“Zülfü yâre dokunmayan" iyi solcular




Kemalizm’in, sol ve devrimci düşüncenin yorumu, pratikte yeniden üretimi ve yaşam geçirilmesi konularında ülkemiz âdeta “köpeksiz bir köydür.” Kemalizm, sol ve devrimcilik adına istediğin kadar ahkâm kesmek serbesttir. Bu yolda devrilen çamların hesabı/kitabı kimseye sorulmaz…”
Zihinsel melekelerini kullananların/kullanabilenlerin sayısı ve nitelikleri azalmıştır. “Hâl ve gidişat” böyleyken, bu türden işleyen ve her durumda karşı devrimin ekmeğine yağ süren bu düzeneğe karşı tavır alan, gerçeği olduğu gibi ortaya koyanlar, yani zülfü yâre dokunanların ise vay ki vay hallerine. Karşı devrimci yobaz sürüsünün bile yapıp, söylemeye cesaret edemeyeceği karalama, itibarsızlaştırma, hatta su katılmamış kumpaslara hazır olmak gerekir.  
“Tehlikesiz”  ve tutarsız şeyler söyleyip incir çekirdeğini doldurmayan türden ezberlenmiş birkaç kelimeyi yan yana getirmeyi zor başarabilenler, hasbelkader boş zamanlarında bu işle ilgilenmiş, sistemin yasal sınırlarını bir milim bile zorlamamış, zülfü yâre dokunmayan" herkesİYİ SOLCU-İYİ DEVRİMCİ- ATATÜRKÇÜ”  sayılır ve her biri roket hızıyla örgütlerin üst yönetimine getirilirler.
Davası uğruna çok büyük bedel ödeyenlerin, yıllarını bu kavga ve savaşım içinde örgütlenme mücadelesine adamış, devrimci bir siyasî terbiye içinde eleştiri/özeleştiri mekanizmasını işletenlerin, bu mücadelede ilkeli, dürüst, samimi, tutarlı bir tavır sergileyenlerin ötekileştirildiği, “zülfü yâre dokunmayanların” yüceltildiği bir siyasal ortam öncelikle kendi kendini çürütmüş olur.
Sonra dönüp “ya kardeşim bu halk adam olmaz”, “bizden bir halt olmaz”  diyerek şikâyetçi olmuyorlar mı?   İşte o anda en uygun yanıt “HASSİTTİRİNİZ” olmalı diye düşünüyorum. Yanılıyor muyum? 17.02.2018

Mahmut ÖZYÜREK

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)