Türkiye kadına şiddete hayır sesini gittikçe yükseltiyor. Tabi bu durumun medyanın etkisi ile kitlelere ulaştırılması başarı katsayısını da önemli derece de arttırdı. İstenilen toplum düzeyi hala tam olarak görülmese de etkileşim ve gelişim sürüyor.
Kadının yeri Türklerde zamana göre değişkenlik gösterdi. Eski Türklerde kadının önemi büyüktü. Aile kavramının önemi kadının da önemini arttırıyordu. O dönemler için Anadolu Kadını erkek gibidir sözlerini duyarsınız mutlaka. Odun toplar, evin ihtiyaçlarını eşiyle birlikte karşılardı. Bu Osmanlı Devletin de kadın ikinci plana atılmış olmasına rağmen Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ile kadınların önemine tekrar dikkat çekilmiştir.
Kadın, anadır, yardır.
Kadını geri plana atmayı dini ve toplumsal nedenlere bağlayanlar olsa da bu kadınların şiddet görmesi için kesinlikle neden olamaz.
Cahil bırakılan Türk kadını artık akıllanmıştır. Kimsenin köle etme düşüncesine boyun eğmeyecektir.
Kadına şiddete artan protestolar meyvelerini vermektedir. Her ne kadar son zamanda karakolda bir kadına edilen işkence gözlerimizin önünden gitmese de...
Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının kadına şiddete hayır çabalarını takip ediyorum. Güzel yerlere gittiğine de inanıyorum. Toplumumuzda var olan saygı anlayışı ve aile içi saygı ve sevginin artması, şiddetin körüklenmesine engel olmaktadır. Giderek gelişen bu yapıdan önce kadınlar sonra da Türkiye kazanacaktır.