Görmeyenlerin Gözü…



Görmeyenlerin dünyasından bir Celil Urhan geçti. O görmeyen gözlere ilaç olup, toplumda saygın bir yer edinmeleri için bir ömür durmaksızın çalıştı. Görmeyenler, onun ölümü nedeniyle gözlerini kaybetti diyebiliriz.

Celil Urhan’ın ölümünü haber yapıp, sizlerle paylaşmıştım. İnsanlığa ve görmeyenlere kendini adamış, bu güzel insanın haberini bazı internet siteleri, gazete ve dergiler yayımladılar.

Çağdaş Görmeyenler Derneği yönetim ve denetim kurullarında 2 dönem birlikte çalıştım. Ben, genel başkanlık görevini yürüten sayın Urhan’a, hep ‘’Sayın genel başkanım’’ diye hitap ettim. O, görmeyenler dünyasını tanımamda benim rehberimdi.

Daha sonra benim başkanlık yaptığım Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şube yönetiminde, 1 dönem birlikte çalıştık. Onsuz, toplumun % 10’unu oluşturan engelli kesimin eğitim öğretim sorunlarının çözümünde eksiklik yaşanırdı.

Ölümü sonrasında onunla ile ilgili bir köşe yazısını kaleme almak gerektiğini düşündüm.

Çağdaş Görmeyenler Derneği yönetiminde birlikte çalıştığımız, pek çok şeyi birlikte paylaştığımız Zühtü Turgut’tan, onun özgeçmişine yönelik bilgi toplamasını istedim. O da bana Ferhat Dönmez’in, Celil Urhan’ın sağlığında bir dergi için yaptığı röportajın ses kaydını gönderdi.

Celil Urhan 1944 yılında, Balkanlardan göçen bir ailenin çocuğu olarak Mersin-Mut-Bağpazarı köyünde doğdu. 1952 yılında köylerindeki ilkokul öğretmeninin yönlendirmesiyle Ankara Körler Okulu’na gitti. İlk ve ortaokulu burada tamamladı. Lise eğitimini Ankara Bahçelievler Cumhuriyet Lisesi’nde aldı. 1 yıl hukuk fakültesinde okuduktan sonra, ailesinin yoksulluğu ve kardeşlerini okutabilmek adına, hukuk fakültesini bıraktı. Öğretmen okulu fark derslerini vererek öğretmen oldu.

1965-1980 yılları arasında Gaziantep Körler Okulu’nda öğretmenlik görevini sürdürdü. 12 Eylül faşist darbesinin kurbanları arasında o da vardı.

Sıkıyönetim onun tayinini İzmir Körler Okulu’na çıkardı. İzmir Körler Okulu’ndaki 1 yıllık hizmetinde gecesini gündüze katan, okulda kütüphane açılmasını sağlayan, okuma yazma bilmeyen yetişkin engellilere, yaz döneminde açtığı kurslarla okuma yazma öğreten, daha sonra onların memur, öğretmen ve avukat olmalarını sağlayan çalışmaları nedeniyle; İzmir Valiliği tarafından takdirname ile ödüllendirildi. 1981 yılında Adana Sıkıyönetim Mahkemesi’nin kararıyla görevden uzaklaştırıldı.

1984 yılında, İzmir’de faaliyet yürüten Görmeyenleri Koruma Derneği’nden aldığı teklif ile dernekte yönetici olarak çalışmaya başladı.

İzmir Körler Okulu’nda, okul müdürü ve ilçe milli eğitim müdürünün isteksizliğine rağmen, inatçı ve mücadeleci tavrı nedeniyle onları ikna ederek, okulda kütüphane açılmasını sağladı. Atatürk İl Halk Kütüphanesi müdürü ve İzmir Valiliği ile yaptığı görüşmeler sonucu kütüphane bünyesinde görmeyenler bölümü açılmasını sağlayarak, bir dönem burasının sorumluluğunu yürüttü.

