Işıkçıların yazarı açıkladı:Erdoğan'ın kıraathane projesi kimin çıktı


Işıkçılar cemaatinin yayın organı Türkiye gazetesi yazarı Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil yazısında, Osmanlı döneminde açılan kahveleri anlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en çok tartışılan seçim vaadi “Millet Kıraathaneleri” oldu.

“Millet Kıraathaneleri” vaadi konuşulmaya devam edilirken, projenin asıl sahibi de tartışma konusu oldu.

Işıkçılar cemaatinin yayın organı Türkiye gazetesi yazarı Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil yazısında, Osmanlı döneminde açılan kahveleri anlattı.

Yazısında Erdoğan’ın “millet kıraathaneleri” vaadine değinen Şimşirgil “Kıraathane projesi insana yapılan bir yatırımdır” dedi.

KANUNİ DÖNEMİNDE AÇIKLAN KIRAATHANELER

“Biz kahvehaneler ile Kanuni döneminden itibaren tanışmıştık. Her yeni şeyde olduğu gibi bu yeni âdet de cemiyet tarafından tepki ile karşılanmıştı” diyen Şimşirgil yazısını şöyle sürdürdü:

“En azından insanları tembelliğe alıştırıyordu. Oysa tamamen üretime dönük bir toplum vardı. Bu avarelik ve boş oturma onları oyun ve eğlenceye doğru itiyordu. Kahve ve tütün üzerindeki tartışmalar ulema arasında dahi husumete yol açıyordu. Zaman zaman kahvehanelerin kapatılması, tütünün yasaklanması gündeme gelmiş ise de bazı âdetlerin önü alınamıyordu.

İşte bu noktada o yeniliği iyiye kullanma, faydalı hâle getirme yolları düşünülmekte ve devreye girmektedir. Nitekim Süheyl Ünver Bey, kahvehanelerin daha Kanuni Sultan Süleyman zamanında kıraathane hâline sokulması gerekliliğinin duyulmasından söz ederek bu konuda şunları ifade etmiştir:

‘Halk topluluğu maddi işleri bozuk giderse kendi kusurlarından ziyade hükûmeti mesul tutmaya başlar. Devamlı dedikodular yaparak kendisine taraftar toplar ve yalnız kendisini ilgilendirecek hususlarda herkesi tahrik eder. Bunlara mâni olmak üzere Kanuni Sultan Süleyman halkın anlayacağı bir dilde edebî, içtimai bahisler ve bilhassa anonim mahiyette tarihler yazdırtarak okutturmuştur...’

Ünlü tarihçi İbrahim Peçevi de kıraathanelerde yapılanlar hakkında bilgi verirken ‘kimileri düşünüyor, kimileri kitap okuyor, kimileri sohbet ediyor, kimileri son çıkan bir şiir üzerinde müzakere yapıyor...’ ve sohbet etrafında hayatı tecrübe ediyorlardı diye naklediyordu.

Ahmet Refik Bey de eski İstanbul kahvehanelerini anlatırken, buraların İstanbul'un gönül ehli, okuryazar kişilerinin kendilerine has güzel bir toplantı yeri olduklarından söz etmekteydi. Yine buralara gelenlerin şair, edebiyatçı, bilimden ve marifetten anlayan kişiler olduklarını belirtip halkın da zamanla bunları dinlemekten büyük zevk duyduklarını belirtiyordu.

Gerçekten de bu âlimlerin bulunduğu kıraathanelerde bir müddet sonra seçkin bir kitle oluşuyordu. Bilhassa mâzul kadılar ve müderrislerin toplandıkları mekânlar tam bir sohbet meclisi hâline gelirdi.”

“KIRAATHANELER İLE BUNLAR DAHA DA KALICI HÂLE GELECEKTİR”

Ahmet Şimşirgil, Kanuni döneminde açılan kıraathaneleri anlatmaya devam ederken ayrıca şunları kaydetti:

“Gönül sohbet ister! Gönül ne kahve ister ne kahvehane. Gönül sohbet ister kahve bahane.

Aslında şu ifade dahi Kıraathane projesinin nasıl başarılı olacağını ortaya çıkarmaktadır. İşin sırrı sohbet ve gönül ehli insanları gençlerimizle buluşturmak, konuşturmak ve sohbet ettirmektir. Onlar da bir müddet sonra güzelliklerin müdavimi olacaklardır. Tarihâ ve edebî eserlerin onlarla muhabbetini yapmak onlara en büyük hazzı verecektir. İşte bu noktada her şehirde kurulan üniversitelerimizle övünürken akademisyenlerimizi de birçok farklı aktivitelerin beklediğini bilelim. Belediyelerimiz, akademisyenlerimiz ve Millî Eğitimimiz ortak çalıştığı zaman sadece kahvehaneler değil çayhaneler, kulüpler, dernek merkezleri aynı zamanda bir kıraathane hüviyeti taşır hâle gelir. Asıl olan da bu değil midir?

Diğer taraftan bu sene il ve ilçelerimizde düzenlenen kitap fuarları ile kültürün gelişmesine büyük katkı sağlandı. Kıraathaneler ile bunlar daha da kalıcı hâle gelecektir. Bakınız Yıldırım Belediyesi projeyi sadece bir sohbetle bırakmıyordu. Her kahvehaneye bir kütüphane koydurdu. Temel eserler bıraktı. Böylece orada bir şekilde oturmak durumunda kalan insan dahi okuma fırsatını da elde etmektedir.”

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)