“Emperyalistler ve İşbirlikçi Hainler Atatürk Düşmanlığında Yarışıyorlar!”




21 Ekim 1999: Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Atatürk düşmanı, yani demokrasi düşmanı gericiler tarafından suikast bombasıyla ÖLDÜRTÜLDÜ.
"Kemalizm geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür." diyen ödünsüz Atatürkçü Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı'yı katledilişinin 17. yılında saygı, sevgi ve özlem ile anıyoruz.
"Gerçek" katillerinin hak ettikleri cezayı alacakları gün gelecektir, İNANCIMIZI KORUYORUZ
Yeri ışıklı, düşünceleri ve eylemi kılavuz olacaktır.

ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞB. YÖNETİM KURULU



Ahmet Taner Kışlalı’nın Aralık, 1994de kaleme aldığı
“Emperyalistler ve İşbirlikçi Hainler Atatürk Düşmanlığında Yarışıyorlar!” başlıklı yazısı onun niçin öldürüldüğünü gösteren örneklerden yalnızca biridir.
“EMPERYALİSTLER VE İŞBİRLİKÇİ HAİNLER ATATÜRK DÜŞMANLIĞINDA YARIŞIYORLAR!”
Atatürk, insanlık tarihinin kaydettiği zafer taklarının altından, bütün zamanların en büyük komutanlardan biri olma özelliği ile değil, bir ulusu bağımsızlığa kavuşturup, yeni, çağdaş ve gönençli bir devlet kurucusu niteliği ile de değil, asıl siyaset kuramının en büyük filozoflarından biri olarak geçmiştir…
Sakarya’nın kahramanı, Üçüncü dünyanın da öncüsü sayılabilir.
Blanco Villalta, Arjantinli siyaset bilinci

“İslam dünyasında din şampiyonu geçinen zihniyetlerin Atatürk’e din ve İslam adına saldırmaları, dinin gerçek anlamından bakıldığında, tam bir din dışılık ve alçaklık ürünüdür. Bu ürünler, İslam düşmanı Haçlılarca tezgâhlanıp pazarlanmakta, böylece, İslam dünyası denen aldatılmış kitlelerin uyanışı, şeytani Haçlı siyasetleriyle önlenmektedir.”
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk

CIA ile ilgili ünlü isimler, çeşitli toplantılarda şu düşünceyi “sistemli” bir biçimde savunuyorlar: “Türkler tarihleri ile barışmalıdır… Tabuları tartışmaktan korkmamalıdır… Türk demokrasisi İslam’la uzlaşmalıdır… Güneydoğu için federasyon çözümü tartışmaya açılmalıdır…”
Albay Person Bughes, “Atatürkçülük devrim tarihi kitaplarından çıkarılmalıdır!” buyuruyor… Amerikalı Albay, bu sözleri bir “bilimsel” toplantıda ederken, Türk Genelkurmayı nezdinde ki (katında) NATO ‘irtibat Subayı’dır.
Amerikalılar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne” telif ücretsiz” yayınlanması için bir kitap öneriyorlar… Kitap Atatürk üzerinedir. Ve de Atatürk’ün, kendinden önceki birikimi uygulamaya koymaktan öte bir şey yapmadığını savunmaktadır.
Bazı Amerikan kuruluşları, bazı Türk kitle örgütlerine “para yardımı” öneriyorlar… Ve de “parasız” bazı “fikir”ler veriyorlar: “Kemalizm’i ve Atatürk’ü bırakın!.. Sizin izlemeniz gereken Özal’dır!..”
Yerli işbirlikçiler de tabloyu tamamlıyor.
ABD destekli 12 Eylül yönetimi, “Türk-İslam Sentezi”ni “resmi ideoloji” yapıyor. Kültür ve eğitim yaşamının köşe başlarına “sentezciler” getiriliyor… “Zorunlu” din dersleri –dünyadaki tek örnek olarak- anayasaya konuyor… “Rabıta” devlet eliyle Türkiye’ye sokuluyor.
Ve partisinden TTK ve TDK’ ya kadar, Atatürk’ün oluşturduğu tüm “bağımsız” kurumlar devletleştiriliyor…
12 Eylül gidip (!) Özal geliyor… “Vizyon” sahibi büyük devlet adamı, başlıyor savurmaya: “Atatürk de hatalar yapmıştır… Federatif çözüm tartışılmalıdır… İslam’la barışmalıdır… Başkanlık sistemi ve 2. Cumhuriyet kurulmalıdır…”
Ve “devletin temel düzenini din kurallarına dayandırmak amacıyla gösterilecek etkinlikler” yasaklayan, TCK’nin ünlü 163. maddesi kaldırılıyor…
Özal -12 Eylül sayesinde- boşaltılmış bir meydanda işe başlamıştı. Ne siyasal muhalefet vardı ortada ne de toplumsal muhalefet. Terör bile yoktu. Kitleler ise siyasetten uzaklaştırılmıştı. İdeolojilerin sonunun geldiğine –bir avuç aydın dışında- herkes inanmıştı.
Özal “dört eğilimi” birleştirip, ABD’nin çizdiği yolda “kararlılıkla yürüdü…
ABD Özal’ın yarım kalmış işlerini tamamlayacak bir “isim” arayışına giriyor…
Ahmet Taner Kışlalı, Aralık, 1994, Seçimsiz Demokrasi, s. 29–32

http://ankhukuk1.blogspot.com.tr/2015/10/emperyalistler-ve-isbirlikci-hainler.html?spref=bl

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)