Suriye'de korkunç iddia! İdlib'te kimyasal silah kullanıldı


Suriye'de bir kez daha kimyasal silah iddiaları gündemde.

Suriye'den gelen haberler, İdlib'te düzenlenen korkunç bir saldırıda kimyasal madde kullanıldığına işaret ediyor.

Ağustos 2013'teki Sarin saldırılarının ardından bazılarına izlemesi zor, korkunç video çekimlerinin de eşlik ettiği, yasaklanmış sinir gazının kullanıldığını öne süren sayısız iddia ortaya atıldı.

Daha önce Sarin gazının kullanıldığı vakalar, video görüntüleri incelenerek kimyasal maddenin yarattığı hasarın teşhis edilmesinin sorunlu bir yaklaşım olduğunu ortaya koyuyor.

Oluşan hasarı gösteren işaretlerin birçoğunu kayıt altına almak çok da kolay değil.

Ayrıca sinir gazı kimyasallarının tamamının aşırı derecede ölümcül olmasından dolayı tıbbi yardıma ulaşabilecek kadar hayatta kalmayı başaran kurbanların önemli bir kısmı da en ciddi semptomları göstermekten uzak oluyor.

Sıvı sinir gazı kimyasallarına (bu kimyasalların tamamı normal sıcaklık düzeyinde sıvıdır, gaz halinde bulunmaz) maruz kalınmasıyla ortaya çıkan etkiler, buhar soluyanların gösterdiğinden daha farklı bir kronolojik seyir gösterir.

Ancak, insan vücuduna yaptığı psikolojik etkiler açısından sinir gazı kimyasallarının tamamı aynı şekilde davranır.

Diğer olası kimyasallar Kullanılan silah, Sarin gazı olmayabilir. Pekala, diğer başka bir sinir gazı kimyasalı da olabilir.

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) tarafından yayınlanan belgeler, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad hükümetinin etkisi haftalarca ve hatta aylarca sürebilen bir kirliliğe neden olan uçucu olmayan bir sıvıdan oluşan sinir gazı kimyasalı VX üretebilecek yeteneği ve tedarik zinciri olduğunu ortaya koyuyor.

Kullanılmış olması muhtemel bir diğer kimyasal gaz da İran-Irak savaşı sırasında Irak'ta çok ciddi miktarlarda üretilen Tabun.

Tabun'un en önemli avantajı üretiminin kolay olması. Ancak Sarin veya VX'e kıyasla nispeten daha az ölümcül bir kimyasal.

Ölümcül olma sıralamasına göre, çok yaygın şekilde kullanılan klora kıyasla ise daha fazla can kaybına neden oluyor.

Diğer başka sinir gazı kimyasallarının kullanılmış olması da muhtemel ancak çok olası değil. Zira bunların üretimi için değişik kimyasal ve üretim yöntemlerine başvurmak gerekiyor.

Çok ciddi bir çalışmayla adli kanıtların toplanması, korunması ve incelenmesi sonucunda kullanılan malzeme de kesin olarak belirlenebilir. Bu çalışmaların en önemli unsuru da kullanılan gerçek silahın ya da silahların kalıntılarına ulaşmak.

Esad'a cesaret mi verildi? Kanıtlanması halinde, sinir gazının kullanımı ciddi sonuçlar doğurur. Bu durum, rutin bir şekilde klorun kullanılmasının ardından çatışmada çıtanın daha da yukarıya taşındığı anlamına gelir.

Daha ileri silahların kullanılmasının arkasında yatan nedenlerden biri de belki de öldürme gücü nispeten düşük olan klor kullanımının cezasız kalması olabilir.

Esad hükümeti tarafından sinir gazı kimyasallarının kullanılması, Suriye devletinin Kimyasal Silahlar Sözleşmesi (CWC) ve OPCW'ye katıldığı zaman yaptığı bildirimler konusunda dürüst davranmadığını ya da bu süreçte resmen yok ettiğini söylediği hem tedarik zincirini hem de üretim kapasitesini yeniden oluşturduğunu gösterir.

Yaptırımlar sürerken bu tarz kimyasalların nereden gelmiş olabileceği de kaygı yaratan bir diğer konu.

Kimyasal silahların denetimi, Suriye iç savaşında boşa bir çaba gibi görünmekle birlikte uluslararası kamuoyunun anlaşmaların uygulanmasını sağlamaktaki başarısızlığı geleceğe dönük silah kontrolü çabalarına da zarar veriyor.

Sarin ve diğerleri de dahil olmak üzere kimyasal silahlar, orantısız bir şekilde başta genç ve yaşlılar olmak üzere sivilleri cezalandırıyor ve kimyasal savaş yasaklarının ihlali de korkunç bir teamül oluşturuyor.

Dan Kaszeta, Londra merkezli bir danışman. Daha önce ABD Ordusu Kimyasal Silah Birimi'nde subay olarak görev yaptı ve Beyaz Saray Ordu Bürosu ile ABD Gizli Servisi de dahil olmak üzere 25 yılı aşkın bir süre boyunca kimyasal savunma konularında çalışmalarda bulundu.


Bakan Akdağ: İlk bulgular kimyasal saldırı

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İdlib'den 30 yaralının Gaziantep'e getirildiğini, ilk bulguların kimyasal saldırıyı işaret ettiğini söyledi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İdlib'de yapılan kimyasal katliama ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, İdlib'den 30 yaralının Gaziantep'e getirildiğini, ilk bulguların kimyasal saldırıyı işaret ettiğini söyledi.

Saldırıda yaralananlardan 57'si ise Hatay'a getirildi.

Suriye'nin İdlib bölgesinden Esad'ın kimyasal saldırı yaptığını kanıtlayan görüntülerin gelmesinin ardından çok sayıda Türk ambulansı sınırı geçerek yaralılara Gaziantep'e getirdi.


Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)