Hilmi Kayıhan yazdı:"Emperyalist Ülkelerin Vicdani Retçileri Ne Denli Onurluysa, Mazlum Ülkelerin Vicdani Retçileri de O Denli Onursuz.."

Yargıyı ele geçirerek mülkün temelini havaya uçurdular: Hukuk devletimiz de, laik cumhuriyetimiz de o yalan dumanının, o yıkıntıların altında kaldı; hiç kimse güvende değil artık..
Sıra orduya geldi, ölümcül darbeyi vurmaya; dinamit döşüyorlar esas duruşun dibine,
sarsılmaz denilen disipline.. Paralı askerlikmiş, vicdani retçilikmiş!…
Hayvanlar aleminde yaşıyor gibiyiz: emperyalistler etçil hayvanlar, mazlumlar otçul..
Etçiller saldırıyor, otçullar savunuyor..
Dünyada iki tür devlet var: Namusa saldıranlar (emperyal) ve namusunu savunanlar ( mazlum)..
İnsanın vatanı namusu sayılır; vatanı savunmak her namuslu insanın boynunun borcudur..
Vicdani retçiliğin de zorunlu askerliğin de denek taşı bu sözcüklerde saklı..
Soru şu: Vatan savunması mı yapıyorsun, başkasının vatanına mı saldırıyorsun?..
Namusunu mu savunuyorsun, namusa mı saldırıyorsun?.. Meselenin özü bu!..
Savunmanın vicdani retçiliği olmaz, doğaya ters: Arslanın saldırısına uğrayan karaca
vicdani retçi olduğunu söyleyerek o emperyale yem olmaktan kurtuluyor mu?..
Arslan diyor ki: Tabana kuvvet kaçmayın, birleşmeyin, çifte savurmayın; teslim olun!..
Oturup bekleyelim mi lan!.. Savaşmadan teslim mi olalım?..

Vatanlarını savunan mazlum ülke insanlarının vicdani retçi olmaları, kümesin kilidini
tilkiye teslim etmelerinden farklı değildir.. O anahtarı teslim edene de vatan haini denir…
Emperyalist ülkelerin vicdani retçileri olur, olmalı da; bu çok doğal..
Biz emperyalist bir devlet değiliz, yalnızca yöneticilerimiz emperyalist işbirlikçisi..
Başkalarının namusuna göz dikmeyen, yabancı ülkelerin işgaline gitmek istemeyen saldırganın vicdani retçisi namuslu bir insandır..
Yani diyeceğim: Saldırganın vicdani retçisi ne kadar namusluysa, savunanın vicdani retçisi de o kadar namussuz..
Irak’ta, Afganistan’da savaşmayacağım, suçunuza ortak olmayacağım diyen vicdani retçi ABD askeri şerefli bir askerdir..
Bir Iraklı, vatanı işgal edilirken, gözlerinin önünde karısının ve kızının namusu kirletilirken: Ben vicdani retçiyim, asker olarak elime silah alıp düşmanı öldüremem diyemez, diyen asker şerefsiz bir askerdir, alçak oğlu alçaktır…
Tilki tavuğa, arslan karacaya askerlik dersi veriyor; savunmayı bırakın!.. Olur!..
Sen de mazlum ülkelere saldırıyı bırak be alçak, ırz düşmanı diyen yok!..
Kesin olan: Saldırı olduğu müddetçe savunma da olacaktır..
Saldırı tehdidi ortadan kalkınca (emperyalizm) ne vicdani retçilik kalır ne de zorunlu askerlik..
Gelin, hep beraber önce emperyalizmi yok edelim, gerisi kolay..
Vicdani retçilik demokratik hak filan değil, tilkinin tavuğa dayatması yalnızca..
Sakın, tilkiye ve onun işbirlikçilerine kanıp kümesimizden olmayalım..
Kümesin kilidi tilkinin işbirlikçisi tavukta bunu da unutmayalım emi!..
Görünen: Emperyalist bir devlet olmadığımıza göre ordumuzu emperyalistlerin emrine veriyorlar..
Başaramayacaklar, hiç kuşkunuz olmasın..

Hilmi Kayıhan
İLK KURŞUN
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)