Dünya edebiyatının en önemli isimlerinden Shakespeare’den siyasetçilere dair çok şey öğrendiğini ifade eden 36’ncı İstanbul Film Festivali’nin onur konuğu olan McKellen, gücün liderler üzerindeki etkisini anlattı.
‘Yüzüklerin Efendisi’ serisindeki Gandalf rolüyle akıllara kazınan Sir Ian McKellen, İstanbul Film Festivali’nin Onur Ödülü’nü almak üzere, British Council işbirliğiyle festivalin konuğu olarak Türkiye’de.
McKellen, ‘Yüzüklerin Efendisi’ndeki ünlü ‘Gandalf’ rolünü nasıl aldığını ve kariyerindeki önemini şu sözlerle anlattı: “‘Görevimiz Tehlike 2’ çekilecekti. Benden kötü adamı oynamamı istediler. Senaryoyu görmek istedim. ‘Hayır’ dediler, ‘Gösteremeyiz.’ ‘Nasıl karar vereceğim peki görmeden’ diye sordum. Yine de göstermediler. Bana sorarsan, yazmamışlardı zaten. Israr edince sadece benim sahnelerimden birini verdiler. Ben de ‘Hayır’ dedim. ‘Görevimiz Tehlike bu, Tom Cruise falan; nasıl reddedersin, kariyerinde dönüm noktası olacak’ dediler. Yine de istemedim, prensip meselesi… ertesi ay Gandalf teklif edildi. Sonra da X-Men’de Magneto. İkisinde de oynadım. ‘Görevimiz Tehlike 2’ ise uzun süre çekilemedi. Kabul etseydim ne Magneto olurdu ne de Gandalf. Erdem ödüllendirilmiş oldu böylece. Şans işte!”
Liderle birlikte soytarı da seçmeli
British Council’ın ‘Shakespeare Yaşıyor’ programının elçisi McKellen, Shakespeare sayesinde siyasetçiler hakkında çok şey öğrendiğini söyledi: “Çünkü o siyasetten çok iyi anlar. Gücün yollarını bilir. Gücün siyasetçilere ne yaptığını bilir. Onların neden öyle davrandığını bilir. Bir örnek: Eski günlerde kralın soytarısı vardı, bilirsiniz. Krallara her şeyi söylemeye hakları vardı; hatta ona aptal olduğunu bile söylerlerdi. Bence bir liderle birlikte soytarı da seçmeli belki. Çünkü her söylediğine ‘Evet’ denen bir liderden daha tehlikeli birisi yok bence.”
Shakespeare’in kudretli insanların, kralların, liderlerin, zenginlerin perde arkasında neler yaptığını mükemmel anlattığını söyleyen McKellen, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da ‘ev halini’ merak ettiğini ifade etti: “Liderlerin sokaklardaki afişlere yansıyan hallerini değil evdeki hallerini gösteriyor bize. Bu beni büyülüyor. Örneğin sizin cumhurbaşkanınızın ev halini de merak ediyorum bu yüzden. Tam şu anda ne yapıyor acaba? (Önümüzdeki sehpada duran kurabiyeleri gösteriyor) Kurabiye seviyor mu mesela? Bir yiyeceğe takıntısı var mı? Var mı gerçekten, biliyor musunuz?”
Güçlü insanlar kırılganlaştıklarında tehlikeli olur
Kendi ülkesindeki liderleri de sürekli bu şekilde düşünmeye çalıştığını ifade eden ünlü oyuncu, ‘güçlüler’in herkes gibi ‘kırılgan’ olduğunu bilmenin rahatlatıcı olduğunu dile getirdi: “Birisiyle ilk tanıştığımızda ya da birisine âşık olduğumuzda da bütün mesele bu değil midir: Gerçekte nasıl biri bu kişi? İlginç birine benziyor ama sıkıcı mı aslında? Küçük şeylerden anlamlar çıkarmaya çalışırsınız… İşte Shakespeare’in gücü güçlülerin de tıpkı bizler gibi kırılgan olduğunu göstermesindedir. Bu rahatlatır hepimizi. Bir yandan da uyarır. Çünkü güçlü insanlar kırılganlaştıklarında tehlikeli olurlar.”