Mustafa Balbay yazdı:"Kasaplar Çarşısı"

Başlık, bir cep telefonu şirketinin İstanbul’un Kadıköy bölgesindeki baz istasyonunun bulunduğu yerin adı.

Caddebostan’daki Kasaplar Çarşısı’nın tepesinde kurulu bu istasyon

kabaca 40 kilometrekareye yakın bir alan içinde iletişimi sağlıyor. Bu alan kapsamında sadece İstanbulluların değil, neredeyse tüm Türkiye’nin bildiği Bağdat Caddesi, Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı, Kadıköy Vapur İskelesi gibi yerler var.

Bu baz istasyonu 2. Ergenekon davasının çok konuşulan yerlerinden biri.

Konu etmemizin nedeni de bu.

***

Davanın, özgürlükte İstanbul’da oturan sanıklarının tümüne sorguları sırasında şu tür sorular yöneltildi:

- Cep telefonunuz Kadıköy Kasaplar Çarşısı’ndaki baz istasyonundan sinyal vermiştir. Burada niçin bulunuyordunuz?

- Kasaplar Çarşısı’nın bulunduğu bölgede sıklıkla uğradığınız bir yer var mı?

- Davamız sanıklarından Kasaplar Çarşısı bölgesinde buluştuğunuz bir kişi var mı?

20’ye yakın sanık muhatap olduğu bu sorulara şu tür yanıtlar verdi:

“İşyerim orada. Cep telefonunu kullanırken elbet oradan sinyal vermiştir.”

“Tuzla Piyade Okulu’ndaydım. Kadıköy’e zaman zaman gezmeye gidiyorduk, o sırada cep telefonunu kullanmış olabilirim.”

“Kızımın okulu orada. Ben almaya gittiğimde, okula yaklaşırken telefon ediyordum. O baz istasyonuna denk gelmiş olabilir…”

Elde dava sanıklarının orada bir eylem yaptığına dair herhangi bir somut bilgi ya da belge yok.

Bu bölgede kullanılan cep telefonlarının dinleme dökümlerinde soru işareti doğuracak bir cümle yok.

Eldeki tek veri, Türkiye İletişim Başkanlığı’nın (TİB) dava kapsamındaki kişilere ait cep telefonlarının hangi baz istasyonlarından sinyal verdiğine ilişkin binlerce sayfalık döküm.

Döküm birer santimlik çizgiler içinde cep telefonu numarasını, kullanıcının adını, sinyal verdiği baz istasyonu adresini, buradan yapılan görüşmenin süresini içeriyor.

Konuşmaların deşifre edildiği dokümanlar ayrı.

Bu soruların birden fazla sanığa sorulmasının dikkat çekmesiyle birlikte mahkeme heyeti şu açıklamayı yaptı:

“Sanıkların yüzde 80’inin bu baz istasyonunun bulunduğu bölgede telefon görüşmesi yaptığını saptadık, o nedenle soruyoruz.”

Sonra da o sanıkların listesini hızla okudular. Benim adım yoktu. Boğaz Köprüsü başka bir baz istasyonunun kapsama alanındaymış. Eğer Kasaplar Çarşısı orayı da kapsasaydı, ayda ortalama bir kez Ankara’dan İstanbul’a gazetenin toplantısına geldiğim için benim cep telefonu da sinyal verecekti. Toplantılara son dakikada yetiştiğim için, başlama saati yaklaştığında gazeteden arayacaklardı, ben de sıklıkla olduğu gibi, “Köprüye yaklaştık, geliyorum” diyecektim. Dökümde, “20 saniyelik görüşmeler yapmıştır” kaydı olacaktı.

***

Ceza davalarının temel özelliği suçun çok açık biçimde ortaya konması, sanığın o suçla bağlantısına ait delillerin yine aynı açıklıkla dosyada yer almasıdır.

Ergenekon davasında bu ilke, hüküm aşamasına bırakılmış durumda! Davada sanıklar sorgulanıyor ama, bağlantıları ortaya çıkarma çalışmaları sonuçlanmış değil.

Kamuoyunda “kişilerin birbiriyle yaptığı görüşmelerde suç unsuru yoksa bu dosyalara konmamalı” tartışması yapıladursun, birbirleriyle hayatta hiç karşılaşmamış insanların aynı baz istasyonu bölgesinde ayrı kişilerle telefon görüşmesi yapmaları “bağlantı şüphesi” doğuruyor!

Sabırla bekliyoruz; Türkiye’nin yüzde 99’unu kapsayan baz istasyonlarının saptayamadığı terör örgütü bakalım nasıl ortaya çıkarılacak!

Mustafa Balbay
Cumhuriyet
Silivri
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)