Farkında mısınız hepimizin beyni yıkanıyor


Boş yere şu sözleri söylemeyin:
“Ben asla hükümetin palavlarına kulak asmam…
Çizilen pembe tablolara kanmam…
Benim aklım var, mantığım var….
Ben ekonominin içinde olan bir insanım, ne olup bittiğini bilirim…”
Bal gibi hepimiz, hergün medyada sürdürülen propoganda bombardımanından etkileniyoruz.
Uçurulan balonlara inanıyor, etkisinde kalıyoruz.
Şimdi sizlere bir arkadaş toplantısındaki konuşmaları aynen ileceğim.
Bakın, beyinler nasıl yıkanıyormuş, okumuş yazmış insanlar, hatta uzmanlar bile nasıl etki altına kalıyormuş görün.
Sözünü ettiğim arkadaş toplantısında işadamları, ekonomi uzmanları vardı.
Konu ihracattaki tarihi rekordu.
Herkes bunun büyük bir başarı olduğunu söylüyor, nereden nereye geldiğimizi anlatıyordu.
Ben o noktada lafa girdim ve şöyle dedim:
“İyi güzel, kuşkusuz Türkiye’nin yılda 134 milyar dolar ihracat yapması büyük olay. Hepimizin hayalindeki olay. Ama nedense ithalattan hiç söz eden yok. Neden ithalatı kimse, özellikle de hükümet ağzına almıyor?”
Tarihi rekor nedeniyle gülen yüzler birden asılıverdi:
“Ne olmuş ithalata?”
Devam ettim:
“Türkiye 100 dolarlık ihracat yapabilmek için tam 85 dolarlık ithalat yapıyor. İhracatımız 134 milyar dolar oldu. Çok sevindirici ama ithalatımız da yıl sonunda 241 milyar dolar olacak. Yani açığımız 107 milyar dolar. ”
Anında itirazlar bomba gibi patladı:
“Olmaz öyle şey. Bu rakamlar yanlış. İhraç mallarımızın yüzde 85′i ithal olamaz. Ancak yüzde 30′u, 40′ı olabilir. ”
Ben israr ettim ama kabul ettiremedim.
Ertesi gün araştırma yaptım Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın yaptığı araştırmaya göre rakamın 85 değil, 82 olduğunu belirledim.
Durumu dostlara bildirdim ve yüzde 3′lük bir yanlış yaptığımı da söyledim.
***
Gelelim enflasyona. Son bir yıldır yapılan yanlışlar sonucunda enflasyon yeniden tırmanmaya başladı.
2011 enflasyonu hükümet tarafından yıl başında 5.3 olarak öngörülmüş ve bu öngörü kamuoyuna açıklamıştı.
Yıl ortasına doğru baktılar ki enflasyon öngörüsü tutmayacak rakamı 7.8 olarak revize ettiler.
Yıl sonuda revize edilen rakam da tutturulamadı ve enflasyon 10.45 çıktı. Bu 8 yılın rekorudur.
Ayrıca ilan edilen enflasyonun belirlenmesinde de tartışmalar var. Çünkü sokaktaki enflasyon açıklanan enflasyonun çok üzerinde. Yani kitabi enflasyon başka, günlük yaşam için gerekli olan harcamalardaki enflasyon bambaşka.
Cari açık da öyle…
2011 başında cari açık 42.2 milyar dolar olarak öngörüldü. Ama 2011′in ilk 11 ayında cari açığın 75 milyar doları aşması bekleniyor.
Cari açıkta Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra dünya ikincisi olma onurunu elde ettik. Bu da bir tarihi rekor.
***
Başbakan yine gerginlik yarattı
Başbakan uzun zamandır konuşmuyordu. Hastalığından sonra salı günü ilk kez partisinin grup toplantısına katıldı ve uzun bir konuşma yaptı.
Kamuoyundaki genel kanı başbakanın üslubunu yumuşatacağı doğrultusundaydı.
Beklenmedik bir şey oldu. Başbakan her zamanki tutumunu değiştirmedi ve sert üslubunu aynen sürdürdü.
Siyasi rakiplerine, medyaya saldırdı. Onu bunu iblislikle suçladı.
Ve yine ortamı gerdi.
Başbakanın ortamı yumuşatacağı beklentisi içinde olanlar bir kez daha yanıldılar.
Ben de Başbakan’ın politikacı olarak gerginlikten beslendiğine iyice inandım.
***
Elçimizi niye çektik
Ermeni soykırımını inkarı cezalandıran tasarıyı çıkaran Fransa’daki büyükelçimizi tepki olarak apar topar geri çektik.
Peki şimdi ne değişti de büyükelçiyi geri gönderiyoruz? Madem geri gönderecektik neden apar topar Türkiye’ye çağırdık?
Ne oldu Başbakan Erdoğan’ın esip gürlemeleri? Ya açıkladığı yaptırım paketleri?
Sonunda “Türklere bakmayın. Onlar öfkelenince atıp tutarlar. Sonra öfkeleri geçer ve herşey eskiye döner” diyen Fransızlar haklı çıktı.
Dış politikada adımlar hesaplı kitaplı atılmazsa sonuç böyle olur.
Sözleriniz havada asılı kalır.

Tufan Türenç

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)