IŞİD kına gecesi katliamını ‘yetersiz bulmuş’


Gaziantep’te geçen ağustos ayında 40’ı çocuk 56 kişinin yaşamını yitirdiği kına gecesi katliamına ilişkin iddianamede IŞİD’in Gaziantep hücresine ilişkin önemli ayrıntılar yer aldı.

7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede IŞİD’in Gaziantep sorumlusu Mehmet Kadir Cebael’in, Suriye’deki emirlerinden aldığı ‘Kürt düğününe saldırı’ talimatı doğrultusunda tutuklu örgüt üyeleriyle birlikte Beybahçe Mahallesi’ndeki Akdoğan çiftinin kına gecesini hedef aldığı belirtildi.

Saldırı için Suriye’den gönderilen 20-25 yaşlarında adı belirlenemeyen, ancak Türkçe de konuştuğu öğrenilen militanın bir ay boyunca Cebael’in evinde kaldığı ve burada hem dini hem de örgütsel yönden motive edildiği belirlendi.

56 kişi az gelmiş, Ahmet de ‘çok tembelmiş’

Saldırı günü canlı bombanın üzerine giydiği intihar yeleğini koli bandıyla vücuduna sabitlediği, engelli gibi gözükmesi için kolunu sardığı, tutuklu sanıklardan Ali Çalıkuşu ile birlikte kına gecesinin olduğu mahalleye gittiği tespit edildi. Canlı bombayı kına gecesinin olduğu mahallede ise tutuklu sanıklardan Hacı Polat ile Hasan Uzun’un karşılayarak, saldırı alanına götürdükleri saptandı.

İddianamede, kına gecesine yönelik saldırının ardından tutuklu sanıklardan Mehmet Şahin Erğan’ın yanına gittiği IŞİD’in Gaziantep sorumlusu Mehmet Kadir Cebael’e bilgi verdiği kaydedildi. Erğan’ın saldırıda ölenlerin sayısını söyledikten sonra Cebael’in, “Eylemle büyük sevap kazandın. Ama demiri kesen Ahmet büyük kesmiş, zayiat az olmuş” dediği belirtildi.

Cebael’in bu sözlerine Erğan’ın da “Ahmet çok tembel” diye karşılık verdiği kaydedildi.

Vicdan azabı çekiyormuş

İddianamede, Erğan’ın, gözaltında tutulduğu sürede yaşadığı vicdan azabından kurtulmak istediğini söylediği belirtildi.

Erğan, ifadesinde ölen Cebael’e bağlı çalıştığını ve kına gecesine yönelik saldırıyı yapan canlı bombayı da Suriye’den gelişinin ardından kendisinin karşıladığını söyledi. Erğan, patlayıcı bulunan ve Cebael’in talimatıyla kiraladığı depoya tutuklu sanıklar Mehmet Çalıkuşu, Ahmet Köşgeroğlu, Hacı Polat ve Mehmet Karakurt ile birlikte zaman zaman malzeme taşıdıklarını itiraf etti.

‘Buradaki çocuklar mürteddir’

Kına gecesinde kendisini patlatan canlı bombanın giydiği intihar yeleğindeki bombanın içerisine etkisini artırması için konulan demir parçalarını tutuklu sanık Ahmet Köşgeroğlu’nun keserek hazırladığını anlatan Erğan, “Saldırıdan sonra Mehmet Kadir Cebael’e eylemde çocukların öldüğü için neden böyle bir eylem yapıldığını sordum. Cebael de bana; ‘Irak ve Suriye’de kardeşlerimiz ve çocuklarını öldürüyorlar. Buradakiler mürteddir’ karşılığını verdi” dedi.

Bombayı mezarlığa kendisi gömmüş

Erğan ifadesinde ayrıca kına gecesi saldırısından sonra IŞİD’in kentteki yapılanmasına yönelik yapılan operasyonda, üç polisin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin de bilgi verdi. Operasyon sırasında canlı bomba olarak kendisini patlatan Suriyelinin üzerine giydiği intihar yeleğindeki patlayıcıları daha önce Cebael’in talimatıyla asri mezarlığa gömdüğünü itiraf etti. Erğan, depodaki diğer patlayıcıları da tutuklu sanıklardan Hacı Polat’ın Nizip ilçesindeki fıstık tarlasına gömdüğünü söyledi.

Araştırmada mezarlığa gömülen patlayıcıyı Suriye’den gelen talimatın ardından Cebael’in yönlendirmesiyle tutuklu sanıklardan Suriye uyruklu Abdurrahman El Nejjar’ın alarak, üç polisin hayatını kaybettiği saldırıyı gerçekleştiren  Ebu Yusuf kod adlı Muhammet Şerif’e teslim ettiği ortaya çıktı.

Asker sevkiyatlarını hedef almışlar

İddianamede, tutuklu sanıklardan Mehmet Çalıkuşu’nun yakalandığında, üzerinde yeni saldırı adreslerinin yazılı olduğu iki not kağıdının bulunduğu belirtildi.

Buna göre notlarda IŞİD’in Antalya, Isparta, Amasya ve Manisa’da asker sevkiyatının yapılacağı otogarlara saldırı planladığı, maç ve düğün için keşif yapıldığı ve birden fazla ilde büyük eylem hazırlıkları içerisinde olunduğu saptandı.

Cemevine saldıracaklarmış

Suriyeli tutuklu sanık Abdurrahman Elnajjar Rakka’dan gelen talimatla eylem için keşif çalışması yaptığını itiraf etti.

Elnajjar, bir ay boyunca HDP binaları, oteller ve Alevi Kültür Derneği’nde keşif yaptığını belirterek, planladıkları cemevi saldırısına ilişkin şunları anlattı: “Aşure günü dolayısıyla yapılan program öncesinde keşif için Alevi Kültür Derneği’nin bulunduğu cemevine gittim. Burada emniyet güçlerinin aldığı tedbirleri görünce Rakka’da bulunan Abdurrahman isimli kişiye, güvenliğin had safhada olduğunu ve eylemin yüzde 80 başarısız olacağını söyledim. Bunun üzerine Abdurrahman, ‘O zaman ben sana bir kardeş daha göndereyim’ dedi. Gönderilecek kişi kalaşnikof tüfekle polisleri tarayacak o sırada karışıklıktan yararlanacak olan Muhammet Şerif canlı bomba eylemini yapmak için binaya girecek ve ben de gözcülük yapacaktım. 15 Ekim günü Abdurrahman isimli kişinin talimatı doğrultusunda Suriye’den gelen Celal ve Muhammet Şerif isimli kişiyle buluşarak bir gün sonra cemevine eylem için planlama yaptık. 16 Ekim günü polis operasyon yapınca Muhammet Şerif kendini patlattı ve cemevi saldırısı gerçekleşmedi.”

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)