Gizli, önemli işler...


MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) Müsteşarı Hakan Fidan, Teşkilatın 85’inci kuruluş yıldönümünde medya yönetmenlerine Teşkilat Merkezinde verdiği yemekte “Teşkilatın” yeni reform ve yeni düzenlemesini anlattı.

Askerin elindeki istihbarat da dahil olmak üzere, ülkenin genel iç-dış istihbaratının patronu artık sivil bir kurumun, MİT’in patronajına geçiyor. Bu da bir bakıma istihbarat yetkisinin Ordunun elinden alınıp Hükümete bağlanması demek. Yaklaşık 1 yıldır süren pazarlıklar sonunda, Genelkurmay Elektronik Sistemler Komutanlığı’nın, bütün personeliyle birlikte MİT operasyonuna dahil edilmesidir.

***

“İstihbarat”ın yani casısluğun milattan önceki devirlerde Çin’de, Roma’da ve sonraları Osmanlıda önemli bir yeri vardı. Tabii, İngilterenin ünlü “Inteligence Servisi” ni, Lawrence’i ve Fransızların “Digisie Breau” sunu da saymak gerekir. ABD bu işlerde geri kaldığı 1930’larda Dışişleri Bakanlarından Sumner Wells “Centilmenler başkalarının mektuplarını okumazlar” der ve casusluk teşkilatını reddederken İkinci Savaştan önce “OWI”,sonra da CIA (Merkezi İstihbarat Teşkilatı)’nı kurdu. “Centilmenler başkalarının mektuplarını okumaktan öte” faaliyet gösterdi!..
Osmanlıda “Teşkilatı Mahsusa” hem istihbarat, hem de çeşitli “faaliyetlerde” bulunmuştu.
Kurtuluş Savaşında ve Cumhuriyetin ilk dönemlerinde bu faaliyet devam etti. Bu dönemde “istihbarat” (espiyonaj) ve kontr-espiyonaj sonunda MAH (Milli Emniyet Hizmetlerı Riyaseti) düzenli bir devlet kurumu olarak şekil aldı.

***

Millî Emniyet Hizmeti Riyâseti, Türk istihbarat örgütü,
Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın 6 Ocak 1926 tarihli emri doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk istihbarat teşkilatı olan Millî Emniyet Hizmeti Riyâseti (MEH./MAH) kurulmuştur. Teşkilât, 5 Ocak 1927 tarihinde şeklen İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştı. 6 Ocak 1926 - 5 Ocak 1927 tarihleri arasındaki bir yıllık çalışmaları, zamanın yöneticileri tarafından Riyâset’in kuruluşuna hazırlık dönemi olarak değerlendirilmiş ve bir gün sonraki 6 Ocak 1927 günü, MAH’ın kuruluş tarihi olarak kabul edilmiştir.
MAH’ın ilk başkanı Şükrü Âli Ögel idi.
Ben rahmetli Selahaddin Selışık’ı hatırlarım. Bir zamanlar MİT’in kapısında “Önemli İşler Müdürlüğü” yazardı ve hatırladığım kadarıyla bir zamanlar Ankara’da Vakıf apartmanında konuşlanmıştı.
MAH’ın halk arasında bir gizemi vardı... Göz kırpılır ve MAH diye fısıldanırdı,,,
MEH ve MAH mensupları her dönemde iktidara hizmet ederlerdi. Yani iktidardakiler MAH’ı kendi maksatları için kullanırlardı.
Atatürk öldükten sonra MAH yeni Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün hizmetine girdi ama adamlar aynı.
Sıcak bir sonbahar günü babam ve arkadaşları Atatürk Bulvarında yürüyorlar. Sıcak fazla gelmiş, paltolarını çıkarmışlar.
Babam dönmüş, arkalarında tandıkları bir MAH ajanı onları takip ediyor. Babam durmuş ve adama seslenmiş “Mehmet” diye. Adam şaşırmış... Babam “madem bizi takip ediyorsun şu paltolarımızı taşı” demiş.

***

Benim de bir anım var:
Yassıada’da tutuklu iken oradaki genç ve sert teğmenlerden Teoman Koman, daha sonra 1988’de MİT Müsteşarı olmuş ve bizim gazetecileri. Teşkilatta yemeğe konuk etmiş, beni de yanıbaşına almıştı.
Kendisine teşekkür ettim, “Şimdi bu konumunuzda sizin yanınızda bulunmak ne güzel” dedim.

Altemur Kılıç
Yeniçağ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)