Erdoğan, Ayna ve Cumhuriyet


Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlar toplantısından seslendi: “"Türkiye 1923 yılında Cumhuriyete geçerek rejim tercihini yapmıştır. Artık milletimizin böyle bir derdi sorunu yoktur. Rejim artık 23'te atılan adımla yoluna devam etmiştir. Cumhuriyetten geri adım atmaya çalışanlar karşılarında herkesten önce milletimizi ve milletimizle birlikte şahsımı bulur.”

İlk bakışta cumhuriyet savunuculuğu gibi görünen açıklama esasında cumhuriyet kavramının yıllarca ne derece içinin boşaltıldığını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Öncelikle emperyalizme karşı topyekûn bir İstiklal Savaşı ile gerçekleşen Cumhuriyet Devrimi’nden basit bir ifadeyle “23’te atılan adım” diye tarif etmek ancak bir muz cumhuriyetinde mümkündür. Öyle ki Cumhuriyet Devrimi kazanımları 1950’lerde başlayan emperyalizme teslimiyet sürecinden bu yana 70 senedir tam anlamıyla yok edilememiştir. Erdoğan’ın bahsettiği cumhuriyet ise soyuttur, basit bir algı yaratma kullanımıdır.

CUMHURİYET FAZİLETTİR

Oluşturulmaya çalışılan algının aksine gerçek Cumhuriyet erdemdir. Üretmenin, bilimin, yurttaş olmanın erdemidir.

Eğitimde, bilimselliği esas alır ve çok yönlü yurttaşlar yetiştirir. Bugünkü gibi sapkın tarih müfredatıyla düşünmeyen beyinler hedeflemez. İmamı da hatibi de ihtiyacı kadar yetiştirir fakat ortaokullara kadar imam-hatipleri yaymaz. Bilimi rehber edinir.

Devleti kalkındırır, milleti kimseye muhtaç etmez. Kamu İktisadi Teşekküllerini kurar, devlet hangi alanda eksik diye sürekli araştırır, geliştirir. Ekonomiyi tamamen piyasaya teslim etmez, hele gayri milli piyasaya gümrük duvarını diker.

Gerçek Cumhuriyet devleti şahsileştirmez. Denetime, bağımsız yargıya, işlevli parlamentoya sırtını yaslar.

Tam bağımsızlığı ilke edinir. Silahlı Kuvvetler geleneği vardır. Harbiye’yi kapatmaz. İstikbali göklerde arar kendi savunma sanayisini kurar. NATO’ya girip yurdun bir karış toprağını dahi emperyalist üslere tahsis etmez.

Cumhuriyet rejimini, kurulan sandıklar ve atılan oylar düzeyine indirgemek soyut lafazanlıktan başka bir şey değildir. Cumhuriyet sisteminin aynası iştir, lafa bakılmaz. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi olur. Milletin hayatına doğrudan etki eder, somuttur. Köydeki Ali’yi, Ayşe’yi alır ETİ Maden İşletmesinde mühendis yapar. Köy enstitülerini kurar üretmeyi, doğayı, sanatı, bilimi öğretir.

EVDEKİ HESAP ÇARŞIYI KARIŞTIRDI

Tayyip Erdoğan, sık sık sahiplendiği Adnan Menderes, Turgut Özal gibi, emperyalist rüzgarların yurdumuzu teslim almaya çalıştığı mevsimin meyvesi olarak iktidara geldiğinde önüne koyulan ilk hedef Cumhuriyet’i adım adım kazımaktı. Ancak evdeki hesap çarşıya uymayı bırakın, çarşıyı karıştırdı. Millet kazanımlarını savundu, cumhuriyet düşmanlığıyla her alanda mücadele etti. Girişilen bu son kavga da Cumhuriyet Devrimi kazanmaya başladı. Özellikle 15 Temmuz Amerikancı FETÖ darbe girişimiyle birlikle bu gerçeği Türkiye’de görmeyen kalmadı. En başta Tayyip Erdoğan’ın “şahsı” bu gerçeğin farkına vardı. Ancak, emperyalizmin aparatlarıyla savaş sürerken, iktidar eliyle Cumhuriyet’i kazıma programının devamı olan başkanlık sistemi dayatması bu farkındalığa ters düşmektedir ve yenilmeye mahkumdur.

Tayyip Erdoğan bu açıklamasıyla aslında kendi anlayışının karşısına duracağını ilan etmiştir. Başkanlık sistemi yıllardır içi boşaltılan Cumhuriyet’e karşıdır. Tayyip Erdoğan’ın cumhuriyetten geri adım atanların karşısında olma teorisi ancak bir boy aynası yardımıyla ete kemiğe bürünebilir. Erdoğan’a sesleniyoruz: Aynanın karşısına geç yüzüne bak bizim için.

Deniz Tokgöz
TGB Ankara İl Başkanı

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)