CHP'den, 'Yeni bir devlet kuruyoruz' diyen AKP'li Ogan'a suç duyurusu

"Ayhan Oğan ısrarla AKP'nin 15 Temmuz'dan sonra yeni bir devlet kurduğunu, kurucusunun da Recep Tayyip Erdoğan olduğunu savundu"


Ali Şeker’in, Ayhan Ogan’ın açıklalarına ilişkin olarak başlattığı suç duyurusunun metni şöyle:

Hakkında şikayetçi olduğum AKP MKYK üyesi Ayhan Ogan 03/08/2017 tarihinde katılmış olduğu CNNTürk'te Ahu Özyurt'un sunduğu Türkiye'nin Gündemi programının konuğu olmuş ve orada yapmış olduğu değerlendirmede ;  “Şimdi biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Tayyip Erdoğan'dır” demiş ve bu lafın arkasında olduğunu beyan etmiştir. Stüdyoda bulunan CHP Mersin milletvekili  Aytuğ Atıcı ve diğer konuklar bu duruma itiraz ederken Ayhan Oğan ısrarla AKP'nin 15 Temmuz'dan sonra yeni bir devlet kurduğunu, kurucusunun da Recep Tayyip Erdoğan olduğunu savundu. 

AKP’li Ayhan Ogan bu konuda ısrar ederek var olan düzeni değiştirdiklerini ve artık yeni bir devlet inşa ettiklerini beyan etmiştir. Anayasanın 4. Maddesine göre anayasanın değiştirilemez olan ilk üç maddesinde sayılan nitelikler de Ogan’ın deyimiyle rafa kaldırılmış ve artık AKP’nin kendi belirlediği devlet inşa edilmiş veya edilmeye başlanmıştır. 

Ogan’ın meczup bir söylem içerisinde bunu söylediğini kabul etmek mümkün değildir. Meczup bir durumu olsaydı ülkeyi yöneten partinin karar organına üye olmaz ve onun adına sözcülük yapacak durumda olmazdı. Bu anlamda söyledikleri bilinçli yapılmış açıklamalar olarak değerlendirilmeli ve ceza kanunun 309/1. maddesinde belirtilen suçun işlenmiş olduğu kabul edilmelidir. Buna göre: 

BEŞİNCİ BÖLÜM: ANAYASAL DÜZENE VE BU DÜZENİN İŞLEYİŞİNE KARŞI SUÇLAR 

Madde 309 - (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.

Ogan, kurulu düzeni değiştirdiklerini ve ister kabul edin, ister etmeyin diyerek bunu zorla yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini beyan etmiştir. Ceza kanunda düzenlenen anayasayı ihlal suçunun neredeyse tüm unsurları Ogan’ın itiraflarında mevcuttur. 

Bu suç kamu gücünü, zor kullanma yetkisini elinde bulunduranlar, bir başka deyişle idare edenler tarafından işlenebileceği gibi idare edilen ve devletin cebir gücünü elinde bulundurmayanlar tarafından da işlenebilir. Diğer yandan görevleri gereği devletin kamu gücünü elinde bulunduran kimselerin, ör. Cumhurbaşkanının, Başbakan ve Bakanlar Kurulunun, milletvekillerinin, askerlerin ve güvenlik güçlerinin maddi ya da manevi cebirle söz konusu suçları işlemeleri halinde, sahip oldukları kamusal gücün suçların işlenmesinde kolaylık sağlayacağı aşikârdır. Siyasi gücü elinde bulunduran kimselerin kalkışma suçlarını işlemeleri için çoğu kez manevi cebir yeterli olmaktadır. AKP’nin iktidarda olduğunu ve iktidar gücüne dayanarak bu suçun işlendiğini MKYK üyesi Ogan itiraf etmiş bulunmaktadır. 

