Zeytinburnu cihatçıların merkezi mi oldu?!


Orta Asya kökenli araştırmacı yazar Esedullah Oğuz, Reina saldırısının ardından, cihatçıların İstanbul'daki merkezlerinden biri olan İstanbul Zeytinburnu'ndaki tabloyu anlattı.

İstanbul'daki Reina adlı gece kulübünde 2017'nin ilk saatlerinde silahlı saldırı düzenleyerek 39 kişiyi katleden zanlıdan henüz iz yok. Saldırıyı IŞİD üstlenirken, resmi makamlar tarafından doğrulanmasa da basında kimliğinin, Özbek asıllı Abdulgadir Masharipov olduğu ileri sürülen saldırganın kaçtığı belirtiliyor. Yine basına yansıyan bilgilere göre kod adı Ebu Muhammed Horasani olan saldırgan, katliamdan önce İstanbul Başakşehir'de bir ev kiraladı, saldırının ardından ise ailesinin de getirildiği Zeytinburnu'ndaki eve döndü ve 4 yaşındaki oğlunu yanına alarak kaçtı.

İstanbul'un Zeytinburnu ve Başakşehir ilçeleri uzun bir süredir özellikle Orta Asya ülkelerinden gelen cihatçıların merkezi olarak biliniyor. Suriye müdahalesinin ardından sayıları hızla artan, denetimden uzak medrese, mescit, dini dernek, Kuran Kursu ve yardım kuruluşu adı altında faaliyet gösteren merkezler etrafında toplanan cihatçılar daha sonra Suriye'ye geçiyor.

Orta Asya ve Afganistan uzmanı, Orta Asya kökenli Esedullah Oğuz, yılbaşı katliamının ardından Zeytinburnu'na gittiğini ve Orta Asya kökenlilerin saldırı konusunda ikiye bölündüklerini söyledi. Tarikatlar aracılığıyla Türkiye'ye gelerek medrese gibi dini kurumlarda eğitim alan kişilerin Suriye ve Irak'a geçtiklerini aktaran Oğuz, ilçede son dönemde sayıları hızla artan yabancılar tarafından kurulmuş bazı işyerlerinin de bu tür faaliyetler için kullanılıyor olabileceğine dikkat çekti.

‘IŞİD'E KATILAN ORTA ASYALI SAYISI 4-5 BİN'
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin çözülmesinin yarattığı ideolojik boşluğun ardından Orta Asya coğrafyasında radikal İslamcı örgütlerin güçlendiğini anımsatan Esedullah Oğuz, bu durumun 2000'li yıllardan itibaren ivme kazandığını belirtti: "Sovyetler Birliği'nin 91'de dağılmasından sonra bölgede ideolojik boşluk oluştu. İdeolojik boşluğu (devlet adamları) kendi şahsi kültleriyle doldurmaya çalıştılar ama işe yaramadı, bunun yerine İslamcılar doldurmaya başladılar ve 90'lı yılların başlarından itibaren Körfez ülkelerinden büyük oranda yardım kuruluşları adı altında, İslami kuruluşlar gelip medrese, okul, Kuran kursu gibi şeyler açmaya başladılar. Tabii o zaman IŞİD değil, Taliban ve El Kaide vardı ve komünizmin bıraktığı ideolojik boşluğu bunlar doldurmaya başladılar. 2000'li yıllardan itibaren bu hızlandı.
Son dönemde IŞİD'in ortaya çıkmasıyla ivmenin de hızlandığını belirten Esedullah Oğuz, örgütte sayısı 4 -5 bin olarak tahmin edilen Orta Asya kökenli cihatçı bulunduğunu ve bunların çoğunun Türkiye üzerinden IŞİD'e katıldıklarını söyledi.

‘TARİKATLAR ARACILIĞIYLA TÜRKİYE'YE GELİYORLAR'
Radikal düşünceli kişilerin İstanbul'da bazı dini merkezler etrafında toplandıklarını vurgulayan Oğuz, Zeytinburnun'da bir Kazak gençle sohbet ettiğini ve Türkiye'de ne yaptığını sorduğu gencin, kendisine bir tarikat medresesinde dini eğitim aldığını söylediğini aktardı. Oğuz, tarikatların bu kişileri Orta Asya ülkelerinden bulup getirdiklerini, Türkiye'de bir süre eğitildikten sonra militanların Suriye'ye ya da Irak'a geçtiklerini ifade etti:
"Değişik gruplarla bağlantılı olan ve Orta Asya'dan gelen insanlara buradaki tarikatlar barınma, ev, yiyecek, her şeyi sağlıyor ve onları eğitiyor. Doktrinel eğitim alıyorlar ve sonra isterse Irak ya da Suriye'ye gidip deneyim kazanabiliyorlar; istemezse de aynı ideolojiyle geri dönüp kendi ülkelerinde, Orta Asya'da hücre, şebeke olarak faaliyetlerini sürdürebiliyorlar." Vizesiz seyahat nedeniyle Türkiye'ye Orta Asya coğrafyasından girişlerin rahatlıkla yapılabildiğini ve ardından militanların Suriye'ye giderek tekrar Türkiye'ye döndüklerini belirten Oğuz, bu duruma mani olunması gerektiğini belirtti.

‘ESKİ TALİBAN MİLİTANI ZEYTİNBURNU'NDA VE KAÇAK'
Yetkililerle görüşmelerinde özellikle Zeytinburnu'ndaki duruma karşı önlem alınması gerektiğini söylediğini belirten Oğuz, "Afganistan'dan çok sayıda tehlikeli insan geldi ve çoğu Zeytinburnu'nda. Bunlar şu anda terör olaylarına karışmadılar ama bu her zaman böyle olacağı anlamına gelmiyor. Mesela eski Taliban militanı şu anda Zeytinburnu'nda, pasaportu yok, belgesi yok. Bir apartmanda 50-60 kişi kalıyorlar ve bunlar Batı'ya gitmeye çalışıyorlar. Devlet çok fazla rahat. Zeytinburnu'nda gidip ana caddede üst araması yapsalar her iki kişiden birinin kaçak olduğunu görürler. Polis biliyor yıllardan beri ve bu konuda hiçbir önlem alınmıyor" dedi.
Taliban, El Kaide kökenli ya da başka radikal örgütlerle ilişkisi olan çok sayıda kişini Türkiye'ye girdiklerini söyleyen Oğuz, bu kişilerin savaş bölgesinden geldiklerinin altını çizerek, durumun büyük tehlike yarattığını belirtti. Esedullah Oğuz, ilçede kumar ve uyuşturucunun da arttığını ve Zeytinburnu'nun tüm bunlardan temizlenmesi için Emniyet'e başvurulduğunu ancak şu ana kadar herhangi bir tedbir göremediklerini söyledi.

‘TARİKATLARIN PARASI BAŞKA BİR KAYNAKTAN GELİYOR'
Bu tür bir ortamın çeşitli istihbarat örgütleri tarafından kullanılabileceğine dikkati çeken Oğuz, tarikatların sağladığı maddi imkanların, bağlantılı kaynaklardan geldiğine işaret etti: "Böyle bir ortam var, herkesin kullanabileceği bir ortam. Orta Asya'dan gelen potansiyel militanlara barınak, sığınma, maddi — manevi ve lojistik destek sağlanıyor ve bunlar da tarikatlara belirli bir kaynaktan geliyor. Tarikatların belirli yerlerle bağlantısı olması lazım ki bu desteği verebilsin."

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)