Yavuz Selim Demirağ yazdı:"Heron, Predator ve kitaplar..."

Müthiş acılar çekmeme rağmen ameliyat sonrası okumaya fırsat bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Yattığım yerden Nihat Genç’in “Anadolu yazarını dinliyor”unu su gibi içtim. Sonra da Genç’in ART’deki konuşmalarını Dama Yayınları basmış. Destek Yayınları’ndan çıkan ve SKY Türk Tv’deki programları “Aşk Coğrafyasında Konuşmalar” ını da okudum. Genç’in 2007’de vatanseverlerin tutuklanacağını öngördüğü ve kızım Aybikehan’a imzaladığı eseri de bir gecede bitirdim. Değerli dost Rasim Ekşi önermişti, can kardeşim Yalçın Demir’in hediyesi olan Türk Edebiyatındaki ilk milli roman özelliğini taşıyan “Aydemir”i okudum. Müfide Ferit Tek’in bu ölümsüz eserini ne yazık ki yeni nesiller bilmiyor. Kaknüs yayınlamış tavsiye ederim. Sağolsun Oğuzhan Cengiz, BilgeOğuz’un yeni yayınlarını yollamış. Halen yüreğimi sızlatan Necdet Sevinç’in Türk Dünyası Tarih Dergisi yazılarından oluşan “Türkiyat”ı nemli gözlerle terennüm ederken, vefa abidesi Cevat Saraç’ın “Reis Bey”inde ateşten günlere döndüm. İyi ki var Serap Besimoğlu “Bir sohbet açtım insan üzerine” adlı kitabıyla rahatlattı beni. “Din, Terörizm ve El-Karde” adlı kitabıyla Osman Şen, küresel emperyalizmin maskesini düşürmüş.
Sarkaç Yayınları’ndan emekli Sosyolog Albay Alican Türk Doğu ve Güneydoğu’da “Faili Meçhul Cinayetler ve Gerçekler” adlı dev eserinde cinayetlerin psikososyal nedenlerine ışık tutarken, terör örgütünün infazlarını da belgelemiş. “TSK’ya karşı 12 komplo” gerçek anlamda Türk aydınlarının başucu eseri olmalı. Kur. Alb. Dr. Ahmet Küçükşahin sadece kendi başına örülmek istenen çorabı değil, her birinin Amerikan karşıtı olmaktan başka suçu olmayan Hasdal Askeri Cezaevi’nde yatan yayınevi yöneticilerini kutlamak istiyorum. Guantanamo Üssü olarak görülen “Silivri Toplama Kampı”nda rehin tutulanların kitaplarını yayınlayarak uluslararası komployu teşhir ediyorlar. Albay Küçükşahin ve Alican Türk’ün kitapları üzerine ayrı ayrı on yazı az gelir. İrem Çiçek’in “Kışla’dan Hasdal’a”, Hüseyin Özalp’in “Son Kale: Kuşatılan Yargı” adlı eserleri yine Togan imzalı. Prof. Dr. Nadim Macit kadar üretken bir bilim adamı ve yazar bulmak zor. Birini bitirmeden diğerini yazıyor. Berikan’dan çıkan “Uzun Savaş:Açılım mı? Vassalık mı?” adlı eseri düşünce dünyamı allak-bulak etti. Oğlum Erdem’in tavsiyesi ile Poulo Coelho’nun “Elif”ini birkaç saatte zevkle okudum. Yattığım yerden altlarını çizip, not almak zor olduğu için bazılarını yeniden okuma ihtiyacı hissedebilirim diye ayırdım. Bu arada doktorum Şükrü Erdoğan’ın “Ya Sana bir şey Olursa” isimli meme kanseri hastalarla yaptığı söyleşi müthişti. Bunu ayrıca başımdan geçenlerle beraber yazıp her evde olmazsa olmazların arasında bulunmasını talep edeceğim.
Alışkanlıklar hastalık falan dinlemiyor. Günlük gazetelere daha fazla vakit ayırıyorum. Okudukça ruh sağlığım tehlikeye girse de okumadığım zaman uzuvlarımda eksiklik hissediyorum. Gazetelerin üçüncü sayfalarındaki adliye haberleri gibi sıradan vaka olarak gördükleri “Adana’da balıkçıların ağından Heron çıktı” haberine takıldım. Ünlü insansız hava uçağı Heron’ların Güneydoğuda arya yapıp göreve çıkmayışına alıştık. Ama Heron’un Adana civarında ne işi olduğu takıldı aklıma. Terör örgütünün Dağlıca saldırısı sırasında havada bir süre durup teröristlerin katliamını seyreden Heron, helikopterler gelirken kaçıp gitmişti ya... Üstelik bunu Dağlıca Tabur Komutanı Kur. Yb. Onur Dirik açıklamıştı. Parasını peşin ödediğimiz halde yıllardır teslim edilmeyen Heronların istihbarat vermediği gibi terör örgütüne kılavuzluk yaptığı açığa çıkınca AKP hükümeti “Predator”lara sarılmıştı hani... Tayyip Erdoğan’ın “acilen iki predator’a ihtiyacımız var” diye Obama’dan rica ettiği insansız hava aracı konusunda Sam Amca bonkör davranmış. Dört tane birden İncirlik Üssü’ne göndermiş. Lakin bu araçların komuta kontrol sisteminde Türk yetkili yok. Bayramın hemen ertesinde Hasdal ve Silivri’deki silah arkadaşlarını hapishanede ziyaret eden Işık Koşaner boşuna istifa etmemiş demek ki... Hazır okuma açlığımı giderme konusunda kararlıyken Hasan İzzettin Dinamo’nun “Kutsal İsyan”ını yeniden okumaya karar verdim. Geçtiğimiz gün Mehmet Perinçek bir nebze olsun değinmiş. Mustafa Kemal’in Bekirağa Bölüğü’nde yani günümüzün Hasdal ve Silivri Cezaevleri’ndeki arkadaşları ziyaretinin ayrıntılarını Kutsal İsyan’da yeniden okurken, yeni baskısı olmadığı halde sahaflardan temin edilebilir, okuyucularımıza hararetle tavsiye ediyorum.
Not: Odatv. davasından tutuklu olan Kaşif Kozinoğlu’nun tabutu Silivri’den çıkıyor. Daha kaç tabut çıkar bilinmez. Kozinoğlu’nu Azerbaycan’da tanıdım. Allah gani gani rahmet eylesin.

Yavuz Selim Demirağ
Yeniçağ
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)