Türk Sinemasına Dair




Türk sinemasının durumunu konuşacağız. Eksik olan bir şeyler var da, ne; oyuncu mu, para mı, senaryo mu (konu), altyapı mı ? Sıradan bir örnekle anlatayım en iyisi:

1. Vikings dizisinde büyücü ragnara dünyanın en güzel şehrini istila edeceğini söyler.

2. Alimin biri ise fatihe hadisteki şehri fethedeceğini söyler. 2.wexxe kralı boğaza 2 kule yaptırır Aralarına zincir çektirir. Bizans imp. haliçe zincir çektirir.
3. Gemiler boğazdan zincir sebebiyle geçemez.  Gemiler boğazdan zincir sebebiyle geçemez.
4. Ragnarın kardeşi rollo, düşmanın komutanlarındandır.  Fatihin kardeşi Orhan, Bizans'ın komutanlarındandır.
5. Ragnar gemileri haliçe karadan geçirir. Fatih gemileri haliçe karadan geçirir.
6. Ragnara acılarının azalması için ilaç verilir. Fatihe doktoru acıları azalsın diye ilaç verir.
7. Ragnar ilaç sandığı uyuşturucu yüzünden giderek halsizleşir. Fatih zehirlendiği için giderek halsizleşir.

Bu benzerliğe şaşırmamak elde mi ? Evet bir tarafta gerçek tarih var, diğer tarafta dizi.Farklı olan tek yanları var. Ragnar Paris'i alamaz ama Fatih İstanbul'u alır. Hadi sorun ''Bu diziyi takip eden binlerce Türk bu benzerliği neden farketmedi ?'' deyin.

Cevabı basit, özetlediğim 6 nokta tüm bir sezona yayılmış. 4. sezonda 18 bölümün içine, homojen yerleştirildiği için bu benzerliği hiç farkedemediniz.

Bizde filme, diziye konu çok. Yabancılar bile tarihimizi film yapıyor. Bir adamın İstanbul'dan Samsun'a çıkıp, bir süre sonra askerlikten istifa ettiğini düşünün. Tek otoritesi olan askerlikten istifa ettikten sonra il il, ilçe ilçe genelge yayımlayıp, tek başına halkı birleştirip, savaşlar kazandığını düşünün.Dönemin en güçlü donanmasını yenip, tek başına hasta adamı sırtladığını düşünün.

Masal gibi geliyor kulağa. Dedik ama özellikle adam dedik, her erkek adam değil ya. Atatürk'ümüzden zaten bin muhteşem film çıkar. Çıkar da niye Atatürk'ün filmi yok ?

Asıl konumuza dönecek olursak, bizde para var, oyuncu var, milyon filmlik tarih var...
Sorunumuz altyapı eksikliğidir, tecrübesizliktir... Üç beş arap ya ada Afrika ülkesine; bol dedikodulu, ensest ilişkili, her anında hırs, sinir olan gelin kaynana filmleri satmak,başarı değildir. Biz filmlerimizde ''Ordular, ilk hedefimiz Akdenizdir.'' diyemiyoruz, o havayı yakalayamıyoruz. O eşsiz Çanakkale-taktik savaşını filmlere uyarlayamıyoruz, günümüz teknolojisine rağmen...

İlla atraksiyon olacak değil, drama yapalım. Onda da cümlelerimiz çok kısa,kısa ve anlamsız. Öyle sıradanlaştık ki şu an, 1000 yıl öncesinin atasözleri ve deyimleri, gündelik literatürümüzün yarısını dolduruyor. Senaryonun, paranın oyuncunun, teknolojinin olduğu yerde neden iyi film yok, anlamıyorum.

Umutsa her zaman var.

Dünya her geçen gün küçülüyor. Sinemamızın gerçekten iyi olacağı günler gelecektir. Sevgiyle kalın.


Samet Ülgen
gencyazarlarklubu@gmail.com
https://gencyazarlar.blog/

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)