Hırsız, katil Erdoğan sloganı atmak, kişinin hakkıdır



Mahkeme, Komünist Parti üyesinin yargılandığı "Cumhurbaşkanına hakaret" davasında, "Hırsız, katil Erdoğan sloganı atmak, kişinin hakkıdır. Hakkını kullanan kimseye ceza verilemez" dedi ve beraat kararı verdi.

Çanakkale'de "Hırsız-katil Erdoğan" dediği için tutuklanan bir yurttaşa destek eyleminde aynı sloganı attığı için "Cumhurbaşkanı'na hakaret"ten yargılanan Komünist Parti üyesi hakkında beraat kararı verilmişti. Mahkeme gerekçeli kararı açıkladı. Mahkeme, beraat kararını, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 26/1 sayılı maddesine dayandırdı. Bu madde, "Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez" diyor. Yani artık, "Hırsız, katil Erdoğan" demek, sadece ifade özgürlüğü kapsamında değil, aynı zamanda "Kişinin hakkı" olarak da değerlendirilebilir. Bu anlamda, söz konusu karar "emsal karar" niteliği taşıyor.

ERDOĞAN'A 'HIRSIZ-KATİL' DEMEK HAKTIR
Bugüne kadar "Cumhurbaşkanı'na hakaret" suçlamasıyla yüzlerce kişi hakim karşısına çıkmış, onlarca kişi hapis veya para cezasına çarptırılmıştı. Onlarca hakaret davası devam ettiği gibi, her geçen gün yenileri de eklenmeye devam ediyor. Çanakkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen "Cumhurbaşkanına Hakaret" davasında kritik bir karar verildi. Genel olarak "Hırsız, katil Erdoğan" demek "İfade özgürlüğü müdür, hakaret midir" şeklinde tartışılıyor ve bunun üzerinden karara bağlanıyordu. 2. Asliye Ceza Mahkemesi ise, ifade özgürlüğünü de kapsar bir şekilde, "Hırsız, katil Erdoğan sloganı atmak, kişinin hakkıdır. Hakkını kullanan kimseye ceza verilemez" dedi.

KP ÜYESİ: SLOGANLARI BEN ATTIRDIM!
Beraat edilen Komünist Parti üyesi ifadesinde, "Ben Komünist Parti üyesiyim. Biz o gün Cumhurbaşkanına hakaret suçundan yapılan tutuklamaları protesto etmek için toplanmıştık. Bahsi geçen sloganları ve başka bir takım sloganları attırdım. Hırsız dememin nedeni 17-25 Aralık soruşturmalarından dolayıdır. Katil dememin sebebi ise Haziran Direnişi'nde ve Soma'da ölen insanlardan dolayıdır" dedi. KP Üyesi, Erdoğan için, "Hal ve tavırlarından dolayı öyle nitelendirdiğimiz için de 'diktatör' dedim. Ben hakaret ettiğimi düşünmüyorum. Demokratik hakkımı, ifade özgürlüğü hakkımı kullandım" sözlerine yer verdi.

Delilleri değerlendiren Mahkeme heyeti, karar metninde şu ifadelere yer verdi:

Her ne kadar sanık hakkında iddianamede yazılı şekilde Cumhurbaşkanı'na hakaretsuçunu işlediğinden bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de mevcut olayda hukuka uygunluk nedeninin bulunduğu, sanığa atılı eylemin TCK nun 26/1 maddesi kapsamında kalan hakkın kullanımı niteliğinde olduğu,
Türkiye tarafından da kabul edilen ve mevcut yasalara nazaran üst norm niteliğinde bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10.maddesinin ifade özgürlüğünü koruma altına aldığı, ifade ve düşünce özgürlüğünün Anayasamızın 25 ve 26 maddeleri ile de korunduğu, yine sözleşmenin 11.maddesinin, 10.maddesi ile koruma altına alınan ifade özgürlüğü ile iç içe ve ifade özgürlüğünün özel bir biçimi olduğu, hal böyle olunca 11.maddede düzenlenentoplantı ve gösteri yürüyüşü haklarının aynı ifade özgürlüğü gibi demokratik sistemin etkili çalışmasında önemli bir yere sahip bulunduğu, demokratikleşme ve toplantı ve gösteri yürüyüşü hakları sayesinde vatandaşların ülkeyi yönetenler ve bunların belirledikleri politikalar üzerinde belirli ölçülerde etki etme imkanı buldukları, ifade özgürlüğü, dernekleşme, toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarının hükümet edenlerin geniş anlamda siyasi sorumluluklarını harekete geçirecek önemli bir araç oldukları, demokrasi ile asıl bağlantılarının bu noktada gerçekleştiği, toplantı ve gösteri yürüyüşü şiddet içermediği ve barışçıl olduğu sürece AİHS tarafından korunduğu, bu haktan barışçıl gösteri düzenlemek isteyen herkesin yararlanabileceği, devletin yetkililerinin kişilerin bu haktan etkin biçimde yararlanmalarını sağlayacak tedbirleri almakla görevli oldukları kanaatine varılmıştır.

ERDOĞAN BU SÖZLERİ SİNDİRMEK ZORUNDA
"Yapılan toplantı ve atılan sloganların Türkiye tarafından da imzalanmış Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin koruduğu düşünce, düşünceyi yayma ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin yerleşik kararlarına göre, Anayasa ve yasalar ile öncelikle de sözleşmeyle koruma altına alınanifade özgürlüğü kapsamında taraflı düşüncelerin açıklanabileceği, düşünce ve görüşler açıklarken sözleşme kapsamında kamuoyunu şiddete teşvik etmediği sürece saldırgan, ağır kelimeler kullanabileceği,siyasi kimliği olan kişiler hakkında bu tarz düşünce açıklamalarında bulunulabileceğine hükmedilmiştir" diyen Mahkeme, "Cumhurbaşkanı gibi kişilerin bu tip eleştirileri göğüslemek zorunda olduklarını" belirtti.

"HIRSIZ, KATİL VE DİKTATÖR" ÖZGÜRCE YAYILABİLİR
Mahkeme, "Hırsız", "Katil" ve "Diktatör" sözlerinin ifade, düşünce ve düşünceyi açıklama, yayma özgürlüğü kapsamında kaldığı, olay tarihinde gerçekleşen toplantıda herhangi bir şiddet veya kişileri kin ve nefrete sürükleme unsurunun da bulunmadığını ifade etti.

Ayrıca Mahkeme, Erdoğan'la ilgili olarak, "Cumhurbaşkanı olduktan sonraki birtakım davranışları ve sözlerinin, toplumun bazı kesilmlerinde halen iktidarda bulunan partinin genel başkanı gibi hareket ettiği, eski partisi ile bağlarını kopartmadığı algısını oluşturduğu ve halen siyasi kişilik taşıdığı düşünülerek mevcut olaydaki gibi protestolara konu olduğu" ifadelerini kullandı.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)