Tüm Güçlerimiz Birleşmelidir


Ülkemiz ağır şartlar altında bir Referandum sürecini şaibeler ve tartışmaların ortasında tamamladı. Milletimiz ne olduğunu, hangi maddelerin değiştiğini, değişen maddelerle hayatından nelerin alındığını anlamadan, değişen maddeleri değerlendiremeden, Referandum süreci bir oldu-bitti ile sonlandı.

Bu süreçten önemli dersler çıkartmamız gerekiyor ki, bu süreç hepimize önemli dersler verdi. Her şeyden evvel Nasıl Büyük bir tehdit altında olduğumuz daha net görülmeye başlandı. Ülkenin bütünlüğüne, Milletin Birliğine kastedenler gerçek yüzlerini göstermeye başladılar. Tam da bu tehditlerin arasında yürütülen Referandum Bir araya gelmez denilen kesimleri bir araya getirdi. Milletimiz Ülkesi ve Parlamenter demokrasisi için, Milletin Egemenliği için birlik oldu, birlikte mücadele yürüttü.

Tıpkı Kurtuluş savaşında olduğu gibi, tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi ırk, dil, din, mezhep, siyaset farkı gözetmeksizin memleket meselelerinde BİR olduk. Bundan sonra, birliğimizi büyütmek ve daha sıkı bir arada olmamız zorunludur. Tıpkı Mustafa Kemalin söylediği gibi; “Kendi Kişisel Çıkarları İçin Yabancılarla İşbirliğine Giren Ve Gücünü Halktan Almayan Küçük Bir Azınlığın Dışındaki Tüm Güçler, Aralarındaki Etnik, Dini Ve Siyasi Ayrımları Erteleyerek Ulusal Kurtuluş Mücadelesi Yolunda Birleşmelidir.” İşte bu söz yolumuzu aydınlatmalı ve her alanda Tüm Güçlerimiz Birleşmelidir.

Türkiye İşçi sınıfı, birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı çok ağır koşullar altında karşıladı. Böylesine bir süreçte yüzü bağımsızlıktan, demokrasiden, özgürlükten yana olan tüm antiemperyalist kesimlerin kol kola girmeleri dışında hiç bir şey, bizleri hedeflerimize ulaştıramaz. Birleşerek,  BİRLİK’ te hareket etmenin neler kazandıracağını artık çok iyi biliyoruz.

Gün, etnik ve dinsel kimliklerin öne çıkarıldığı gün değil, sınıf dayanışmasının öne çıkarılacağı; sömürgeciliğe karşı bağımsızlık bayrağının dalgalandırılacağı; emperyalizme karşı dayanışma içinde olacağımız gündür.

1 MAYIS;  İşçi sınıfının sınıfsız bir toplum kurma MÜCADELE si, etnik, dini, siyasi, ırk, dil, din ayrılıklarını yok ederek yaratacağımız sınıf DAYANIŞMA’ sının sembolüdür.
İktidarı boyunca emeğe saldıran, Emekçilerin tüm kazanımlarını yok eden, memurların iş güvencesine, işçilerin kıdem tazminatına gözünü diken Emek düşmanı AKP Siyasal İktidarının yanlış politikaları; Tüm sendikaların, Emek güçlerinin, Cumhuriyet güçlerinin, Demokrasi Güçlerinin top yekün tüm halkımızın birlikte ortak bir tavır almasıyla değişebilir.

AKP İktidarında Sağlık Politikaları, Eğitim Politikaları, İçişleri, Dış İlişkiler, Tarım Politikaları çökmüş İşsizlik %13’ e ulaşmıştır. Daha kötüsü Genç Nüfusta kayıtlı İşsizlik % 24 ‘e varmış, Enflasyon Mart ayında 11,29 olmuştur. Daha da kötüsü “Borç alan, emir alır”  sözü ışığında milli politikalar belirlenemez hale gelmiştir. Tüm politikalarımızı yabancılar belirlemeye başlamıştır. 6 Mart 1922 de Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün söylediği gibi; “Efendiler! Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki Ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!”

Bütün bunlar AKP Siyasi İktidarının uyguladığı (vatandaşı sadece vergi mükellefi gören, piyasayı kendi kaderine terkeden) yanlış politikaların sonuçlarıdır. Bu politikalar (İşçiyi vatandaşı değil, alınıp-satılabilen bir meta olarak görmüş) işçiyi işverenin insafına terketmiştir. Sıcak paraya ve borçlanmaya dayalı büyüme yerine, üretime ve milli sanayiye dayalı büyüme tercih edilseydi, ne dış borçlarımız ödenemez seviyelere çıkardı, nede tüm kurumlarımızı (Cumhuriyetin yarattığı tüm fabrikalar, köprüler, sanayi tesisleri, bankalar vs.) satmamıza rağmen ekonomik veriler bu kadar kötü olamazdı.

Bütün bu yanlış politikaların sonuçları öncelikle alt gelir guruplarına yansımaktadır. İşsizliği büyütmekte, enflasyonu körüklemektedir. Emeğiyle geçinenler, asgari ücretliler, taşeron çalışanlar, Emekliler, Köylüler, İşçiler, memurlar yani ülkenin çoğunluğunu oluşturan kesim, AKP siyasi iktidarının uyguladığı yanlış politikaların mağdurudur.

Buradan çıkış, üretime dayalı büyüme, denk bütçe ve milli ekonomi politikalarıdır. Biz birlikte olursak, Bu politikaların esas alındığı iktidarları görebilir, bu sıkıntılardan kurtulabiliriz. BİR Mayıs tüm çalışanların “Birliği, dayanışması ve mücadelesinin” sembolüdür.

Biliyoruz ki; Zafer Boyun eğenlerin değil, birleşerek direnenlerin olmuştur.

Her türlü faşizme dur demek için. Emperyalist politikaları, sömürüyü ve kapitalizmi yıkmak için. Kamu Emekçilerinin iş güvencelerini sağlayan “657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu” değiştirilerek kamu emekçilerinin performansa dayalı esnek çalışma yönetimi ile iş güvencesiz, siyasi iktidarın memuru ve koşulsuz kapıkulu yapılmasına karşı çıkmak için. İşsizliği, yoksulluğu, güvencesiz istihdamı ve tekelci anlayışı ortadan kaldıracak, Milli Gelirin paylaşımında adalet ve eşitliğin sağlandığı sosyal devleti yeniden tesis etmek için. Feodal düzenin yıkıldığı, birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek eşit, özgür, laik, demokratik, hukukun üstünlüğünün esas alındığı, emekten yana bir düzeni yaratmak için. Doğru tarım politikalarıyla üretici çiftçinin korunduğu, yerli üretimin ve üreticinin desteklendiği, yeniden kendi kendine yeten bir ülke için. Etnik kimlik ve mezhepsel ayrışmaya neden olacak, parlamenter demokrasi yerine tek adamlığı getirecek, emek düşmanı yeni anayasa dayatmasına karşı durmak için. Halkımızın ve dünya halklarının baş düşmanı, savaş kışkırtıcısı, yağmacı emperyalizme direnmek için. Savaşa karşı, yurtta ve dünyada barışı savunmak için. Grevli, Toplu Sözleşmeli Sendikal hakların özgürce kullanılabilmesi için. Emekten yana ve emekçilerin haklı taleplerine duyarlı bir iktidar için. Cumhuriyetimizin kazanımları, ülkenin birliği bütünlüğü ve tam bağımsız Türkiye için.

Yolsuzluğa-yoksulluğa-faşizme karşı BİRLİKTE direneceğiz. Yaşasın BİR Mayıs.



ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)