Lise öğrencisini vuran polise müebbet hapis istemi


Esenyurt’ta hırsızlık şüphesiyle gözaltına aldığı lise öğrencisi Ömer Barış Topkara’yı elleri kelepçeliyken başından tabancayla vuran polis memuru H.D.S. için müebbet hapis istendi.

Ayazağa Spor Kulübü’nün kalecisi, lise 2’nci sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Ömer Barış Topkara’yı Esenyurt’taki bir AVM’de arkadaşıyla birlikte geçen şubatta hırsızlık şüphesiyle gözaltına alan polisler, iki genci birbirine kelepçeleyip hastaneye götürmüştü.

Hastane çıkışı kaçmaya çalıştığı belirtilen gençler polisin havaya ateş açması sonucu durunca, yanlarına gelen polis memuru H.D.S.’nin elindeki tabanca ateş almış, Topkara başından vurulup hayatını kaybetmişti.

Mahkeme tarafından adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılan 20 yaşında sekiz aylık polis H.D.S., savcılığın itirazı üzerine tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.




Polis H.D.S. hakkında Bakırköy başsavcılığının yürüttüğü soruşturma iki buçuk ay sonra tamamlandı.

İddianamede, polis için ‘çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi olası kastla öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası istendi. Polisin ‘kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma’dan da cezalandırılması talep edildi.

Mahkemeye gönderilen iddianame kabul edilirse dava açılacak.

Silahın emniyeti yokmuş

İddianamede, polisin ifadesine de yer verildi.

“Maktül ile arkadaşının bana saldırma ihtimalini düşünerek vurma gereği duydum. O esnada silah ateş aldı. Suç işleme kastıyla hareket etmedim” diyen polis H.S.D., mesleki eğitim aşamasında benzer durumlarda nasıl hareket edilmesi gerektiği konusunda bilgilendirildiğini, olayın ‘panik ve korkunun etkisiyle’ bu aşamaya geldiğini savundu

Polis, şunları söyledi: “Olay sebebiyle pişmanım. Olayda kullandığım ‘Canik’ marka silah, güvenliksiz silahtır. Dolayısıyla olayın gerçekleşmesi aşamasında silahın niteliği de önemlidir.”

‘Sonuçlarını öngörmeliydi’

İddianamede, polisin silahın güvenliksiz olduğunu bildiği halde eylemi gerçekleştirdiğinin kamera görüntüleriyle sabit olduğu belirtildi.

İiddianamede, şöyle dendi: “Şüphelinin mesleği de gözönüne alındığında söz konusu sonucun gerçekleşebileceğini öngörmesi gerekmektedir. Öngörememesi hayatın olağan akışına ve mesleğin niteliğine aykırıdır. Doktrinde olası kast, ‘Failin ulaşmak istediği netice dışında eyleme bağlı olarak gerçekleşmesi muhtemel olan diğer neticelerle ilgili kastını ifade etmektedir. Asıl neticenin zorunlu sonucu olmayıp gerçekleşme olasılığı bulunan tali neticeleri bilip öngörmesine karşın amacını elde etmek istediği için ‘Olursa olsun’ diyerek göze almak ve kabullenmek suretiyle hareket eden fail bu tali neticeler bakımından olası kast içerisindedir’ şeklinde ifade edilmektedir. Somut olayda da şüphelinin olası kast ile hareket ettiği anlaşılmaktadır.”

Şüphelinin yaralama kastıyla hareket ettiği ancak sonucun kast edilendan daha ağır olduğuna vurgu yapılan iddianamede şu ifadelere de yer verildi: “Soruşturmaya konu olayda da her ne kadar şüpheli yaralama kastıyla hareket etmiş ise de anlatıldığı üzere gerçekleşen ölüm neticesinin de öngörülebilir olduğu anlaşılmaktadır. Şüphelinin daha ağır ceza öngören ‘Çocuğu veya beden vaya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi olası kast ile öldürme’ suçundan cezalandırılması gerekmektedir.”


Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)