Kenan Doğulu yeni bir pop albüm müjdesi verdi


Kenan Doğulu Sevgililer Günü'nde vereceği konser için "Sahne üstünde, ayakta olacak. İlginç bir tecrübe olacak seyirciler için. Ben de ilk kez böyle bir şey tecrübe edeceğim, benim için de büyük heyecan" dedi. Yeni bir pop albümü müjdesi veren ve konserde Beren Saat'e yapacağı sürprizin bozulduğunu beliten Kenan Doğulu "Beren'e başka sürprizlerim de olur benim o gün mutlaka, ben romantik bir insanım, bir şey çıkar" diye konuştu.

BÜTÜN PLANLARIMIZ ALTÜST OLDU

Öykü Özdoğan’ın hazırlayıp sunduğu “20 DAKİKA”; Türk pop müziğinin en sevilen isimlerinden Kenan Doğulu’yu konuk etti. Doğulu, NTV Radyo dinleyicilerine “İhtimaller” albümünden ve Sevgililer Günü’nde vereceği konserinden bahsetti:

Birazcık kendimi ödüllendirmek diye de adlandırabileceğim bir proje benim için. Zamansız bir albüm hani bugün konuşmak biraz zor geliyor insana çünkü önümüzdeki yıllarda daha yerleşeceğini, oturacağını düşündüğüm bir albüm. 14 Temmuz’da çıktı maalesef bu albüm, 15’indeki o malum kabustan 1 gün önce ve bütün planlarımız alt üst oldu. Tanıtımla ilgili projelerimiz, konserlerimiz, promosyon çalışmalarımız vs.

İDDİALI LAFLARI SEVEN BİR İNSANIM

Çok büyük bir heyecan benim için, çok sevdiğim ve çok arkasında olduğum bir proje. Dünyanın herhangi bir yerinde, Japonya’da, Almanya’da, Fransa’da, İtalya’da herhangi birisine dinletmekten zevk alacağım ve keyifle alkışlanacağını düşündüğüm bir albüm. Çok iddialı lafları içten içe seven de bir insanım aslında, az kullansam da. İlk albümün adı “Yaparım, bilirsin.” Bu albüm de gerçekten benim bugüne kadar yaptığım albümlerden en iyi biri bence. İnşallah herkes sevdi, sevecek ya da sevmiştir diye umuyorum. Şuradan yola çıkarak tabi sorunun esas cevabına gelecek olursak, ben 5 yaşında konservatuarla başladım müziğe. Klasik müzik ve caz benim zaten vazgeçilmezimdir, kıymetlimdir aynı zamanda caz müziği.

BABAM HER PAZAR SABAH BİZE CAZ DİNLETEREK BİZİ UYANDIRIRDI

Babamın her Pazar sabah bize dinleterek uyandırdığı müzik tarzı caz. Günümüzde pop yapıyorum, zaman zaman şarkılarımı klasik ve caz müzik etkisi altında bestelediğim şarkılarımı dinliyor insanlar farkında olsalar da, olmasalar da. Böyle çaktırmadan ince, ince zaten hissettirdiğim bir yönümdü diyeyim. Bu albümle de ayyuka çıkmış oldu. Ne zamandır düşündüğüm bir projeydi, yaklaşık 3-5 senedir hep üzerinde konuştuğumuz, planlamaya gayret ettiğimiz ama hayata geçiremediğimiz bir şeydi. Ozan Musluoğlu çok yakın arkadaşım, kardeşim, çok sevdiğim bir müzisyen arkadaşım. Onunla bir gün sohbet ederken, “Haydi o zaman başlayalım” dedik ve başlayıverdik. Sonrasında işte Engin’in, Şenova abinin, Ferit’in, Mehmet’in, diğer bütün müzisyen arkadaşlarımın katılımıyla proje hayata geçmiş oldu ve çok da iyi oldu.

İKİ YÜZE YAKIN ŞARKI BESTELEMİŞİM

Şarkıları caza uyarlamak zor oldu ama zorluk hoşumuza gitti biraz aslında. Özellikle “ Gelinim” şarkısının bu versiyonu çok ilginç oldu. Neye göre seçtik derseniz inanın aslında yaklaşık 200’e yakın şarkı bestelemişim bugüne kadar, o bestelerin içinden 10 tane seçmek, insana çok zor geliyor.

KURUÇEŞME’DE ÇINARIN DEVRİLMESİ BENİ DERİNDEN ETİKİLEMİŞTİ

Birkaç tanesinin, “Kocaçınar” ve “Kıyamam”ın hiç klibi de yoktu bugüne kadar ama benim çok sevdiğim şarkılarımdı. Kuruçeşme’de otururken, yakında bir çınar devrilmişti. O beni çok derinden etkilemişti. Çevresindeki çarpık kentleşme vs, bugün artık doğaya duyulmayan o saygı gibi bir sürü şikayetim olduğu bir döneme denk gelmişti ve “Kocaçınar”ı bestelemiştim.

