Mustafa Kemal Anafartalar Grup Komutanlığına Atandı


...Savaş bütün hızıyla devam ediyordu. Savaşta gösterdiği askeri dehadan dolayı, Kurmay Albay olan Mustafa Kemal, 8 Ağustos 1915’te Anafartalar grup komutanlığına getirildiğini haber alır almaz, çamlı tekke’de bulunan Anafartalar grubu karargâhına hareket etti.

...Çanakkale Savaş bütün hızıyla devam ediyordu. Savaşta gösterdiği askeri dehadan dolayı,
Kurmay Albay olan Mustafa Kemal, 8 Ağustos 1915’te Anafartalar grup komutanlığına getirildiğini haber alır almaz, çamlı tekke’de bulunan Anafartalar grubu karargâhına hareket etti. Anafartalar grubu komutanı olan Mustafa Kemal, Conkbayır’ı ve Kocaçimen tepelerine tamamen hakim olmak istiyordu. Daha evvel muhtelif komutanların buraya yaptıkları taarruzlarda tam netice alınamamıştı. Yapılacak yeni taarruzun bizzat başında bulunarak kendi idare etmeye karar vermiştir.
10 Ağustos sabahı saat 04.30’da baskın tarzında bir taarruz planlamıştı.
Bu taarruz, süngü hücumu olacaktı. Bu taarruzu Mustafa Kemal şöyle tanımlamaktaydı.
“10 Ağustos 1915’te Conkbayırı’nı almak ve bütün boğazlara sahip olmak için İngilizler 20.000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı.
Gecenin karanlığı tamamen kalkmıştı, tan ağarmak üzereydi.
8. Tümen komutanı ve diğer subayları çağırdım.
Mutlaka düşmanı mağlup edeceğine inanıyorum.
Ancak siz acele etmeyin, evvela ben ileri gideyim, size kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız.
Bu durumdan askeri de haberdar etmelerini istedim. Hücum baskın tarzında olacaktı.
Sakin adımlarla ve sürünerek düşmana 20-30 metre yaklaştım.
Binlerce askerin bulunduğu Conkbayırı’ndan çıt çıkmıyordu.
Dudakları sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu.
Kontrol ettim, kırbacımı başımın üstüne kaldırıp çevirdim ve birden aşağı indirdim. Saat 04.30’da kıyametler kopmuştu.
İngilizler neye uğradığını anlayamamıştı. Allah! Allah! Sesleri bütün cephelerde karanlıkta gökleri yırtıyordu.
Her taraf duman içinde ve heyecan her yere hakim olmuştu.
Düşmanın topçu ateşi büyük çukurlar açıyor, her tarafta şarapnel ve kurşun yağıyordu.
Büyük bir şarapnel parçası kalbimin tam üzerine çarptı, sarsıldım, elimi göğsüme götürdüm, kan akmıyordu.
Olayı Yarbay Servet Bey’den başka kimse görmedi. Ona parmağımla susmasını emrettim.
Çünkü vurulduğumun duyulması bütün cephelere panik yapabilirdi.
Kalbimin üzerinde bulunan saat paramparça olmuştu.
O gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak çarpıştım.
Yalnız bu şarapnel vücudumda kalbimin üzerinde aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı.
Aynı gün gecesi parçalanan saatimi Ordu Komutanı Liman Von Sanders Paşa’ya hatıra olarak verdim.
Çok şaşırmıştı, heyecanlanmıştı. Kendileri de altın saatini bana hediye ettiler”

Savaş 21-22 Ağustos 1915’te Anafartalar’da çok şiddetli çarpışmalarla geçti.
Seddülbahir ve Arıburnu cephesindeki savaşlarda artık İngilizler planlanan hedeflere ulaşamayacaklarını anlamışlardı.
Bütün planları iflas etmişti.
8,5 ay süren Çanakkale savaşları, 20 Aralık’ta İngilizler son birliklerini çekerken, geride:
Türkler; 58 100 şehit, 100 177 yaralı, 10 067 KAYIP, 21 498 hastalıktan ölen, 64 000 sakat toplam: 254 392 şehit ve gazi bırakmış.
Düşman 252 000 ölü ve yaralı vermiştir.

Anafartalar savaşı Çanakkale savaşının kaderini belirlemişti.
Bu bölgedeki Türk kuvvetin başına, genç, cesur, sevk ve idare yeteneği olan
Kurmay Albay Mustafa Kemal’in verilmesi Türkler açısından oldukça büyük bir şans olmuştur.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)