Necati Doğru yazdı:"Atatürk’ün adını Aşık Veysel’in Türküsünden de silip attılar"

Bunu Kültür Bakanlığı yaptı. Aşık Veysel’in “Atatürk’e Ağıt” başlıklı şiirini bakanlığın internet sitesine “Atatürk” ismini atıp sadece “Ağıt” diye koydu.

Siteye girin.

Siz de görürsünüz.

Şiirin iki kıtasını da; Veysel’in hukuki varislerinden izin almadan kazıdı. Şiir’de “Atatürk’ün devlet adamı, asker, devrimci, yenilikçi, laikliğe inanmış, milli birlikçi, düşünce ve fikir adamı” olarak önemini vurgulayan kelime ve deyimleri de çıkardılar. Aşık Veysel, ozanlık hayatında ilk şiirini “Türkiye’nin ihyası Hazreti Gazi” başlığıyla Atatürk için yazmıştı. 1938’de ölümü üzerine de “Atatürk’e Ağıt” ı yazmış ve kendi sesiyle de Türküleştirip, okumuştu.

***

“Atatürk’e Ağıt”

(Söz-Müzik: Aşık Veysel)

Ağlayalım Atatürk’e;

Bütün dünya kan ağladı.

Başbuğ olmuştu mülke

Geldi ecel kan ağladı.

Şüphesiz bu dünya fani,

Tanrı’nın aslanı hani,

İnsi cinsi cem’i mahluk,

Hepsi birden ağladı.

Doğu, batı, cenup, şimal

Aman tanrım bu nasıl hal

Atatürk’e erdi zeval

Memur, mebusan ağladı.

İskender-i Zülkarneyin,

Çalışmadı bunca leğin,

Her millet Atatürk deyin,

Cemiyeti akvam ağladı.

Atatürk’ün eserleri,

Söylenecek bundan geri

Bütün dünyanın her yeri,

Ah çekti vatan ağladı.

Fabrikalar icad etti

Atalığın ispat etti

Varlığın Türk’e terk etti

Döndü çark devran ağladı.

Bu ne kuvvet, bu ne kudret,

Varıdı bunda bir hikmet,

Bütün Türkler, İnönü İsmet,

Gözlerinden kan ağladı.

Tren hattı tayyareler,

Türkler giydi hep karalar

Semerkand’ı, Buhara’lar,

İşitti her yan ağladı.

Siz sağ olun Türk gençleri,

Çalışanlar kalmaz geri,

Mareşal Fevzi’nin askerleri,

Ordular teğmen ağladı.

Zannetme ağlayan gülmez,

Aslan yatağı boş kalmaz,

Yalnız gidenler gelmez,

Felek-el mevt’in elinden,

Her gelen insan ağladı.

Uzatma Veysel bu sözü,

Dayanmaz herkesin özü,

Koruyalım yurdumuzu

Dost değil, düşman ağladı.

***

“Atatürk’e Ağıt” adlı Türkünün orjinali; yani Aşık Veysel’in sözlerinden çıktığı hali yukarıdaki gibidir. Siyah harflerle yazdığım ve halk ozanı Aşık Veysel’in duygularını yansıtan 11 dörtlükten (biri beşli) oluşan şiirin “2 dörtlüğünü” de tamamen atmışlar. Dikkatli gözle bakın; diktatör sansürcü edasıyla şiirden kazınıp atılan bu 2 dörtlükte; Aşık Veysel, Atatürk’ün başarısını ve halkı için yaptıklarını “Allah’ın aslanı” diyerek Hz. Aliye’ye ve “İskender-i Zülkarneyin” diyerek bir çok fetihler yapan, İskenderun ve İskenderye’yi kuran Büyük İskender’e benzetmektedir. Bakanlık, halk ozanı Veysel’i bu benzetmelerinden ötürü “sakıncalı bulmuş” olmalı ki, dörtlüklerini atmış, yer verdiği dörtlüklerin ise bazı kelimelerine; “Ağıt öyle yazılmaz böyle yazılır” dercesine takla attırma, değiştirme haksızlığı (siz terbiyesizliği de diyebilirsiniz) yaptı.

***
Bakan’ın bundan haberi var mı?

Kim yapıyor bu haince sinsiliği?

Kültür Bakanlığı’nın hangi düşünce, niyet, amaç, strateji, dinler arası diyalog, hoşgörüden beslendikleri kolayca tahmin edilecek sansürcüleri, Aşık Veysel’in orijinal okuyuşuna göre birinci kıtanın üçüncü mısraında bulunan “Başbuğ” kelimesini de kaldırıp, onun yerine “Süleyman” diye bir isim uydurmuşlar.

Kim bu Süleyman?

Neden Süleyman?

Kütür Bakanlığı’nın sansürcüleri Aşık Veysel’in “Atatürk’e Ağıt” şiirinin orjinalinde 9’ucu kıtanın üçüncü mısraı olan “Mareşal Fevzi Askerleri” cümlesindeki “Maraşal Fevzi” kelimelerini de atmışlar. Yerine “Maraşalin” diye saçma bir kelime yazmışlar. Böylece; “Maraşal Fevzi” ismi de Kültür Bakanlığı’nın internet sitesine yakıştırılmamış ya da sakıncalı bulunmuş olmalı. Aşık Veysel’in torunu Çiğdem Özer (Şatıroğlu) ile konuştum; “Dedem bu yapılanı görseydi çok üzülürdü” dedi. Kültür Bakanlığı’nın bu sinsiliğini ben Ömer Sağlam’ın “Atatürk’e Uygulanan Sansür” başlıklı yazısından öğrendim. Ömer Sağlam’a ve onun yazısını bana gönderen okurlarıma teşekkür ederim.

Necati Doğru
Sözcü
14 Kasım 2011
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)