KOCAÇINAR DİYE BİR BESTEM OLDUĞUNU İNSANLAR BİLMİYORDU BİLE

Ama o albümde o kadar iddialı, daha kolay tutacak şarkıları vardı ki, Kocaçınar diye bir bestem olduğunu insanlar bilmiyordu bile. Onları tekrar gündeme getirmek gayesindeydik aslında. Yeni halleriyle dinlensinler istedik. Ercüment Orkut ve Can Çankaya yaptı aranjmanı. Ercüment ve Can’ın da tabiki istekleri ve yönlendirmeleri oldu bu anlamda. Kim, hangi şarkıya, ne kadar heyecanlanacak kısmı. Onlar kendi şarkılarını seçtiler gibi oldu. Biz 20-30 tane şarkı seçtik, onların içinden kendileri seçtiler. Kim, daha çok hangi şarkıya ısındıysa, onunla yürüdü gibi oldu.

BİZİM GENLERDE VAR

Bizim genlerde, ailede var. Bir tek kızkardeşim sekti, o da müzisyen olabilirdi ama o bir anne. En zor mesleği seçti.

SÜREKLİ STÜDYOLARA SALDIRACAĞIZ

Neden türkü albümü de gelmesin? Sonsuz bir üretme isteği, ihtiyacı var içimde. Bunun hangi yönde, nasıl bir şey olacağını hiç bilmiyorum. Zeynep var arkadaşım, o hep “Best Of” yapalım diyor. O “Best Of” ne şekilde olacak, büyük orkestra halinde mi, küçük akustik mi, bilmiyorum ama önümüzdeki yıllar hep projeye aç bir halde. Sürekli stüdyolara saldıracağız yani.

TÜRK SANAT MÜZİĞİNİN BECEREMEM

Türk Sanat müziğini beceremem diye düşünüyorum. O konuda çünkü herkes çok eksper, herkes “şöyle söyledi, böyle söyledi” diye yorum yapıyor. Tarkan’ı bile eleştirenler var. Benim o nağmelerde çok becerim yok açıkçası. Kendi şarkılarımın ana yapısında bir türkü bazı vardır ama. “Güzeller İçinden” gibi şarkılarımın. Benim genel olarak bestelerim, pop bestelerim de olsa, Türk halk müziği kaynaklıdır gibi hissederim her zaman. Halk müziğine daha yakın olabilirim. Belki modernize edilmiş bir halk müziği yapılabilir...

KUBAT’I ÇOK SEVERİM

Kubat ben çok severim mesela. Kubat’ın o çok sesli aranjmanları, güzel harmonik düzenlemeleri beni hep çok etkiler, çok mutlu eder.

BİR SENE DAHA HARBİYE AÇIKHAVA’DAN FAYDALANACAĞIZ

“23 yıldır bu sahnede şarkı söylüyorum” demiştim Harbiye’de ama o benim şahsi tercihim değildi. O dönemde Harbiye’nin üstü kapatılacağı konuşuluyordu ama şimdi öğrendim ki, bu sene daha henüz o inşaat çalışmasına zaten başlanılmıyormuş o yüzden 1 yaz daha açıkhavadan faydalanacağız.

KENAN DOĞULU, SAHNE ÜSTÜ AYAKTA KONSEPTİYLE MÜZİKSEVERLERLE BULUŞACAK

Şöyle bir durum var. Sürekli konser iptalleri oluyor. Bundan sürekli şikayet ediyormuşum gibi söylemek istemiyorum ama son dönemde hatta eğlenmenin bile ayıp olduğu, milletin şöyle neşelenerek, eski günlerde gibi dağıttığı bir ortam tabi ki yaşanamıyor. O kadar savaş var, şehit verilirken, insanın içinden de çok gelmiyor ama o Sevgililer Günü’ne özel olarak, elimden geldiği kadar, insanları eğlendirmeye çalışacağım. Romantiklikle, eğlencenin yüzde elli elli pay edildiği çünkü aşk şarkılarından oluşan bir konser olsun istiyorum. Arada bir bölümde belki bir kaç tane sürpriz şarkım da olacak. O romantizmle, eğlencenin karıştığı, genel olarak aşk temalı bir konser olacak. Zorlu’da olması beni ayrı heyecanlandırıyor çünkü ben kendim şahsen Zorlu PSM’ye hayran bir insanım. Hem akustik, hem teknik detayları sebebiyle. Öte yandan ülkemize, sanatımıza açtığı yeni nefes kulvar ve kazandırdığı alkışlar için. Heralde günde 5000 kişi, orada sebeplenip sanatsal aktivitelerde bulunuyor. Çok ciddi bir yelpaze. Dünya elektronik müziğinden türk sanat müziğine, baleden operaya, pop müzikten klasik müziğe bir çok müzisyene ekmek kapısı diyebileceğimiz, birçok sanatsevere de bir vitrin ya da işte kendini ifade edebilme, doyum sağlayabilmek için gidebildiği bir çıkış kapısı, bir kale gibi oldu. O yüzden hem tebrik, hem teşekkür ediyorum böylesine sanatın önemsenmediği bir döneme denk gelip ve bu kadar başarılı işler yapabildikleri için. Orada o yüzden olmak ayrı bir heyecan benim için. Önümüzdeki yıllarda da çok başka projemiz de olacak. Şimdiki konserim sahne üstünde, ayakta olacak.

