egemenliğini son verecektir. Yerel örgütler özgürleşerek hareketlenecek, takipçilerine/seçmene ulaşmada zorlanmayacaktır.

CHP yerel örgütlerini yeniden yapılandırılmaz, parti içi demokrasiyi işletmediği sürece partililerin ödünç oy vermesinin önüne geçemez. Dahası ödünç oy verdiği partilerin başarışı ile sevinmek zorunda kalır.



İrfan O. Hatipoğlu Uzman-Mustafa Kemal Üniversitesi

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)