Yeni Dünya


Trump iki gün önce yine basın toplantısı düzenledi. Sert ve diplomatik dilden uzak söylemlerini bu kez daha bir artırarak, Amerika açısından nasıl bir geleceğe yöneleceklerinin izlerini daha bir belirginleştirdi.

Trump'ı “Yeni dünya”nın liderlerinden sayarsak, “Eski dünya”yı eski liderler olarak gösterebiliriz. Tamamen birbiriyle aynı ve aynı zamanda farklı bu “yeni” yapının eskileri tasfiyesi sürerken, eskilerin koltuğu kolayca bırakmak istemediklerini de görüyoruz.

Trump'ın dünkü konuşmasında, eskiye "Akıllı ol, ne yaptığını/yapacağını biliyorum." mesajı ile Obama'nın Trump koltuğa oturana kadar ki sürede alelacele çıkarttığı kanunlarla yeni başkanın elini kolunu bağlamaya çalışması, tam da bu görüşü doğrular nitelikte.

Sonuçta Trump'ın Obama/Hillary yönetiminden Rusyaya hatta İsrail'e kadar herkesi kendi üslubunca paylaması, eskilerin hesap vereceğinin altını çizmesi boşuna değil. Ortada işlenen suçlar var ve “Yenilerin” bu suçları eskilere yükleyip yeni bir dünyanın şahane olacağı hayalini dünyaya yayması gerekiyor. Bu amacın bir gölgesinde Haçlı ordusu var. Radikal İslamcılardan temizlenecek, daha doğrusu kılıkları değiştirilip yeniden kullanıma sürülecek olan Haçlı ordusunun Ortadoğu'da çok başka emelleri var.

“Yeni dünya”ya geçildiğine dair işaret fişeği, aslında Teresa May'di. May'in ardından gelen Trump'ı, anketlerde ezici farkla önde giden Le Pen izleyecek gibi görünüyor. Le Pen, yakın gelecekte AB'nin dağılmasını sağlayacak aktörlerden. Bunun için şimdiden, İngiltere gibi AB'den ayrılma referandumunun ülkesinde de yapılması gerektiğini dillendirmeye başladı bile.

Le Pen'in ardından sırada Almanya var. Merkel ve (eskilere bağlı) siyasetin Merkel'in gidişinin ardından bayağı zayıflayacağı bu yönden gün gibi aşikar.

Tabii tüm bunların kökeninde Afrika var. Afrika ve Ortadoğu'nun Fransa'nın elinden çıkarılması sürecinde Le Pen faktörünün önemi büyük.

Le Pen'in söylemleri şimdilik iç piyasayı etkilemeye yönelik olsa da iktidara geldiğinde ırkçı söylemlerinin ve sözde Fransa'nın refahı için yapacaklarının sınırı yok. Tıpkı May, Trump gibi “yeni dünya” ile şekillenecek Ortadoğu ve Afrika için tam da aranan aktris olmasından dolayı rolünü büyük bir başarıyla oynuyor.

Özetle Trumpgiller çoğalıyor diyebiliriz... Trumpgillerin en büyük özelliği toplumsal ayrışma. Yani keskin sınırlar, ırkçılık ve yaptırımlar. Tabii bunlar olurken de söylemler yine aynı; barış, huzur ve ülkelerinde yükselecek refah...

Peki, tüm bu gelişmelerin bize etkisi ne olur diye sorarsak, bunun cevabı: Eskiye biat edenler sırayla tasfiye edilirken işlenen suçlar için günah keçisine ihtiyaç var...

Merkel'in “Referandumda AGİT gözlemcisi olsun” sözünün tam bir ters köşe olduğunu hesaba katarsak; önümüzdeki sürecin ilk hamlesi keçinin inadı değil, giderken kime çifte atacağı olacaktır.

"Yeni" aktörler "Eskilere" karşı çok acımasız. "Eskiler" ise gitmemek için verdikleri büyük savaşta, ülkemizi de içine alacak biçimde dünya genelinde bekleyeceğimiz tek sonuç yazık ki kaos!

Buradan hareketle kısa vadede sonuç hiç iç açıcı değil. Ne zaman olur, nereden çıkar bu kıvılcım birkaç seçenek var ama bizlere izletilen filmin gerçekle uzaktan yakından ilgisinin olmadığı ortada!

Ne diyelim Tanrı hepimizin yardımcısı olsun. Eski ve yeni dünyayı bilmem ama bu yeni dönemin idaresinde biz olmalıydık!..

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)