 İLGİNÇ BİR TECRÜBE OLACAK SEYİRCİ İÇİN

İlginç bir tecrübe olacak seyirciler için çünkü normalde Zorlu’da seyrettiğimiz koltuklarda oturup, izlediğimiz konserler tarzında değil. Ben de ilk kez böyle bir şey tecrübe edeceğim, benim için de büyük heyecan. Sonrasında da büyük salonda da, küçük salonda da başka projelerimiz olacak.



BEREN’E SÜRPRİZLERİM OLACAK

Konserde Beren’e yapacağım sürpriz de bozuldu aslında. Artık sürprizi kalmadı, olay çok büyüdü ya da çok büyük bir şey yapmam lazım. Aslında açıkhava konserinde, en son İstanbul’daki “İhtimaller” konserinden bir sonra bir de pop konseri yaptık. O konserde ünlü dostalarımdan istek şarkılar almıştık. Beren de kendi isteğini “en sevdiğim şarkım” olarak adlandırdığı, “Kirli Beyaz Kedi”yi istemişti. O gün repertuarda yoktu, ben de o videoyu konserden sonra gördüm, içimde kalmıştı. Onu söylerim onun için diye düşünüyordum ama o bilgi sızınca, sürprizi kaçtı, hem de sürpriz küçük bir sürpriz olmaya yüz tuttu. O şarkıyı seslendirmeyi istiyordum uzun süredir, o güne denk geldi. Oydu sürprizim yani ama başka sürprizlerim de olur benim o gün mutlaka, ben romantik bir insanım, bir şey çıkar...

YENİ BİR POP ALBÜMÜ GELİYOR

Yeni bir pop albümü gelecek. Bir albüme hemen girdikten sonra insanın toparlama süreci biraz zaman alıyor. Çok ciddi bir emek, çok ciddi bir konsantrasyon meselesi.

ANNEMİN DOĞUM GÜNÜNDE YENİ BİR BESTEMİ SÖYLEDİM

Dün de hatta annemin doğum gününde yeni bir bestemi söyledim. İnsanların o gözündeki “yeni beste duyma ışıltısı”nı o kadar özlemişim ki, içim kabardı. Yakında çıkar bir şey...

PRODÜKTÖRLÜĞÜNÜ YAPTIĞIM TAHRİBAD-I İSYAN’IN ALBÜMÜ 28 ŞUBAT’TA ÇIKIYOR

Tahribad-ı İsyan diye bir albüm çıkartıyoruz, Tahribad-ı İsyan diye bir grupla beraber. Tahribad-ı İsyan, Sulukule’li 3 tane gençten oluşan bir grup. Kentsel dönüşüme biraz kızgınlar, Sulukule’liler, evleri barkları, mahalleleri yıkıldı ve oradaki maduriyete biraz dikkat çekmek istiyorlar. Genel olarak bütün albüm bunun üzerine kurulu değil ama içeriğindeki o protestocu hal, içlerindeki anarşi, şarkı sözlerine yansıyor. Ortak prodüktörüm Murat Çeker ile beraber yaptığımız bir albüm oldu. O da 28 Şubat’ta çıkacak. İnşallah radyolarda, televizyonlarda duyabilir miyiz bilmiyorum ama internete son derece yaygın bir şekilde ilgi göreceğini düşünüyorum. İnşallah herkes

ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ HAYALPEREST BİR İNSANIM

Duygu hafızası diye bir şey var ya... Eskiye, ileriye, şimdiye dair hayal gücü diye bir şey var. Aslında yazarın en büyük ihtiyacı olan şey hayal gücü diye düşünüyorum. Gitmediğin ülkelere, olmadığın şehirlere, yemediğin yemeklere, dinlemediğin müziklere olan bağlılığın, olmayan şeye olan aidiyetin seni mutlaka güzel şeyler yazmaya her zaman itiyor zaten. Ben çocukluğumdan beri çok hayalperest bir insandım. Hayal gücü şarkı yazmaya çok müsade eden bir şey. O yüzden evli olmak, olmamak, bekar olmak bunlar çok önemli değil diye düşünüyorum.

