Altemur Kılıç yazdı: "Hayaller, emeller ve gerçekler"

Kafalara hâlâ dank etmedi mi, yoksa bölücülerin, PKK’nın, Apo’nun, son zamanlarda meydan okumalarına rağmen başta iktidar yalakaları, sözde aydınlar, haydutlarla müzakerelerden, pazarlıklardan ve Barzani’den medet umuyorlar… Hâlâ “barışçı çözümde” ısrar ediyorlar… Biz hâlâ neyi konuşuyoruz Allah aşkına?
***
Eşkıya başı Karayılan, haydutların son sözünü söyledi ve gene ültimatom verdi: “Kürtlere kendini yönetme hakkı tanınırsa PKK silah bırakır.”
Ültimatom sadece dağdan değil, Türkiye Parlamentosu’nun içinden!.. Güya Türk, gerçekte Kürtçü PKK temsilcisi Demirtaş
daha açık meydan okuyor. Sözüm ona “şehit” , aslında eşkıya kellelerinin cenazesinde, “Bu, eğik baş olmaktansa, yanık iki ayak olmayı tercih eden gençler onurumuzdur, onlara sahip çıkacağız” diyor. PKK ile bağlarını itiraf ediyor ve ekliyor, “Kürt halkı, Kürdistan gerçeği ile vardır. Kürt halkı, kendi anavatanı ile birlikte vardır. Kürtler kendi anavatanında özgür bir halk olarak Kürtçe yaşar. Bunu kabul edeceksiniz. Bunu kabul etmeyen bir politikayı biz kabul etmiyoruz. Neyse bunun bedelini ödemeye hazırız. Hak verilmez alınır, şiarımız budur. Biz haklarımızı, özgürlüklerimizi alacağız.”
Yani terör devam ederken, her gün her yörede şehitler verilirken, kentlerde PKK, molotof kokteylli, Apo posterli eylemlerini sürdürecek… TC Hükümeti, TSK da bu küstah ültimatomu kabul edecek, operasyonları durduracak!!! Ancak o zaman PKK, Kürtlere özerklik verilirse, arkasından da “Büyük Kürdistan” kurulmasına razı olursa, bu haydutlar “belki” haydutluktan vazgeçerler!.. “Belki” dedim, Türkiye’nin her yöresinde vazgeçecekleri şüpheli; zira “Özerklik hakkı” Kürtlerin yaşadığı her bölgeye şamil… Kürtçülerin emelleri sınır mı tanır!..
Bu durumda, AKP iktidarı ne yapıyor?.. Erdoğan mücadeleye devam ediyor, operasyonların devam edeceğini söylüyor. Ama “Kuzey Irak’a, Kandil’e operasyona devam” derken Bakanı “Operasyonlar bitti” diyor!.. Genelkurmay, sınır ötesi harekat icra edildi derken, Barzani de “TSK Kuzey Irak’a hiç girmedi” diyor. Kime
inanalım?!
Kısacası eşkıya ne yaptığını, ne yapacağını biliyor da bizde kafalar karışık!..
***
Erdoğan’ın “Hem mücadele hem müzakere” yöntemi, bu kafa karışıklığının en belirgin ifadesi. Tıpkı fiyasko ile sonuçlanan “Açılım” gibi! Şimdi umut Barzani’de… Hazret 5 Kasım’da Erdoğan’la görüşecek. Karayılan da Barzani’nin “çabalarından” umutluymuş… O Barzani’den umutluysa, bizim hükümet de PKK ile mücadelede onun peşmergelerinden hayır bekliyorsa ve hâlâ ABD’den yardım umuyorsa vay halimize!..
Apo da, Barzani de “Büyük Kürdistan” emelinde ortaklar… PKK ile peşmergeler ancak Büyük Kürdistan kurulduktan sonra baş kim olacak diye kavga ederler!..
Erdoğan’ın müzakereler konusundaki foyaları da Karayılan tarafından deşifre edildi… Karayılan, “Son beş yılda Türk devleti ile PKK arasında, bazı dostlar aracılığıyla ilişkiler ve görüşmeler oldu” diyor… PKK lideri Abdullah Öcalan’ın sunduğu protokollerden söz ediyor ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın protokolleri şimdi yalanlamasından şikâyetçi… Biz ise, bu görüşmelerin ve ilişkilerin beş yıl boyu Türk halkından gizlenmiş olmasından şikâyetçiyiz… AKP ve Erdoğan önce bunun hesabını vermelidir… Anlaşılan bu hükümet, galiba sonunda PKK ile mücadeleyi Barzani’nin peşmergelerine havale edip işin içinden
sıyrılacak.
***
Ve tekrar sormak gerek; “Sınır ötesi hayali miydi?..” Asıl sorun, PKK ve Güneydoğu konusunda gerçekler böyle iken, hâlâ neyi konuşuyoruz Allah aşkına söyler misiniz?!! Post modern “Kürt
Teali Cemiyeti” mensupları ve destekçileri nasıl bir “Barışçı çözümden” söz edebiliyorlar?!!

Altemur Kılıç
Yeniçağ
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)