İşte, özgürlerin ibadeti budur



İmam Ali (a.s.) buyuruyor ki: “Bazıları menfaat için Allah’a ibadet ettiler; bu, tüccarların ibadetidir. Bazıları bir şeylerden korktukları için ibadet ettiler; bu da kölelerin ibadetidir. Bazıları da şükür sunma amacıyla ibadet ettiler. İşte bu, özgürler

Ali b. Ebu Tâlib (a.s.) takvasıyla ün salmıştır. Kendi nefsiyle, yakınlarıyla ve insanlarla kurduğu münasebetlerin birçoğunun temel etkeni takvaydı... Birçok insanın ibadet etmesinin gerisindeki neden, nefsinin eksikliğini kapatmak olarak belirginleşir. Bazen de insanlar hayatla ve canlılarla yüzleşmekten korktukları için kendilerini ibadete verirler. Bazen ibadet etme isteği kalıtsal olarak bir insanda uyanır, sonra bu heves, insanların ve toplumun miras kalan her değeri kutsama eğiliminden kaynaklanan bir başka hevesle desteklenir. Ama İmam Ali’de ibadet, bütün güç kaynaklarına tutunma çabası olarak belirginleşir. İbadet, yaratılış halkasına bağlanmanın, göklere ve yere doğru uzanmanın yolu olarak kendini gösterir. İmam Ali’nin (a.s.) nezdinde ibadet, varlıkları her türlü hayra ulaştırmaya yönelik cihad yöntemlerinden biridir. İbadet, her hâlükârda, bozgunculuğa bir başkaldırıdır, her taraftan fesada saldırmanın yollarından biridir İmam Ali’ye göre. Bozgunculukla beraber nifaka, ikiyüzlülüğe, istismarcılığa, kişisel çıkarlar uğruna mücadele vermeye karşı bir başkaldırı hareketidir... Alçalmaya, fakirliğe, düşkünlüğe ve zayıflığa karşı da… Bunun ötesinde ibadet, İmam Ali’nin (a.s.) karmaşık ve bunalımlı çağında belirginleşen tüm olumsuzluklara karşı bir savaş ilânı olarak belirginleşmiştir.

Onun ibadetinde, berrak nefsi ve dopdolu kalbiyle varlık aleminin bütünü karşısında duran bir şairin duygularına benzer duygular vardır. Keskin bir bilinç vardı ki, bu bilinç sayesinde berrak nefsi ve dopdolu kalbiyle geniş varlık bütününe sirayet ederdi. Nihayet evrenin güzellikleri önüne açılıverir ve bu güzellikler evrenin onun yapısındaki seslerle, gölgelerle ve dengelerle etkileşim içine girerdi. Ve o bu parlak ayeti, bu ve göz kamaştırıcı işaret ve ilkeyi algılardı ki, biz, bunda özgür kimselerin takvasına ve büyük şahsiyetlerin ibadetine dair kusursuz bir düstur algılayabiliyoruz.

İmam Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: “Bazı kimseler birtakım menfaatler umarak Allah’a ibadet ettiler; bu, tüccarların ibadetidir. Bazı kimseler bir şeylerden korktukları için Allah’a ibadet ettiler; bu da kölelerin ibadetidir. Bazı kimseler de teşekkür maksadıyla, şükür sunma amacıyla ibadet ettiler. İşte bu, özgürlerin ibadetidir.” (Nehcü’l Belâğa, Süphi Salih baskısı, s.510, Kısa Sözler: 237, bs. Dar’ul Hicre, Kum).

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)