Öğretmen alımı 20 bin değil, 50 bin olmalıdır


Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın 20 bin öğretmen alımı yapacaklarına ilişkin açıklamasını değerlendirdi. 20 bin öğretmen alımının sevindirici ancak yetersiz olduğunu söyleyen Koncuk, “Türk Eğitim-Sen olarak talebimiz 50 bin öğretmen alımı yapılmasıdır” dedi.

Genel Başkan açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz önümüzdeki hafta 20 bin öğretmen alımı için duyuru yapılacağını açıkladı. Öncelikle tüm öğretmenlerimize hayırlı olsun. Bilindiği gibi Şubat ayında öğretmen ataması yapılması Türk Eğitim-Sen’in öncelikli taleplerinden birisidir. Bu noktada Bakan Yılmaz’ın öğretmen ataması yapılacağı yönündeki açıklaması hem öğretmen açığının azaltılması hem de atama bekleyen öğretmenler için önemli bir gelişmedir ve sevindiricidir.

Ancak sendika olarak atama sayısını yetersiz buluyoruz. Zira Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz daha dün yaptığı açıklamada net öğretmen ihtiyacının 98 bin 537 olduğunu ifade etmiştir. Üstelik ülkemizde öğretmen açığı ücretli öğretmenler eliyle giderilmektedir. Sendikamızın geçtiğimiz yıl yaptığı araştırmasına göre Türkiye’de ücretli öğretmen sayısı 73 ilde 70 bin 293’tür. Hal böyle olunca 20 bin atama ne yazık ki ihtiyacın çok çok gerisindedir. Sendika olarak beklentimiz 20 bin değil, 50 bin atamadır. 2017 yılının sonuna kadar da MEB tarafından ilan edilen resmi öğretmen açığının tamamen giderilmesini istiyoruz.

Öte yandan öğretmen atamalarının kadrolu olması ve mülakatsız, sadece KPSS puan üstünlüğüne göre gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Ne yazık ki Milli Eğitim Bakanlığı sözleşmeli ve mülakatlı öğretmen alımını getirmiş, bu süreçte ciddi haksızlıklar yaşanmıştır. KPSS’de yüksek puan alan bazı adaylara, mülakatta düşük puanlar verildiği ya da KPSS’de düşük puan alan bazı adaylara da mülakatta yüksek puanlar verildiği görülmüştür. Her mülakat komisyonu ayrı ayrı değerlendirmeler yapmış, dolayısıyla hakkaniyetten uzak, nahoş durumlar yaşanmıştır. Öncelikle mülakat adil olmayan bir yöntemdir. Mülakat denilince akla torpil, yandaşlık, baskı, hak ve hukuktan uzak tavırlar akla gelmektedir. Dolayısıyla bu şeffaflıktan uzak yöntemden Milli Eğitim Bakanlığı ivedilikle vazgeçmelidir. Fetö ve benzeri terör örgütlerinin MEB kadrolarına sızmalarını önlemek amacıyla mülakatın getirildiğini söylemek gerçekçi ve geçerli değildir. Bunun tek yolu sıkı bir güvenlik soruşturması yapılmasıdır.

Sözleşmeli öğretmenlikte tamamen güvenceden yoksun bir uygulamadır. Gelecekleri belirsiz olan sözleşmeli öğretmenler, her zaman baskılarla, tehditlerle, şantajlarla karşılaşabilmektedir. Sözleşmeli öğretmenler kadroya alınana kadar işlerini kaybetme korkusu yaşamaktadır. Üstelik sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınma esasları çok ağırdır. Sözleşmeli öğretmenler 4 yıl sözleşmeli çalıştıktan sonra performansa göre kadroya alınacaktır. 2 yıl da kadrolu olarak çalışacak olan bu öğretmenler ancak tam 6 yıl sonra tayin isteyebilecektir. Sözleşmeli öğretmenlerin 6 yıldan çok daha fazla bir süre eş durumu başta olmak üzere özür grubu tayinlerinin gerçekleşmeme ihtimali çağ dışı bir anlayıştır. Bu, ülkemize yakışan bir uygulama da değildir. Dolayısıyla sözleşmeli öğretmenler ne özlük hakları ne de atama ve yer değiştirme yönüyle kadrolu öğretmenlerle aynı haklara sahip değildir.

Tüm bunlar göz önüne alınarak, önümüzdeki hafta duyuruya çıkacak olan öğretmen atamalarının kadrolu, mülakatsız, sadece KPSS puan üstünlüğüne göre yapılmasını istiyoruz. Ne sözleşmeli ne de mülakatla öğretmen alımı nitelikli öğretmeni tespit edemez. Sözleşmeli ve mülakatlı öğretmen alımı sadece ve sadece ülkemizde torpili, adam kayırmayı, hak yemeyi meşrulaştırır. Bu da eğitim ordusuna büyük zarar verir.”
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)