Bomba paniğinden geriye akıllarda iki soru kaldı

ABD'de dün Yemen'den gönderilen ve Chicago'daki sinagogları hedef aldığı belirtilen bombalı paketler ele geçirilmesi iki meseleyi bir kez daha gündeme getirdi: Birincisi El Kaide'nin Yemen birimine üye ABD vatandaşları, ikincisi de havaalanlarındaki güvenlik zafiyetleri.

ABD’de dün yaşanan bombalı paket paniği dünyanın dikkatinin bir kez daha Yemen’e çevrilmesine neden oldu. Zira Yemen kaynaklı saldırılar açısından bir ilk değil. Geçtiğimiz yıl 25 Aralık tarihinde Yemen’de eğitim gören bir Nijeryalı Detroit’e gitmekte olan bir uçakta bombalı saldırı girişiminde bulunmuş ve saldırıyı El Kaide üstlenmişti.



ABD doğumlu din adamı Enver el Evlaki’nin, Detroit bombacısıyla iletişim içinde olduğunun ortaya çıkarılmasının ardından bazı analistler, dün yaşanan saldırı girişiminin de bu çerçevede değerlendirilebileceğini belirtti.



Son aylarda ABD’li istihbarat yetkilileri, Yemen yetkilileriyle terörle mücadele alanında kurdukları işbirliğine rağmen, ülkenin durumunun günden güne daha da kaygı verici bir hal aldığı yönünde açıklamalar yapıyor. ABD’nin geçen Aralık’tan itibaren Yemen’de düzenlediği bir dizi saldırının ardından bir süredir sessizliğini koruyan El Kaide’nin bölgedeki kolu ilkbaharda yeniden faaliyete geçerek Yemenli askerlere ve polislere saldırılar düzenledi.



EVLAKİ VE HAN

Yemen’le ilgili kaygıların artmasının en önemli sebeplerinden biri Evlaki ve Samir Han gibi ABD vatandaşlarının katılımı olduğu belirtildi. Ancak El Kaide’nin Yemen’deki biriminde kaç ABD’li olduğu kesin değil.



Princeton Üniversitesi Yakın Doğu Çalışmaları Profesörü Bernard Haykel, “Bu insanlar hem patlayıcı maddelere ulaşabilen hem de ABD’nin nasıl bir yer olduğunu bilen kişiler Dahası Yemen’de bir kargocuya girip istediğiniz paketi ABD’ye gönderebilirsiniz. Somali ya da Afganistan’da böyle bir şey olmaz” dedi.



Ancak istihbarat uzmanları ve analistler El Kaide’nin Yemen’deki kolunun ABD’yi önemli bir hedef olarak görmediğini belirtiyor.



Grup daha önce defalarca Suudi Arabistan’da saldırılar düzenlemiş ve amacının Yemen ve Suudi Arabistan hükümetlerini devirmek olduğunu açıklamıştı. Ancak ABD’ye saldırmak kamuoyunda daha fazla dikkat çekecek bir eylem olduğu için örgütün yeni üyeler bulmasını da kolaylaştırabilir.



KARGO GÜVENLİĞİ TARTIŞILIYOR

Öte yandan dün kargo paketlerinden çıkan patlayıcılar, ABD’ye gönderilen paketleri nasıl denetlenmesi gerektiği yönündeki tartışmaları da yeniden başlattı. 11 Eylül’den bu yana özellikle havaalanlarında yolcuların üzerleri ve bagajları büyük bir dikkatle aranmasına rağmen kargo uçaklarıyla taşınan paketlerin denetimiyle ilgili soru işaretleri geçerliliğini koruyor.



Konu defalarca Kongre’nin de gündemine geldi. Hatta çok kısa bir süre önce Kongre’nin araştırma birimi açıkladığı raporda yeni gerekliliklerin yerine getirilmediğini belirtti.



Sektör uzmanları son olayın, kargo uçaklarının yolcu uçakları gibi denetime tabi tutulmaması dolayısıyla teröristlerin özellikle bu yolu tercih ettiklerine işaret ettiğini söyledi.



Hükümet Hesap Verebilirlik Dairesi İç Güvenlik ve Adalet İşleri Sorumlusu Steve Lord, “Sadece hava kargosu taşıyan yozlu uçakları yüzde 100 denetime tabi tutuluyor” dedi.



Paketin boyutları da fiziksel denetimden geçirilip geçirilmeyeceğini belirleyen bir diğer faktör. Yetkililer büyük paketlerin daha detaylı incelendiğini, genellikle paketlerin açıldığını söyledi. Ancak çoğu zaman kargo uçaklarında taşınan paketler sadece liste üzerinden kontrol ediliyor.




Hürriyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)