EVLİLİĞİN HERHANGİ BİR ETKİSİ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM

Ben zaten çok fazla beste yapan bir insan değilim. Yani 250 bestem var deyip, yapmıyorum demek olmaz tabi ama idareten bir şarkı yapmamaya çalışıyorum artık. Her şarkı “Best Of” a girecekmişcesine, klasikleşsin kafasıyla yapmaya başladım. O yüzden biraz daha az beste yapıyor olmama rağmen, evliliğin herhangi bir etkisi olduğunu düşünmüyorum açıkçası.

BANA KOLEKSİYONER DİYORLAR

Aslında böyle bir koleksiyonermişçesine başlamadı merakım. Sevdiğim şeyleri toplamakla başladı. Sonra hem adet, hem kalite olarak fazla olmaya başladı. Koleksiyoner denmeye başladı buna. Aslında öyle koleksiyoncu olayım diye başlanmış bir şey değil. İnsan beraber yaşayacağı şeyi, seçmekte zorlanıyor ama ömür boyu duvarında göz göze bakacağın bir kadın portresi ya da sevdiğin bir sanat eseri, insanın içini açıyor. Onun ilham verici özelliği bitmiyor. Benim için bir resim, bir kere bakmakla geçilecek bir şey değil. Onun içinde yüzüyorum çoğunlukla. Bir çeşit tutku diyebiliriz...

DAĞINIK BİR İNSANIM

Şiir kitabı hep hayalimde, aklımda olan bir şey ama ben biraz dağınık bir insanım. Şiirlerin toparlanması, düzelmesi, hangisinin nereye gireceği... Henüz öyle bir çabam ve mesaim olmadı ama aklımda. Çok fazla şiir var çünkü, şarkılanmamış olan. İyi hatırlattınız, onu da bir gündeme getireyim.

ÇOK İYİ BİR BABA OLACAĞIMI TAHMİN EDİYORUM

İyi bir baba olurum ben heralde. İstiyorum. Bir gün inşallah olursa... Öyle bir acelemiz, çabamız yok. Öyle yazıldığı, çizildiği gibi kendimize dert ettiğimiz bir durum değil ama olduğu zaman, çok iyi bir baba olacağımı tahmin ediyorum çünkü benim babam çok iyi bir babaydı, benim o rol model olarak seçtiğim babaya benzesem yeter yani...

YURDAER DOĞULU MÜZİK KONSERVATUARINI İSTANBUL MERKEZİNE TAŞIYABİLİRİZ

1978 senesinde “Yurdaer Doğulu Müzik Konservatuarı”, o günkü adıyla “Yurdaer Doğulu Sanat Merkezi” açıldı. 1978’le 2012 arası galiba, daha yeni kapandı, Bakırköy tarafında hizmet ediyordu. Babamın vefatından sonra da, annem devam etti. Orası Türkiye’nin ilk, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı, diploma verebilen müzik okuluydu. Biz onu bu tarafa yani Etiler, Beşiktaş, Şişli tarafına taşımak istedik. Daha fazla gidip, gelebliriz dedik. Daha ayakaltı olsun, insanlar daha fazla gelebilsin diye bu tarafa taşınmayı düşündük. Önümüzdeki yıllardaki konularımızdan bir tanesi o, onu yapabiliriz. Adı “Kenan Doğulu” ya da “Ozan Doğulu” ya da “Doğulu Brothers, Kardeşler” olmaz ama. Babamın adını yaşatmak adına, yine onun adına olsun istiyorum.

ANADOLU’DA SEYİRCİMİZLE BULUŞACAĞIZ

“İhtimaller Turnesi” benim için çok önemli müzisyenlerle çaldığımız bir albüm ve turne. Konserlere de geliyorlar benimle beraber, çok keyif verici. 7 Mart Ankara, 9 Mart Kayseri, 14 Mart İzmir, 16 Mart Mersin, 17 Mart’ta da Konya’dayız. Bütün takımımız, bütün arkadaşlarımız; Ferit Odman, Mehmet İkiz, Şenova Ülker, Engin Recepoğulları, Can Çankaya, Ercüment Orkut, Ozan Musluoğlu, Bulut Gülen hepimiz Anadolu’daki bu konser salonlarında seyircimizle buluşacağız. İnşallah herkesi orada görmek istiyoruz...

Hafta içi her akşam 18.20’de yayınlanan 20 Dakika’nın tekrar bölümleri, hafta sonu NTV Radyo’da

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)