Birkaç ay önce Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan üniversiteye giriş sisteminde yerleştirme puanlarının hesaplanması sırasında kullanılan katsayı uygulamasının 2012 yılında kaldırılacağını söylemişti. YÖK Genel Kurulu, dün yaptığı toplantıda aldığı kararla üniversiteye girişte yerleştirme puanının hesalanmasında kullanılan katsayı uygulamasının kaldırıldığını duyurdu. Böylece katsayı uygulamasındaki değişiklik 2012 üniversite yerleştirmelerine yetiştirilmiş oldu.
Öncelikle karışıklığı gidermek için bir konuya dikkat çekilmesi gerekiyor. Basın ve yapılan açıklamalarda katsayı uygulamasının kaldrıldığı öne çıkartılıyor. Oysa kaldırılan katsayı uygulamsı değil, katsayı farkıdır. Yani üniversite adayları ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarının belirli bir katsayı ile çarpılmak süretiyle elde edilen puanı yine alacaklardır. Fakat bu katsayı artık her aday için eşit olacaktır. Böylece hiçbir aday dezavantajlı duruma düşmeyecek ve üniversite adayları hangi lise ya da hangi alan mezunu olursa olsun istediği her programı herhangi bir puan kaybına uğramadan tercih edebilecektir.
Her adaya eşit olarak uygulanacak katsayı ise 0,12 olarak belirlendi. Hangi lise türü ya da hangi alan mezunu olursa olsun her adayın ağırlıklı orta öğretim başarı puanı 0,12 katsayısı ile çarpılarak ham puanına eklenecek ve böylece yerleşme puanı hesaplanacaktır. Bilindiği üzere önceki sistemde adayların alan içi tercihlerinde 0,15 alan dışı tercihlerinde ise 0,12 katsayısı uygulanıyordu.
Bir diğer önemli konu ise yapılan değişikliğin sadece meslek lisesi mezunlarını etkiliyormuş gibi ele alınmasıdır. Bu yöndeki bir yaklaşım, katsayının eşitlenmesi ile meslek liselilerin avantajlı, genel lise mezunlarının ise eski sisteme göre dezavantajlı duruma düştüğü düşüncesini oluşturabilmektedir. Konuyu sadece meslek lisesi mezunları açısından ele almak YÖK'ün bu büyük ve fevkalade anlamlı adımını gölgelemektedir.
Zira katsayı farkının kaldırılması genel lise mezunları için de çok büyük avantaj oluşturmuştur. Genel lise öğrencileri de sınavdan 3 yıl önce seçtiği ya da seçmek zorunda kaldığı alana mahkum edilmeyeceklerdir. Katsayı farkının kalkması ile birlikte alan içi ve alan dışı uygulaması da otamatikmen kalkmış olacak ve böylece adaylar hangi alanda olursa olsun istediği bölümü herhangi bir puan kaybına uğramadan tercih edebileceklerdir. Bir sayısalcı puan kaybı yaşamadan hukuk ve pdr gibi programları yazabilecek, bir eşit ağırlıkçı tıp, fizik tedavi ve rehabilitasyon gibi programları herhangi bir puan kaybına uğramadan tercih edebilecek ve yine bir sözelci mühendislik ve hukuk programlarını hiçbir puan kaybına uğramadan tercih edebilecektir.
Görüldüğü gibi üniversiteye yerleşme sisteminde uygulanan katsayı farkının kaldırılması bütün üniversite adayları için avantajlı sonuçlar doğurmuş ve bu kararla her aday eşit koşullarda değerlendirilerek yükseköğretimde fırsat eşitliği adına çok anlamlı ve değerli bir adım atılmıştır.
Bu kararın olumlu sonuçlarından birisi de 28 şubat sürecinin eğitim sistemimizi dinamitleyen müdahalelerinin kalıntılarının tümüyle silinecek olmasıdır. Yine bu kararın en önemli katkılarından biri 13 yıldır nerdeyse batma noktasına gelen mesleki ve teknik eğitim sistemimizin yeniden hareketlenmesi, ivme kazanması ve gelişmesini sağlayacak olmasıdır. Bu karar neticesinde mesleki ve teknik eğitim veren ortaöğretim kurumlarına da daha nitelikli öğrenci gelecek ve böylece mesleki ve teknik eğitim mezunlarının niteliği artacaktır. Böylece üretim ve sanayii kuruluşları nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılamak için personel ithal etmeyecek ve gençlerimize yeni iş fırsatları oluşacaktır.
Aslında bu kararın daha birçok eğitim, sosyal ve ekonomik sonuçlarından bahsedilebilir. Fakat ana gayemiz eğitim ve yükseköğretim eğitimindeki anlamına değinmek olduğundan bu kadarı şimdilik yeterli görülmektedir.
Milliyet

Ben bir Ankara Fen Lisesi öğrencisiyim ve seneye üniversite sınavına gireceğim. Okulun başarı ortalamasıyla belirlenen katsayı puanının kaldırılması beni çok olumsuz etkileyecektir çünkü okulumuzun öğrenci profili ve öğretmenlerin eski sisteme alışkın olması ve "Fen Lisesi" olmamız nedeniyle bize yapılan sınavlar diğer okullara göre çok ağır ve derslerimiz üniversite sınavı müfredatına yönelik değil. Bu yüzden diğer okullara nazaran daha çok efor sarfettiğimiz gibi daha az not alıyoruz. YÖK bu kararı verirken meslek liseleri ve düz liseleri düşünerek hareket ediyor fakat bu sistemin bize çok büyük zararları olacak ve belki de üniversiteye giriş sınavında bu uygulama yüzünden hak ettiğimiz sıralamada yer alamayacağız, çünkü özel okullarda , düz liselerde , meslek ve anadolu liselerindeki öğretim ve değerlendirme sistemi müfredata dayanıyor ve daha az çalışma gerektiriyor. Bu nedenle objektif olarak bakıldığında başarısı benden daha düşük olan bir insan , bu sistem yüzünden benden daha yüksek okul puanı alacaktır. YÖK 'ün böyle önemli kararlar alırken bütün herkesi düşünmesi gerektiğini düşünüyorum. Biz zaten Türkiye'de 2000 de 1 lik dilime girerek bu okula geliyoruz ve avantajımız olacağı yerde dezavantajımız oluyor. Zaten diğer öğrencilerden farklı bir şekilde eğitim görürken onlarla aynı sınava girmemiz yeterince anlamsız ve adaletsizdi, şimdi ise fen alanında gireceğimiz okullar için bize ek puan verilmesi gerekirken puanımız düşürülüyor. Bir insanın zekasına ve bilgi düzeyine uygun okullarda okuma ve meslek edinme hakkı elinden alınmamalıdır. YÖK bu kararının yüksek düzeydeki üniversitelerde niteliksiz öğrenci birikmesine yol açacağının farkında değil veya görmezden geliyor. Umarım Fen Liseleri için farklı bir uygulama yürürlüğe girer çünkü bu uygulamayla beraber hepimizin hiç haketmediğimiz yerlere gitme ihtimali çok fazla . Bu yazıma ilgi gösterir ve cevaplarsanız şimdiden teşekkür ederim...
YanıtlaSil