Mahmut Sönmez: 'ÜLKESİNİ İNAN ADAM'


İrfan O. Hatipoğlu Mustafa Kemal Üniversitesi

Mahmut Sönmez bir dünya yurttaşı. Aynı zamanda inatçı bir yurtsever… Bunu nereden çıkardın diye bilirsiniz. Yakından izlediğiniz de bunun böyle olduğunu tanıklık edersiniz.

Dünya yurttaşı olmak tanımlaması, içeriğinin doldurulması baktığınız noktaya göre, nasıl baktığınıza bağlı olarak değişir. Gelişen iletişim çağında oturduğunuz yerden dünyadaki teknolojik değişiklikleri, bilimdeki ilerlemeleri, dünyanın sürüklendiği noktayı izleye bilirsiniz. Ya da elinizi bavulunuzu alıp, gençliğin yaptığı gibi sırt çantanızla, ver elini deyip yolları düşerekten dünyayı algılaya bilirsiniz. Her iki eylemde günlük yaşamınızda, zihninizde değişiklikler yapar. Eğer zihinsel değişiklikler gelişen dünya çizgisi ile örtüşüyorsa bir dünya yurttaşı olursunuz. Eğer siz “tekniğini alalım ama ürettiği ahlaki değerleri” ıskalayalım derseniz, bırakın dünya yurttaşı olmayı “sıradan vatandaş” bile olamazsınız.

Mahmut Sönmez iki olgu üzerinden de bir dünya yurttaşı olmaya hak kazanıyor. O bir işadamı… Elindeki en ileri iletişim araçları ile özellikle Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkelerini yakından izliyor. Günlerinin fazlacasına bu ülkelerde geçiriyor. İş dünyasını yakından izliyor. Bir entelektüel olarak, bulunduğu ülkenin/kentin insanlarını yakından izlemek için sokaklarında kayboluyor. İslam dünyası yurttaşlarının ülkemizi nasıl baktıklarını, edindiği izlenimleri dostları ile paylaşıyor.

Mahmut Sönmez’e göre bölgede yükselen Arap milliyetçiliği bağlamında ülkemiz ile ilgili olumsuz söylemler öne çıksa da, Arap halkları (sıradan yurttaşlar) arasında derin bir gönül bağının olduğunu tanıklık ettiğini belirtiyor. Arap halkları arasında gönül bağının derinleşmesi, yükselen Arap milliyetçiliği ile oluşan olumsuz söylemlerin önünün kesilmesinin ancak ticaret ile mümkün olduğunu belirtiyor/inanıyor. Bu nedenle bulunduğu her platformda iş insanlarımızı bölgede yatırım yapmalarını öneriyor, danışmanlık hizmeti vermeyi öneriyor. Bölgede tanıdığı Arap iş insanlarını ülkeyi davet ediyor, önlerini düşerek iş insanları ile tanıştırıyor. Başarılı oluyor mu? Derseniz, oluyor.

Mahmut Sönmez’in iş dünyası dışında da değişik alanlarda birçok çabası da var. Bu çabaların ortak paydası her koşulda “ülkesine inanması” oluşturuyor. Gittiği

her ülkeden yurduna dönerken heyecanlanması, yüreğinin Ferhat’ın yüreği gibi atması…

Yen dünya düzeninde ülkemizi zenginleştiremezsek, ülkemizin saygınlığını koruyamayız. Ülkemizin varlığı kabul görmez. Ortadoğu ülkeleri de bunun dışında kalamaz. Mahmut Sönmez’in söylemiyle; değişen dünyada Ortadoğu, Kuzey Afrika ülkeleri ile kalıcı ilişikler kurmanın yolu itişmekten, geçmişi anımsatmaktan (neo Osmanlıcılık) çok ticaretten geçiyor.

Siz katılıyor musunuz? Ben katılıyorum.

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)