Tayyip Erdoğan’ın anladığı Atatürk!

Tayyip Erdoğan Atatürk’ü Anma Töreni’nde güzel mesajlar vermeye çalıştı. Konuşma metni iyi hazırlanmıştı. “Kurtuluş Savaşı’nda kağnıyla mermi taşıyan, cepheye mermi taşırken soğukta bebeğini kaybeden Halime Çavuş’tan,[doğrusu: Şerife Bacı’dır...] onun gibi binlerce kahramandan aldığımız güçle, bugün artık kendi tankımız Altay’ı, kendi savaş gemilerimiz Milgem’i, kendi insansız hava aracımız Anka’yı, kendi helikopterimiz Atak’ı ve kendi uydumuz Göktürk’ü imal ediyoruz” cümlesi gibi..
Yine Erdoğan çok kimsenin unuttuğu bir gerçeği hatırlattı. Hani Necmettin Erbakan’dan itibaren kullanılan “hâdim devlet” yaklaşımı vardır.. Erdoğan, bakın bu yaklaşımın kime ait olduğunu nasıl açıkladı:
“Gazi Mustafa Kemal, 1921 yılında, bu ülkenin müstakbel idarecilerine şu tarihi sözlerle istikamet çizmişti; ‘Millete efendilik yoktur... Hâdimlik vardır... Her ne suretle olursa olsun, millete hizmet edenler, milletten büyük
mükafatlar intizar ediyorlarsa, katiyen doğru bir harekette bulunmuş olmazlar. Hizmet edenler, vazifelerini ifa etmiş olmaktan başka bir şey yapmamışlardır’.
Evet... Hükümet olarak gayemiz, emelimiz ve idealimiz, millete hizmetkâr olmaktan öte bir şey değildir. Bizim için en büyük mükafat, milletimizin muhabbetine mazhar olabilmektir.”
Uzun yıllar, Milli Görüş çizgisinde olanlar bu yaklaşımı savundu. Ancak ilk defa Tayyip Erdoğan, “Gazi Mustafa Kemal” in hakkını teslim etti..

***

Erdoğan, “Türkiye’nin bugün ulaştığı seviye, hiç ama hiç kuşkusuz, başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere, Cumhuriyetimizin kurucularının arzu ettikleri, tahayyül ettikleri, hedefledikleri bir seviyedir” diyor ama burada yanılıyor. Çünkü Atatürk, ekonomisi, kültürü, siyaseti, hatta ordusu bile yabancı güçler veya NATO gibi organizasyonlar tarafından idare edilen bir ülke tasarlamamıştı..
Yine Erdoğan, Türk milletinin, Cumhuriyet’i, “Atatürk’ün ifadeleriyle”, muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için yoğun bir gayretin içinde olduğunu söyledi. Halbuki Tayyip Bey de Cumhuriyetin onuncu yıl nutkunu okursa, Atatürk’ün sözünün böyle olmadığını görecektir.
Atatürk’ün gösterdiği “asrileşme” yani çağdaşlaşma hedefi “Batılılaşmak” olarak saptırılmıştır.. Oysa Atatürk, Batı kültürüne teslimiyeti değil, “Türk kültürünün çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarılması” nı hedef göstermişti... Tabii bu sözden Türk kültürünü çıkarırsanız, sadece çağdaş uygarlık kalır. Çağdaş uygarlık da Avrupa’da olduğuna göre Avrupa kültürünü benimsemeliyiz! Kabul ettirilen ve Tayyip Erdoğan’a da tekrarlattırılan mantık bu!

***

Erdoğan, Anayasa konusunda da “Devletin tüm imkanları ve tüm kurumları karşısında herkesin eşit mesafede durmasını sağlamak, adalet anlayışımızın sarsılmaz bir gereğidir. İşte yeni anayasanın, böyle bir ruh ve anlayışla yazılması, bireyi, vatandaşı, özgürlükleri öne çıkarması, ülkenin birlik ve bütünlüğünü daha da pekiştirmesi en büyük arzumuzdur. Terörün bertaraf edilmesi ve Türkiye üzerine kirli hesapları olan çevrelerin oyunlarının bozulması da ancak bu şekilde mümkün olacaktır” diyor ama burada da yanılıyor.
Yani siz Anayasa’nızı değiştirip milli kimliğinizi ortadan kaldırırsanız, terör durdurulacak mı?
Terör örgütü, bunun için mi taban buluyor, yoksa Türkiye’nin istikrarsızlaştırılması ve oyalanması için mi kullanılıyor? Diyelim ki Anayasa değişti ve terör durdu.. Böylece siz terör örgütünü kullanarak Türkiye’nin rejimini değiştirmek isteyenlerin isteklerini yerine getirmiş olmayacak mısınız?

***

Erdoğan, “1940’lardan sonra ortaya çıkan asimilasyon, red ve inkâr politikaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine olduğu kadar, Atatürk’ün millet tarifine de bütünüyle aykırıdır” diyerek İnönü’yü suçluyor. İnönü dönemi farklıdır elbette ama, kuruluş felsefesini belirleyen Atatürk’tür.
Erdoğan’ın, kuruluş felsefesini anlamaya çalışması, Atatürk’ün millet tanımını hatırlatması iyi ama milletin adını silmeye çalışan da kendisi ve partisi.. Bu durumda “Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Cumhuriyet, emin ellerdedir... Gazi Mustafa Kemal’in, diğer gazilerimiz ve şehitlerimizin hatırasına gölge düşürmeden, onlardan aldığımız kutsal emaneti yücelterek yolumuzda ilerleyeceğiz” sözüne nasıl güvenelim?

Arslan Bulut
Yeniçağ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)