Ruhat Mengi yazdı:"Öcalan’ı sorgulayan Albay’ı korumak zorundasınız!"

Yani olayın kendisi zaten inanılır gibi, tarihte benzeri görülmüş gibi değil, hayatını “terörle mücadeleye adamış” generaller, albaylar “terör örgütü davası sanığı” olarak cezaevinde yıllarca tutuklu bulunuyorlar. PKK lideri Öcalan’ı Türkiye’ye getiren, bir kahraman, bir efsane olarak adlandırılan; eski Özel Kuvvetler Komutanı, emekli Korgeneral Engin Alan tutuklu.. Hem de milletvekili seçilmesine rağmen, bu ülkede PKK davasından tutuklu olanlar bile milletvekili seçilince tahliye edilmesine rağmen o hala tutuklu.

“Abdullah Öcalan’ı sorgulayan timde” görev yapan Albay Hasan Atilla Uğur yine Ergenekon davasından, yani “varsayılan ama nedense yıllardır ispatlanamayan bir terör örgütü” davasından tutuklu.. Ama öte yanda “İnanılır gibi olmayan” bununla da bitmiyor. Bu insanlar hapiste duruşma bekletiliyor, beklerken sağlıkları bozuluyor, bozulduğu takdirde Silivri Hapishanesi’nde (aralarında bu isimler, milletvekilleri, gazeteciler ve çok sayıda başka değerli insanlar bulunduğu halde) acil hizmet doktorları olmadığı için de hayatlarını kaybediyorlar.

AMBULANSTA DA DOKTOR YOK!

Aynen son olarak Kaşif Kozinoğlu’nun kaybettiği gibi. Kozinoğlu’nun koğuş arkadaşı, Ergenekon davasının tutuklu sanığı Hasan Ataman Yıldırım o ölmeden önce olanları anlatmış. Bir gece önce Kozinoğlu “Öcalan’ı sorgulayan ve bu konuda bir kitap yazan” Albay Hasan Atilla Uğur’un kalp krizi geçirmesinden korkarak başında nöbet tutmuş. Ertesi gün kendisinin kalp sıkıntısı başlayınca onu hastaneye göndermek istemişler.

Ama Silivri Cezaevi’nde tam teşekküllü bir klinik ve doktor olmadığı için ancak ağrılar başladıktan bir saat sonra hastaneye yetiştirilmiş. Ve işe bakın ki, daha önce ailesinin de tepki gösterdiği gibi “gelen ambulansta da doktor yok”muş. Ona ilk müdahaleyi kesinlikle yeterli olmayan ve rahatça yanlış bir tedavi uygulayabilecek teknisyenler yapmış. Bunun hesabını kim verecek?

‘PKK ÖLDÜREBİLİR’ DİYOR

Hasan Ataman Yıldırım şimdi “Albay Hasan Atilla Uğur’un hayatının tehlikede olduğunu, onun Çapa Devlet Hastanesi’ne götürülmesi gerektiğini, hayatı korunmadığı takdirde doktor veya hemşire kılığına girmiş teröristler tarafından öldürülebileceğini” söylüyor. “Bu koğuşta bir ölüm daha istemiyorum” diyor.

Söyledikleri komplo teorisi sayılamaz. Bu kadar önemli ve riskli görevleri devleti adına yapan insanların aslına bakarsanız cezaevlerinde süründürülerek hasta edilmesi değil, ömür boyu başbakanlar, bakanlar gibi korunması gerekir. Devlet Albay Uğur’u derhal en iyi hastaneye naklederek sıkı koruma altında tedavisini ve en kısa zamanda da davasının sonuçlandırılmasını sağlamak zorundadır.

Aksi takdirde (Engin Alan’ın da inatla içerde tutulması ve cezaevinde zayıflayıp erimesi gibi) bu insanlara önce bu görevlerin verildiği, sonra da adeta “terörist liderini getirip sorguladıkları için cezalandırıldıkları, ortadan kalkmalarının istendiği” akla gelecek. Varsa başka bir düşünce tarzı millete anlatılsın lütfen, yeter artık!

Ruhat Mengi
Vatan
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)