2012 Barış Getirecek mi?


Yeni yıldan ne beklenir?Barış,mutluluk,refah,sağlık,demokrasi ve özgürlük getirmesi değil mi?
Yıllar değişir beklentiler aynı kalır ve genelde de beklentiler hep beklenti olmaya devam eder.2012'de de durum farklı değil.
Tabii beklentilerin başında bugün,demokrasi sorunuyla birlikte,bir ölçüde de onun da geleceğini belirleyen Kürt sorunu geliyor.
Acaba Türkiye 2012 yılında bu alandaki çatışmaları geride bırakıp barışa ulaşabilecek mi?
Kürt sorununun seyir çizgisi çözüme doğru bir yol takip ediyor mu dersiniz*
2011'de,Kürt sorunu 2001 veya 2002'ye oranla daha mı çözüme yakınlaştı.Yoksa tersi mi oldu*
Bir zamanlar Kürt sorununun bir demokrasi sorunu olduğu,gelişmiş demokrasinin imkânlarından ayırımsız bütün yurttaşlar yararlandığı takdirde bunun da çözüleceği düşünülüyordu.
Pek de yanlış değildi.

***

Gerçekten de,demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla işletme halinde.Türkiye'de bu sorun çözülebilirdi.
Ama ne oldu?
Tam tersi yapıldı.Kürt kimliğinin üzerine vahşice saldırıldı,insanlara zulüm yapıldı.
Bu tutum talepleri azaltmadı,aksine arttırdı.
Ve geciken çözümler de derde deva olmaktan çıktı.Kürt kimliği konusundaki istekler daha yoğunlaştı.
Bu arada kaybedilen zaman,bir arada yaşama iradesini sürdüren insanların hareket içinde mevzi kaybetmelerine,bölünmeden yana olanların güçlenmesine yol açtı.
Bu zaman zarfında Kürt sorunu bir demokrasi sorunu olmaktan çıkıp etnik bir sorun haline geldi.
Kürt sorunu olmadığını ileri sürenler,zaman içinde yanıldıklarını anladılar.
Daha açık deyişiyle Türkler gördüler ki "Türk Kürt ayırımı yoktur,hepimiz kardeşiz"; "bir Kürt Türkiye'de nereye ulaşmak isterse ulaşır,bu ayırım isteği neden" gibi çıkışlarla sorunun üstünün örtülmesi.Kürt sorununun Türklerin veya devletin resmi ideolojisinin dayatmasıyla çözülmesi mümkün değildir.
Türkler nihayet anladılar ki,Kürtleri dinlemeden salt kendi dayatmalarıyla sorunu çözmeleri mümkün değildi.
Ama bu defa da Kürtler Türklerin önceden düştükleri yanlışa düşüyor,çözümün tarafların uzlaşmasından geçtiğini görmüyorlardı.

***

Bu arada,Kürtler arasında baştan beri var olan radikal unsurlar güç kazandılar ve Türklerle birlikte yaşama iradesi gittikçe kaybolmaya başladı.Aynı akımın aynı oranda olmasa bile Türkler arasında da güçlendiği de yadsınamaz.
Leyla Zana'nın demokratik özerkliğin artık yeterli olmadığı konusundaki açıklamalarının kişisel bir düşünce olmadığını görmemek için saf olmak gerekir.
Bu düşünceye varan Kürtlerin zaman içindeki düş kırıklıklarının sonucu olarak mı oraya vardıkları,yoksa zaten eskiden beri bu düşünceye sahip oldukları ve nihayet elverişli ortamı bulunca isteklerini açıklama yolunu mu tuttukları sorusunun artık bir önemi kalmamıştır.
O ya da bu şekilde,artık Kürtlerde Türklerle bir arada yaşama iradesi azalmaktadır.
Kürt sorunu artık Türkiye'nin bölünme sorunu haline gelmiş bulunmaktadır.
Bu durumda,Kürt sorununun vardığı bu noktadan geriye dönerek yeniden bir arada yaşama iradesini canlandırmak mümkün olabilir mi?
Bu mümkün olmadığı takdirde.2012'de barış gelebilir mi?
Buradan hareketle,hiç kimse," Türkiye bölüneceği yerde savaş olsun daha iyi" dediğimiz sonucunu çıkarmasın!Konuyu tartışmayı sürdüreceğim .

Ali Sirmen
Cumhuriyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)