1988 yılında açtığı davayı kazanarak tekrar öğretmenliğe döndü. İzmir Körler Okulu’nda tekrar göreve başladı.

Görmeyenleri Koruma Derneği müzik gruplarının okullarda etkinlik düzenleyerek, öğrencilerden para toplanmasını istismar olarak değerlendirdiğinden; 1989 yılında Çağdaş Görmeyenler Derneği’ni kurarak kurucu başkanlığını yaptı. Daha sonra 10 yıl genel başkanlık görevini yürüttü. Türkiye Körler Federasyonu’nda yöneticilik görevinde bulundu.

Öğretmenlik yaptığı dönemde öğrencilerinin her türlü sorunuyla ilgilenen, maddi durumu olmayan öğrencilere yardımda bulunan, parasızlık nedeniyle yaz tatillerinde evine gidemeyen öğrencilerinin biletlerini alarak ailelerine kavuşmasına sağlayan Urhan, öğrencileri tarafından ‘’Baba’’ diye çağrılıyordu. Dernek yöneticiliği döneminde de pek çok öğrencisinin iş

bulmasına, evlenip yuva kurmasına yardımcı oldu. Bu gençler dernek önünden cenazesi kaldırılırken, göz yaşlarını tutamadılar.

Genel başkanlık yaptığı dönemde, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ahmet Piriştina ile kurduğu yakın ilişki nedeniyle derneğin bir bina edinmesini sağladı.

Dernek binasında yetişkinler için açtığı okuma yazma ve bilgisayar kurslarıyla, görmeyenlerin okuma yazma öğrenmesine, bilgisayar kullanmasını sağladı. Kendisi de bilgisayar kursuna katılarak bilgisayar kullanımını öğrendi. Ferhat Dönmez ile yaptığı röportajda, bu durumun kendisini çok mutlu ettiğini belirtir.

Onun hastalığının tespiti hayli zaman aldı. Tepecik Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahı Opr. Dr. Nebil Gürhanlı, doktor dostlarında ricada bulunarak, hastalığı belirlenmesine yardımcı oldu.

Hastalığının Kanser olduğunu, 4. devrede olduğunu öğrenen, kendisine ‘’Yekta’’ diye seslenen onlarca yıllık dostu Eşber Yağmurdereli, kendisinin yazdığı şiir ve öyküleri kitaplaştırdı.

Kendisini yalnız bırakmayan dostlarından Zühtü Turgut, öykü ve şiirleri bilgisayarda düzenleyerek, Eşber Yağmurdereli aracılığıyla Kibele Yayınları’na ulaştırdı.

17 Haziran 2017 tarihinde Konak Belediyesi Benal Nevzat Salonu’nda düzenlenen imza gününde, dostları Celil Urhan’ı yalnız bırakmadı. Bu durum kendisine moral oldu. Mutluluğunu görmek gerekirdi.

Bana, Çakalburnu’ndaki Engelliler Merkezi’nde buluşma sözü verdi. İmza günü sonrası tekerlekli sandalyeden kaldırdığımızda, kendisinin ayakta durmasına yardımcı olmamı istediğinde, durumunun ciddiyetini anladım.

14 Ağustos 2017 tarihinde bedenen aramızdan ayrıldı. Kara Kan Düştü ve Yüreğimden Kopan Fırtınalar adlı kitaplarıyla ölümsüzler kervanına katıldı.

Onu ebedi istirahatgahına koyduktan sonra, büyük oğlu İsa Yıldırım ve Cengiz Oktay ile birlikte, sağlığında içinden çıkılmaz durumlarda birlikte söylediğimiz ‘’Off offf’’ u mezarı başında çekerek uğurladık.

Onun bize verdiği sözü onsuz olsak ta yerine getirmek, bizim için görev oldu. Engelliler Merkezi’nde onu anacağız. Engelliler seni ve kendileri için yaptıklarını, asla unutmayacak sayın genel başkanım.

Osman Gazi OKTAY

Ulusal Eğitim Derneği İzmir Şubesi Başkanı

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)