Bu hafta Facebook’ta bir videoya rastladım. 1984 yılına ait. Paris’te çekilmiş. Kır saçlı zayıf adam, bir kapalı salonda konuşuyor;
- Bağımsız, birleşik, özgür Kürdistan’ın çocukları olmak istiyoruz.
- Kendi toprağımızda, kendi dilimizde, kendi bayrağımız altında özgür ve bağımsız olmak istiyoruz…
Gene bu hafta Mersin’de bir parti kongresinde genç, yakışıklı ve kravatlı adam konuşuyor;
- Kürtler Kürdistan’da Kürtçe yaşar. Kürtler, kendi anavatanlarında özgürce yaşar. Bitti. Nokta. Bunun dışında hiçbir çözümü kabul etmiyoruz. Bedeli neyse ödemeye hazırız.
NİYET budur. İlk Kürt isyanından beri aynıdır.
Ayrı bir devlet. Bütün Kürtleri bir araya toplayan BİRLEŞİK KÜRDİSTAN.
Türkiye’deki, Suriye’deki, Irak’taki ayrılıkçı Kürtlerin ortak niyetidir bu.
Bazen inkar, bazen ima, bazen de açıkça ifade edilir. Koşullara göre söylem farklı NİYET TEKTİR.
Facebook’taki kır saçlı adam Türk solunun kendine yakın bulduğu, Türk insanının ÇİRKİN KRAL diye sevip zirveye çıkardığı, kaçak katil Yılmaz GÜNEY’dir.
Kürt kökenli sanatçıların çoğu gibi kendini paraya ve şöhrete taşıyanlara kazık atanlardan birisidir sadece.
Mersin’de konuşan yakışıklı ve kravatlı genci herkes tanır. PKK’ya terörist demeyip saygıyla anan BDP’nin eşbaşkanı Demirtaş’tır.
1984’te Yılmaz Güney’in söylediklerini neredeyse kelimesi kelimesine yinelemektedir.
Bu NİYET’i gerçekleştirmek kime KISMET olacaktır?
PKK isyanına kadarki her isyan kısa sürede bastırılmış, sorumluları cezalandırılmıştır.
PKK, 2000’de sona erme aşamasında iken yönetime gelen AKP iktidarı sayesinde yeniden can bulmuştur.
Şimdilerde, Devlet/ Hükümet ile doğrudan görüşme ve pazarlık yapma konumuna ulaşmıştır.
Gidişe dur denilmediği takdirde; Cumhuriyet tarihinin en dirayetsiz iktidarı sayesinde NİYET’in tamamı gerçekleşmese de ÖZERKLİK adı altında önemli bir aşamasına gelinmiş olacaktır.
KISMET, olaya sahip çıkan PKK ve siyasi uzantıları kadar Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten siyasi iktidarın olacaktır.
Siyasi iktidar, bölücülerin SEPETini besleyerek, istedikleri ama umduklarının çok üzerindeki desteği sağlamaktadır.
İmralı’daki cani ve yurt dışındaki temsilcileri ile doğrudan görüşmeler yetmiyormuş gibi, Irak’ı bölerek ayrı bir devlet olma yolunu tamamlamak üzere olan bölgesel Kürt Yönetimi ile devletler arası ilişkiler kurarak SEPET’i doldurmaktadır.
“Kürt kedisini bile vermem!” diyen adamlardan NİYET bir kardeşleri ile mücadele etmelerini isteme aymazlığını sürdürmek başka ne anlama gelir?
Dağdaki PKK başı, yılanın başı Karayılan diyor ki, “Peşmerge ile gerilla arasında hiçbir zaman savaş olmaz!”
Ve ekliyor, “ Türkiye’de, Kürtlerin kendi kendini yönetme hakkının tanınması halinde silah bırakırız”
Türkiye’de, en üst düzey devlet adamı işlemi gören Barzani peşmergesi de davet sahiplerinin yüzüne karşı, “Türkiye ile müşterek harekat yapmayacaklarını” söylüyor.
Daha ne desinler.
Hem adam ( Barzani ağabeyleri olur) bizimkilerinin ne oynadığının ayırtında ki , “ Başbakan ile görüşlerimiz çok yakın ve aynı düşünceleri paylaşıyoruz” diyor.
Kimin “YALAN” demesi gerekir?
Diyebiliyor mu?
NİYET ortada, SEPET dolmada, KISMET paylaşılmakta.
Ülkenin bütünlüğü, milletin birliği ve dirliği gene Türk Milletinin kendi özünden çıkardığı evlatları ile sağlanacaktır. Umut ve direnç tükenmeyecektir.
Naci BEŞTEPE
İLK KURŞUN