AKP MKYK üyesi Ogan’ın bu kadar fütursuz açıklamalar yapabilmesinin sebebi 29 Ekim 1923 de Mustafa Kemal Atatürk ve Kurtuluş Savaşı’nı yürüten TBMM tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti yerine 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen 20 Temmuz OHAL süreciyle birlikte yeni devlet düzeninin almış olduğunu düşünmesidir. Yani artık anayasal düzen ortadan başarıyla kaldırılmış ve kendileri kurucu irade olmuşlardır. Bu nedenle bu suçu soruşturabilmek mümkün değildir. Yani teşebbüsten söz edebilmek mümkün olmamaktadır. Darbe teşebbüsü bastırılmış ve yeni düzen tesisi edilmiştir. Ogan, önceki iktidar düzeninde himaye gören somut ihlali cezalandırabilecek olan hukuk düzeni ortadan kalktığından, söz konusu değer veya menfaatin ihlalini ceza ile cezalandırmak imkânı da olmayacaktır düşüncesiyle hareket etmiş ve meclis çoğunluğunu, ohal hükümlerini göz önünde bulundurarak kendisinin soruşturulmayacağına emin olmuştur. 

“Anayasayı ihlal” suçunda mağdur, Anayasayı Türk milleti adına yürütme yetkisine sahip olan yasama organı, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’dir. Bu anlamda meclisin üyesi olarak anayasayı ve devlet düzenini zorla ortadan kaldırıldığını beyan eden bu kişiden şikayetçi olma hakkına sahip bulunmaktayım. 

Anayasa’nın 4. maddesi uyarınca; Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Bu yasağa aykırı olarak Anayasayı değiştirmeye ya da ortadan kaldırmaya kalkışmak cebir kabul edileceğinden Anayasayı ihlal suçunu oluşturur. Anayasa’yı geçerliliğini aldığı ve ifadesini ilk üç maddesinde bulduğu temel norma aykırı olarak değiştirmeye, ilk üç maddeye aykırı olacak şekilde kısmen veya tamamen ortadan kaldırmaya ya da söz konusu ilkelerin fiilen uygulanmasına engel olmaya kalkışmak hukuka aykırı olup hiçbir toplumsal gereklilik böyle bir fiili, ve nihayetinde o ülkede geçerli iktidar düzeni ve mevcut hukuk sistemi ortadan kalkacağından, meşru hale getirmez. Kalkışma başarıya ulaşırsa, bu kez meşruiyetini kendinden alan yeni bir kurucu iktidar düzeni söz konusu olacağından yapılan ihtilal ya da darbe gayrımeşru olarak nitelendirilemeyecektir. İşte Ogan tam da bu durumdan söz etmekte ve kendi iktidarlarının yarattığı fili durumdan alınan bir meşruiyet ortamı doğduğunu ve bu şekilde devleti değiştirerek yeni bir düzen kurduklarını beyan etmektedir. Yani yeni devleti kuran kurucu irade biziz bu sebeple TCK 309’a aykırı bir durum gerçekleşmiş sayılmaz demeye getirmektedir. Oysa ortada yıkılmış bir devlet olmadığı gibi AKP’nin hayalini kurduğu yeni bir devlette yoktur. Ama buna yönelik teşebbüs girişimi olduğunu ve kendilerine göre başardılarını düşünen bir irade vardır. 

Ortada fiilen değiştirildiği söylenen bir düzen vardır ve bu düzeni ister beğenin ister beğenmeyin diyerek zorla kurucu iktidar olarak yürüten bir partinin varlığından söz edilmektedir. Ancak Ogan’ın sözleri partiyi bağlar mı bilinmez? Ama Ogan’ı bağladığı açıktır. Eğer AKP, Ogan’ın açıklaması partimizin açıklamasıdır diyorsa soruşturmanın AKP’yi de içine alarak genişletilmesi şarttır. 

HUKUKİ NEDENLER………: Anayasa, 5237 S. K.  ve ilgili mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER………..: TV konuşması ve diğer delililer.

NETİCE ve TALEP………….:

                                        Açıklanan nedenlerle şüphelinin eylemine uyan TCK 309. maddesi uyarınca cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını talep ederim. 

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)